Martılar küsmeyin bana…

Bahar geldi.

Kışın bitmesi baharın gelmesi her toplumda “sevinçle” karşılanmış.

Hatta kutlanılmış!

Ne de güzel!

İnanışlardan birisi de Balkan göçmenlerine ait…

Baharın gelişini “bileklik” takarak kutlamışlar.

Adına da “Marteniçka” demişler.

Çok eski bir gelenek.

Eski olan her şey güzel…

1 Mart’ta, kırmızı beyaz ipliklerle örülen değişik motiflerde bileklikler takılıyor.

Beyaz; uzun ve sağlıklı bir ömrü; kırmızı mutluluğu ve bereketi temsil ediyor.

Marteniçka’nın takılma zamanı olduğu gibi bir de çıkarılma zamanı var elbet...

Ne zaman mı?

Belki bir kırlangıç görüldüğünde…

Ya da bir leylek…

Kimilerine göre bazen sadece kuş olması yeterli…

Martı da olabilir turna da…

Ben takıntılıyım…

Havada illa ki “leylek” göreceğim.

Sen “martı” gör…

Adı “marteniçka” ya martılardan mı aldı bu ismi diye sorgulamadan edemiyor insan ama ben illa ki leylek göreceğim işte…

Martılar kızmasın bana şimdi…

Turnalar da…

Küserlerse içimdeki çırpınan kuşu öldürürler.

Her neyse…

Havada adı geçen kuşlar görüldüğü an, bu bileklikler çıkarılıp en güzel dileklerle, çiçek açmış bir ağacın dalına bağlanıyor.

Bahar nene öncelikle hoş geldin, sefalar getirdin!

Bir dileğim var!

Mütevazidir elbet!

Büyük şeyler hayal edemem ki büyük dilekler dileyeyim!

Amma senin elinden gelir, halledersin!

Zamanını da sen bilirsin!

Sen hele bana göster şu leyleği, ben ağacımı hazırladım…

En çiçeklisi…

Sabırla beklerim geri kalanını…

Gördüğüm an bilekliğim kolunda, saçlarım rüzgarların dalgasında, gülümseyişim yalancı güneşin koynunda koşacağım, koşacağım, koşacağım…

O ağaca…

Bağlayacağım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi