Disiplinsiz tavırları, şehir hayatında başına gelenler, sahada ortaya koydukları.
Bir değil, iki değil, üç değil!
Ne zaman bir şımarıklık yapsa yaşına verildi.
'Belki de daha olgunlaşmamış kişiliğidir' denildi.
'Daha çok genç, yaptığı hataları tekrarlamaz' denildi.
Hoş Bülent Hoca maç sonrası yine aynı şeyleri söyledi!
Ancak bu iş artık çığırından iyice çıktı.
***
Bursa maçını izlerken, öylesine keyif aldık ki anlatılmaz.
Ortada belki de son yıllarda izlediğimiz en iyi Eskişehirspor vardı.
Erkan'ın driplingleri, Alper'in müthiş maestrosu, Sezer'in bilek hareketleri vs.
Emin olun maçın sonucu hiçte umurumuzda değildi!
Şundan da eminiz ki, sahada sergilenen futbolu izleyen binlerce kişinin de hiç umurunda değildi!
Ancak;
18 yaşında birisi, maçın öyle bir anında, öyle bir şey yaptı ki, bütün orada olan herkesin tüm keyfini yerle bir etti!
***
O an yapılan bizce bardağın son damlasıydı.
Çünkü yapılan hareketle 18 yaşındaki o kişi, o maça gelen ve yüreği takımın ortaya koyduğu performans kadar güçlü atan tribünlerle dalga geçiyordu.
O, şampiyon takımın futbolcularını sahaya gömen arkadaşlarının emeği ile dalga geçiyordu.
O yüz binlerce lira aldığı kulübün yöneticileri ile dalga geçiyordu.
Ve o kişi, koskoca bir şehirle dalga geçiyordu.
***
Bundan sonrası için kulüp yönetimi ne yapar, teknik kadro nasıl bir tavır sergiler bilinmez.
Ancak bizim bildiğimiz koskoca bir camianın, 18 yaşındaki bir kişi karşısında nasılda eğildiğidir.
Bursa maçında yaşanan tablo bizce Eskişehirspor tarihinin en acı anlarından birisidir...