Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Geçmişe özlem

Ne güzeldi hayatımız eskiden. Ne güzel yaşardık mutlu mesut. Huzurluyduk, küçük mutluluklarla yetinir, ufacık şeylere sevinirdik. Maddiyata değil maneviyata önem verirdik. Şimdiki gibi değildi dertlerimiz o zaman. Sıkıntılarımız anlıktı, kaygılarımız yoktu yarınlarımıza dair. Güzeldi be bizim çocukluğumuz, eskiye dair anılarımız, hatırladıklarımız güzeldi.

Geçmişe bir yolculuğa çıksak şimdi, kapasak gözlerimizi şöyle, acaba neler hatırlayıp, o günleri nasıl yad ederiz? Hadi bakalım çalıştıralım hafızaları. Başlayalım zamanda güzel bir yolculuk yapmaya…

Müzik kutuları vardı eskiden... İçine para atılır şarkı seçilirdi. Radyo dinlerken sıradaki parça bana gelsin diye şarkı tutar, dilek dilerdik. İçinde her saat başı çıkıp öten kuşların olduğu guguklu saatler vardı. Arkası kuşlu ve çiçek desenli aynalar... Pirinç başlı karyolalar, kanaviçeli karyola örtüleri, işlemeli renkli saten yorganlar, çamaşır çekmecelerinde güzel koku yaysın diye saklanan lavanta keseleri ve bir yastıkta kocamalar vardı, tabi birde yatak odalarındaki o uzun yastıklar…

Kitaplıklı kanepeler, oymalı kahverengi büfeler, büfelerin bir gözünde gazete kuponlarıyla alınan ansiklopediler, televizyonların ve orta sehpaların üzerine örtülen el emeği göz nuru danteller, duvarlarda siyah beyaz aile fotoğrafları, küpeli arap kızları, makromeler ve ağlayan çocuk resimleri vardı.

Odalardan yükselen şen kahkahalar ve tatlı sohbetler sarardı dört bir yanı. Komşu buluşmaları, toplaşıp yaprak saran, baklava açan, makarna kesen kadınlar olurdu.

Misafir odaları, misafir kolonyaları, misafir şekerleri, ortada duran misafir sigaraları... Gelen misafiri baş köşeye buyur etmeler, likör bardakları, aşk sarmaşıkları, zigon sehpalar, pembe tüylü nişanlı kız terlikleri, gramofonlar, pikaplar, plâklar, kasetler... Badem şekerleri, iki bisküvi arasına kıstırılan lokumlar, leblebi tozları, rengarenk cam misketler, küçük renkli küp şeklinde kolonyolar, topaçlar, bahçelerde elma, armut, kiraz ağaçları ve ağaç tepelerinde zevkle yapılan dut ziyafetleri… Her rüzgar esişiyle etrafa mis gibi yayılan hlamur kokuları... Asma yaprakları, akşam sefaları, at arabaları, faytonlar... Bayramlık kırmızı ayakkabılar, içine harçlık koyulan bayramlık kumaş mendiller, her hatırlayışımızda derin bir iç çektiğimiz o eski bayramlar… Kuzine sobaları, közde pişmiş patatesler, sobaların üzerinde pişen kestaneler, güzel koksun diye soba üzerine konulan portakal ve elma kabukları... Köstekli saatler, basma entariler, espadriller, tokyo terlikler...

Utana sıkıla edilen arkadaşlık teklifleri, mahcubiyetle ve endişeyle beklenen o tekliflerin cevapları, masum sevgililer, platonik aşklar, karasevdalar... Karasevdadan düşülen ince hastalıklar, yapılan centilmenlikler, edilen güzel iltifatlar, sonuna rujlu dudaklarla öpücük kondurulan ve okurken gözyaşlarıyla mürekkebi dağılmış aşk mektupları... İçi gülen gözler, kızaran yüzler, hatıra defterleri, kitapların arasında kurutulan çiçekler, tebrik kartları, kartpostallar, pul koleksiyonları... Semaverde demlenen çaylar, hoş sohbetler eşliğinde içilen ince belli bardaklar... Çizgi romanlar, parmağını kesip kankardeşi olmalar, ahret düğünleri, fotoromanlar, yazlık sinemalar, uçurtmalar...

Zillere basıp kaçan çocuklar... Bayramlarda şeker toplayan çocuklar... Seksek oynayan, ip atlayan, saklambaç oynayan çocuklar, çöpçü olmayı hayal eden çocuklar, masalcı nineler... Defterlere yapılan kenar süsleri, kitaplara kaplanan renkli kaplıklar, kolalı bembeyaz yakalar, yakalara okulda öğretmen tarafından takılan kırmızı kurdeleler…

Haydarpaşa'da trenler, tahta bavullar, vedalar, kavuşmalar... Yolcu ederken arkadan dökülen sular ve gidenin ardından sallanan eller vardı eskiden. Eskidendi çok eskiden… Şimdi çoğaldıkça eksilen, hüzünlendirip gözyaşı döktüren, özlemini belki de ömrümüzün sonuna kadar çekeceğimiz bir hayatı özlüyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi