üniversite sınavları yaklaşıyor ve şehrin üniversitelere dair konumuna dair  de düşünmeden edemiyoruz.

öyle ki;

“Kütahya ve Afyon’da bile 2 üniversitenin bulunduğu bir zamandayız.”

Eskişehir ise ancak bölünmüş bir üniversite sayesinde ancak üçüncü üniversite sahibi olabilmiş.

+++

Yıllardır konuşulup dururuz şu “Vakıf üniversitesi” meselesini.

öğrenci şehri denilen şu şehre bir tane bile yatırımcıyı çekip, vakıf üniversitesi nasıl kazandıramıyoruz ya, inanamayız bir türlü!

Türkiye’de “öğrenci şehri, üniversite hayatı” denince İstanbul’dan bile önce Eskişehir söyleniyor.

Ama her konuda olduğu gibi bunda da nicelik ve nitelik konusunda yine yetersiz kalmaya devam ediyoruz.

+++

Bu şehrin alt yapısı yeni bir üniversiteyi, yeni bir kampüsü, yeni bir Bağlar’ı, yeni bir Büyükdere’yi çok rahat kaldırabilecek durumda.

Vakıf üniversitelerinin payı ise ülkemizde yüzde 40’lara yaklaşmış durumda.

Ve biz bu yüzde 40’lık pastadan tek bir lokma bile alamıyoruz.

Türkiye’de 11 ilde vakıf üniversitesi bulunuyor.

İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Mersin, Konya, Gaziantep, Trabzon, Nevşehir, Kayseri ve Bursa.

Eskişehir’in bu şehirlerden eksik kalır yanı nedir?

Hele ki bütün gençlere sorun?

“Konya, Trabzon, Kayseri, Nevşehir gibi illerde mi öğrenci olmak istersiniz Eskişehir’de mi?” diye…

Kuşkusuz yanıtları aynı olacak!

“Eskişehir” diyecekler ama biz Eskişehir olarak hala gerideyiz, hala hiçbir şey yapmıyoruz.

Nasıl eğitim şehriyiz gerçekten anlamıyoruz…

******************

BUNDAN SONRASI DA öNCESİ KADAR öNEMLİ!

Pandemi sürecinde belediyelere büyük iş düştü.

Eskişehir’de ise bu sürecin doğru yürütüldüğünü düşünenlerdeniz.

Devlet imkanları ile birlikte belediyelerin de bu mücadeleye güçlü biçimde girmesi ortaya bir sinerji çıkardı.

Ve o sinerji halkın da tedbirleri harfiyen uyması ile anlamlı oldu.

Eskişehir şu süreçte kendisine yakışanı yaptı.

+++

Belediyeler içerisinde Tepebaşı’nın özellikle maske üretimi konusundaki çabaları takdire değerdi.

Bununla birlkte şehrin dezenfeksiyonu konusunda da neredeyse gece gündüz çalışma yürüttüler.

Yani bugüne değin yürütülen hassas bir dönem oldu.

Başkan Ataç ise, şu an ki hassasiyetin yeni dönemde de sürmesi gerektiğini düşünenlerden.

Bunun için ekibi ile enine boyuna bir toplantı gerçekleştirmiş.

Bundan sonrası için daha yoğun mücadele talimatı vermiş.

Hayli yerinde ve zamanında atılan bir adım bu…

çünkü, Ataç’ın da dediği gibi;

“Bundan sonrası da, en az bundan öncesi kadar önem taşıyor”

****************

TüLOMSAŞ’IN ANILARINI NASIL KAPATACAKLAR?

Birkaç gündür Tülomsaş’ın kapatılmasını yorumluyoruz.

Ve şu süreçte gördük ki;

“Eskişehir, Tülomsaş’ını gerçekten çok seviyor ve değer veriyormuş.

Telefonlarımız adeta susmadı çünkü.

Pek çok Eskişehirli, Tülomsaş’ın şehrimizin elinden kayıp gitmesine tepkiliydi.

+++

Arayanlardan birisi de Sivrihisar Eğitim Vakfı Başkanı Naci Şakar’dı…

Şakar, Eskişehir’in adeta demiryolu hafızasıdır.

Sektörün içerisinden yetişmiş, kentin değerli bir demiryolu insanıdır.

Kuşkusuz alınan kararın en çok etki bıraktığı kişilerdendir.

İlk olarak, “Gerçekten içimiz yandı” diye başladı sözlerine.

Ardından ise, “Tülomsaş’ı fiilen kapatibilerler ama anılarını nasıl kapatacaklar?” diye sordu.

+++

Tülomsaş’ın şehre kattığı manevi değerlere dair onca anı anlattı Naci Şakar…

O anlattıkça bizim de yüreğimiz acıdı.

Ve telefonu kapatırken de şunu söyledi;

“Eskişehir olarak Tülomsaş mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz”