İzmir Depremi, yüreğimizi yaktı.

Maalesef ki, radikal kararlar almadıkça;

ülkemizin yapı stokunu yenilemedikçe, aynı acıları yaşamaya devam edeceğiz.

çünkü bilim söylüyor bunu.

ülkemizin deprem zonunda olduğunu anlatıyor.

Yurdumuzun kuzeyden, güneyden, doğudan ve batıdan fay hatları ile çevrili olduğunu belirtiyor.

Haritalarla da bunu gerçeği ortaya koyup;

“Deprem alanlarındaki tedbirler çok daha sıkı olmalı” diye de ekliyor.

+++

Yani yapılması gereken, deprem kuşağında olan ve tedbirler sayesinde deprem yokmuş gibi yaşayan ülkeleri örnek almaktan geçiyor.

En klasik örneği elbette Japonya…

Deprem artık sıradan bir olay haline gelmiş durumda bu ülkede.

Ve en az onlar kadar da Türkiye olarak bu işi sıkı tutup;

“Deprem kader değildir” demek durumundayız.

+++

Ancak gelin görün ki;

Bilim, teknoloji ve dijital çağı yaşadığımız şu dönemde;

Depremin oluşları hala farklı konulara indirgeniyor.

İnsanların yaşam tarzından tutunda, etnik kimliğine ve hatta siyasi düşüncelerine kadar irdeleniyor.

üstüne üstlük;

Meydana gelen deprem ve ölenler için sevinenler bile oluyor.

Sosyal medyada, İzmir depremi sonrasında bunu bir kez daha gördük.

Tüm bunları görünce de, inanın neye üzülüceğimizi şaşırdık artık.

İzmir’deki depreme mi, yitip giden canlarımıza mı?

Hala çıkarılamayan deprem yasalarına mı?

Alınmayan tedbirlere mi?

Yoksa “oksijen israfı” diye tanımlayacağım sözünü ettiğim insanlarla aynı ortamda yaşadığımıza mı?

Hangisine üzüleceğimize bilmiyoruz inanın…

Geriye söyleyecek çokta bir şey kalmıyor bizlere…

Sadece “Yazıklar olsun” demekten başka bir söz de bulamıyoruz…

***************

ESES İçİN AYNI DUYGULARI TAŞIYORUZ!

Eskişehirspor’da değişen bir şey yok.

Gençlerle, bu ligi götürmeye çalışıyoruz.

Diğer taraftan puan silme cezaları yakamızı bırakmıyor.

Neredeyse bir takımın yaşayacağı bütün olumsuzlukları yaşıyor şu an Eskişehirspor.

+++

Ama işin içinde Es-Es olunca, umutlarımız hiç bitmiyor.

Lig başladığından beri;

“Gençlerle bu işin üstesinden geliriz” türünden pek çok yazı yazdık zaten.

Bir türlü istenilen sonuçlar gelmeyince de;

“Artık lige yeniden başlama zamanı geldi” duygusuna evriliyoruz.

Bu yönde de yine hayallerimizi yansıtan yorumlar yaptık.

Ve hala aynı noktadayız.

Bugünkü söylemimiz ise şu;

“İki hafta üst üste kendi sahamızda oynacağız.

Her iki maçta kader maçlarımız.

Yani bizim için lig şimdi başlıyor.

Bu iki maçtan alnımızın akıyla çıkarsak önümüz açık!”

+++

Es-Es için aynı psikolojideyiz yani.

Bugüne kadar her türlü olumsuz sonuca rağmen bundan vazgeçmedik.

Elbette bundan sonra da vazgeçmeyeğiz.

Ama bari bu sefer olsun!

Bugünkü Akhisar maçıyla gerçek bir yeniden başlangıç yaşayalım.

Haydi çocuklar…