1885-1967 yılları arasında yaşamış Fransız tarihçi ve romancı Andre Maurois bir eser meydana getirmenin yolunu şöyle anlatıyor:
"Edebi olsun, ilmi, siyasi veya sanayi alanında olsun, eğer bir eser ortaya koymaya niyetiniz varsa, kendinizi tüm benliğinizle ona veriniz, her dakikanızı ona harcayınız.
Marcel Proust kendini dağıtmış olsaydı muazzam eserini yazabilir miydi? Balzac, kendini gülük hayatının akışına kaptırmış olsaydı, başla başına bir dünya oluşturan romanlarını yazabilir miydi?
Pasteur, Flaming, Einstein dikkatlerinilazer ışığı gibi tek nokta üzerinde yoğunlaştırmamış olsalardı keşiflerini yapabilirler miydi?
Gücünüzü harcayacağınız uygulama sahasını iyi tespit ediniz, bunu yaptıktan sonra da azimli, ateşli delici olunuz."
Yerçekimi kanunu
Isaac Newton, bazen yaptığı işe öylesine dalardı ki yemek yemeyi bile unuttuğu olurdu. çok az uyurdu. Aklındaki problemin çözümüze ilişkin yeni bir fikir gelip de çalışma masasının başına geçtiğinde oturmayı dahi unutup saatlerce çalışırdı.
Bir gün dinlenmek üzere bir elma ağacı altında otlar üzerinde yatarken, ağaçtan elmaların düşüşünü görüp yerçekimi kanununu keşfetti. Onun bu keşfi konsantrasyon yüksekliğini, nerede ve nasıl olursa olsun düşünceyi bir konuya odaklamanın faydalarını da göstermekteydi.
Newton’a buluşlarını nasıl gerçekleştirdiği sorulduğunda: "Daima sabrederek ve düşünerek" cevabını vermişti.
Başarılı olmak için mutlaka üstün zekalı olmak gerekmediğini anlatmak içinse. "konuyu her zaman göz önünde tutarım. Sonra da şafağın yavaş yavaş aydınlığa çevrilmesini sabırla beklerim" demişti.
Asma köprünün icadı
Sir Samuel Brown, Tweed Irmağı’nın yakınında oturuyordu. Bu ırmağın üzerine ucuz fakat sağlam bir köprü yapmayı planlıyordu. Bir gün bu düşüncelerle bahçesinde gezerken gördüğü örümcek ağı ona, demir ipler ve zincirlerle bir asma köprü kurabileceği fikrini verdi.
Sonuç; onun icadı olan, asma köprüdür.