Büşra Karadan’dan 10 Aralık açıklaması

Büşra Karadan’dan 10 Aralık açıklaması
Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Büşra Karadan, insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Karadan, “Hukukun üstünlüğü yerine idarenin üstünlüğünün yerleşmeye başladığı bu süreçte, savunma mesleği de doğrudan baskı altındadır” dedi.

10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu, Baro hizmet binasında açıklama gerçekleştirdi. Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Büşra Karadan yaptığı açıklama ile en temel hakların ihlalinin olağan hale geldiğini savundu.

Karadan, “Ülkemizde ise insan hakları alanında yaşanan sorunlar her geçen gün derinleşmektedir. Adil yargılanma hakkı, ifade özgürlüğü, kadınların ve çocukların şiddetten korunma hakkı, çevre hakkı, barınma hakkı gibi en temel hakların ihlali artık olağan hale getirilmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine idarenin üstünlüğünün yerleşmeye başladığı bu süreçte, savunma mesleği de doğrudan baskı altındadır. Avukatlar, yalnızca müvekillerinin değil, toplumun tamamının hak arama özgürlüğünün güvencesidir. Bu nedenle bizler, her türlü baskı ve yıldırma girişimine rağmen insan haklarının savunulmasından vazgeçmeyeceğiz. Eskişehir Barosu olarak, kentimizin yaşam, sağlık ve gelecek kuşakların hakkıyla iç içe geçtiği gerçeğini göz ardı edemeyiz. Kentin doğal kaynaklarını, tarım alanlarını ve yaşam çevresini tehdit eden maden projeleri, yalnızca çevreyi değil, insanın yaşam hakkını da doğrudan hedef almaktadır. Doğanın talan edilmesine karşı durmak; hukukun, bilimin ve vicdanın ortak sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.

“Ertelenemez Bir Sorun”

MESEM uygulaması ile ilgili de eleştirilerde bulunan Karadan, çocuk işçiliğinin yaşam hakkının açık ihlali olduğunu söyledi. Karadan, “Son dönemde özellikle Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) kapsamında çocukların ağır ve denetimsiz koşullarda çalıştırılması, bu çocukların yaşamlarını yitirmesine yol açan vakalar, hepimizin vicdanını sarsmaktadır. Çocuk işçiliği, hangi isim altında olursa olsun, çocuğun üstün yararı ilkesinin ve yaşam hakkının açık ihlalidir. Bu acı kayıplar, çocuk hakları konusundaki denetim eksikliklerinin artık ertelenemez bir sorun haline geldiğini göstermektedir. Yıl boyunca farklı komisyonlarda farklı konularla da olsa defalarca kez adalet, özgürlük ve eşitlik çağrısı yapmak zorunda kalıyoruz. Oysa dileğimiz, bir gün bu çağrıların son bulduğu, artık hiçbir hak ihlalinin yaşanmadığı, hukuka aykırılıkların değil adaletin konuşulduğu bir ülkede yaşamaktır. Ne yazık ki, bu dileğe yaklaşmak bir yana, her geçen gün daha fazla hak ihlaliyle, daha derin adaletsizliklerle karşılaşıyoruz. Bu gerçek, insan hakları mücadelesinin yalnızca bir görev değil, yaşamın kendisi kadar zorunlu ve vazgeçilmez olduğunu bize her seferinde hatırlatıyor. İnsan hakları mücadelesi, metinlerde değil; bir öğrencinin eğitim hakkına erişiminde, bir kadının şiddetten korunma talebinde, bir işçinin güvenli ortamda çalışmasında, bir çocuğun oyun oynama hakkında hayat bulur. Bizler Eskişehir Barosu olarak, insan hakları mücadelesinin yalnızca bir güne sığmadığını; yılın her gününde, her alanda sürdürülmesi gereken bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz” sözlerini kaydetti.

Etiketler :