Pandemi öncesinde bir program vardı Tusaş’ta…

Eskişehir’deki gazeteciler de davet edildi.

“Davete icabet etmek lazım” diyerek gitmiştik.

Şehrin gazetecilerini, giriş kapısı önünde beton bölümlere oturmuş halde bulduk.

Kendi aracımız için bir park yeri bulduktan sonra, meslektaşlarımızın bekleyişine bizde katıldık.

Kurum içerisinden bir araç gelerek gazetecileri içeri aldı uzun bekleyişten sonra.

Elbette kimlik taramaları falan filan söylemeye bile gerek yok…

+++

Tören sırasında ise bir güvenlikçi takıldı peşimize…

“Cep telefonu ile fotoğraf çekmek yasak” diyerek enteresan biçimde çalışmamıza engel olmaya çalıştı.

Bir değil, iki değil üç değil derken;

Baktık ki çalışma ortamı sağlanamıyor, hatta üzerine birde fırça yiyoruz, çıktık o anda törenden.

+++

Neden anlattık bu lüzumsuz anımızı, onu da açıklayalım…

Biliyorsunuz, ülkenin gündeminde şu an milli helikopter motorunun teslim töreninde yaşananlar var.

Törenin sabote edildiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan video konferenstayken söylüyor TEİ Genel Müdürü.

Motorun çalıştırıldığı anın görüntülerinin, anlaşılan şirket tarafından kasıtlı olarak ekrana verilmediğini ileri sürüp;

“Oysa bu işi Cumhurbaşkanlığı’nın önerdiği şirkete de vermiştik. Hakkımızı helal etmiyoruz!” diye de olan bitene tepkisini ortaya koyuyor.

Şimdilerde ise herkes bu şirketin kim olduğunu;

Cumhurbaşkanlığı tarafından önerilen bu firmanın neden böyle bir şey yapma gereği duyduğunu konuşuyor.

+++

Neyse…

Bunlar bizi ilgilendiren kısımlar değil.

Bizim üzüldüğümüz nokta;

“Tüm bunların Eskişehir’de yaşanıyor oluşu”

Eskişehir’e mal olmuş koskoca bir firmanın yaşadıkları içimizi cızlattı anlayacağınız...

üstelik tek bir Eskişehirlinin bile davet edilmemesine rağmen üzüldük şu hale.

İktidarı, muhalefeti dahil bir vekilin bile çağırılmadığı bir törene yandık.

Eskişehir’deki bir törende Eskişehir’in neredeyse kapı dışarı kaldığı bir ortamda olan biten sahiden içimizi yaktı.

Tusaş’ın ürettiği ürün yerine, törendeki skandalların konuşulması bir Eskişehirli olarak ağrımıza gitti.

+++

Kısaca söyleyeceğim şu;

“Eskişehir’in firmaları bu şehre sırt dönmesinler.

Kendilerini bu şehirden soyutlamasınlar.

Kendilerini çok özel bir yere koymasınlar!

Sonuçta, içine kapanmış bu tür firmalar bu şehrin alt yapısından, insan gücünden, yetişmiş işçilerinden faydalanıyor.

Eskişehirlilerde bu yüzden, kendi topraklarında bu derece önem teşkil eden firmaları benimsiyor, özümsüyor, seviyor, saygı gösteriyor.

İşte bu yüzden anlamsız tavırlarla karşı karşıya kalsakta;

Kendi kentimizdeki kurumdaki töreni bile görüntüleyemesekte;

Sırf “Eskişehir’in şirketi” diye üzülüyoruz, o törende yaşananlara…

Ve sonrasında içimizden “keşke” diye geçirmeden de edemiyoruz.

çünkü “Cumhurbaşkanlığı’na sorulup alınan tavsiye ile anlaşılan şirket yerine;

Keşke Eskişehirli bir şirket bu iş için kullanılsaydı.

öyle yapılsaydı, o tören böyle mi biterdi?” diye sormadan geçemiyoruz işte…

Emin olun ki Eskişehirli şirket, o töreni sizden daha çok sahiplenirdi.

Ve şimdi törendeki skandallar yerine, Tusaş’ın ürettiği milli motorları konuşuyor olurduk ülkece.

Ama tam tersi oldu, ne kadar acı değil mi?