Ali Baş - Eskişehir Notları

Ali Baş - Eskişehir Notları

20 yıl içinde fark yaratabiliriz!

Ali Baş

Beylikova’da bulunan Nadir Toprak Elementleri (NTE) ABD Başkanı Trump’un konuyla ilgilenmesinin ardından gündemdeki yerini koruyor. Nadir Toprak elementleri ile ilgili Eskişehir Teknik üniversitesi (ESTÜ) bir süredir çalışma yürütüyor. Konuyla ilgili Rektör Prof. Dr. Adnan Özcan ile görüştüm…

Saflaştırılmış nadir toprak elementleri üzerinde çalışan laboratuvarlarının dünya ölçeğinde Ar-Ge yaptığını belirten Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ) Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, Beylikova’daki tesis tam kapasiteye ulaştığında Türkiye’nin işleme kabiliyetinin uluslararası seviyeye taşınacağını söyledi.

Türkiye’nin son dönemde stratejik önem kazanan nadir toprak elementlerine yönelik yatırımları, üniversitelerin Ar-Ge altyapılarıyla destekleniyor. Eskişehir Teknik Üniversitesi (ESTÜ), bünyesindeki laboratuvarda saflaştırılmış ender toprak elementleri üzerinde yürüttüğü çalışmalarla hem teknolojik üretime hem de ulusal sanayinin ihtiyaç duyduğu kritik malzemelere katkı sağlamayı hedefliyor. ESTÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Özcan, Türkiye’nin bu alanda küresel oyunculardan biri olabilmesi için üniversiteler arası işbirliğinin güçlendiğini ve uzun vadeli bilimsel politikaların oluşturulmasının şart olduğunu vurguladı.

soylesi-foto-2.jpg

-Prof. Dr. Adnan Özcan’a şu soruyu yöneltiyorum, üniversite bünyesinde yapılan araştırmalar hangi boyutta?

-Laboratuvarda yürütülen çalışmalar Türkiye açısından kritik bir değer taşıyor. Nadir elementlerinin işlendiği bir laboratuvarımız var ve burada saflaştırılmış ender toprak elementleri üzerinde çok yönlü araştırmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar yalnızca bilimsel veri üretmekle sınırlı değil; aynı zamanda bu elementlere yeni kullanım alanları oluşturmayı, yeni nesil aygıtların prototiplerini geliştirmeyi ve tüm bu süreci üniversitemizin Ar-Ge ekosistemi içinde yürütmeyi amaçlıyor.

İşletme kabiliyeti dünya ölçeğine ulaşacak

-Beylikova’da yapılan tesis şu anda kapasitesi yeterli mi?

-Günümüz teknolojisinin hemen her alanında kullanılan bu elementlerin stratejik önemi her geçen gün artarken, Beylikova’da inşa edilen tesis tam kapasiteyle faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin işleme kabiliyeti dünya ölçeğinde bir seviyeye ulaşacak. Bu kapasite artışı, ülkemizin uluslararası pazarda çok daha etkin bir oyuncu hâline gelmesini sağlayabilir. Üniversitemizin sahip olduğu teknolojik altyapı Türkiye’deki diğer araştırma merkezleriyle de bütünleşik biçimde çalışıyor.

-Kamuoyunda şöyle bir eleştiri var. Biz bu madenleri işlemiyoruz, hammadde olarak ihraç ediyoruz? Bu doğru mu?

-Nadir elementlerin yalnızca hammadde olarak ihraç edilmesi Türkiye açısından sürdürülebilir değil! Bu elementler pek çok kritik alanda fark yaratacak nitelikte. Nadir elementleri kiloyla satmak ülkeye sınırlı bir gelir sağlar; fakat bu elementleri ürün hâline getirip belirli bir seviyeye taşıdığınızda ortaya çıkan katma değer katlanarak artar. Bu nedenle hem kamunun hem de araştırma merkezlerinin bu yönde yatırım yapması Türkiye’nin gelecekteki rekabet gücünü belirleyecek!

Gerçekçi zamanlama şart, 20 yıl içinde fark yaratabiliriz

-Hocam kamuoyu ülkemizin nadir toprak elementleri alanında hızlı sonuç almasını istiyor. Böyle bir hedef olabilir mi?

-Uzun vadeli planlama önemli! Bu alanda on yıl içinde büyük bir sıçrama beklemek gerçekçi olmaz. Ancak bilimsel olarak planlı, çevreye duyarlı ve doğru adımlarla ilerlenirse yirmi yıl sonra Türkiye’nin fark yaratan ülkeler arasında yer alması mümkün. Bu yalnızca teknolojik bir hedef değil, aynı zamanda insan kaynağı, koordinasyon ve sürdürülebilir politika gerektiren bir süreç. Türkiye’de uzmanlık odaklarının oluşmaya başladığını görüyoruz ancak bunların bir üst çatı altında koordine edilmesi şart. En büyük eksiğimiz insan kaynağı! Bu alanda yetişmiş uzmanları çoğaltabilirsek uzun vadeli başarı mümkün olur!

Türkiye doğru stratejiyle güçlü bir konuma gelebilir

-ESTÜ’nün Ar-Ge altyapısı Nadir Toprak Elementleri konusuna ne kadar hazır?

-ESTÜ’nün Ar-Ge altyapısı dünya standartlarında diyebilirim. Türkiye’nin nadir toprak elementleri alanında uluslararası rekabette yer almasının yalnızca zaman ve strateji meselesi! Eskişehir’deki çalışmalarımız bu hedefte kritik bir rol üstlendi. Bizim laboratuvarımız bu alanda hem Türkiye hem de dünya açısından en güncel uygulamaların yapıldığı merkezlerden biri. Kaynağa bu kadar yakın bir Ar-Ge ortamı oluşturabilmek büyük bir avantaj sağlıyor. Doğru yatırım, doğru insan kaynağı ve uzun vadeli bilimsel yaklaşım bir araya geldiğinde Türkiye bu alanda güçlü bir üretim ve teknoloji merkezine dönüşebilir!

nadir-toprak.jpg


Umre İçin Günde 5 Sefer!

Hasan Polatkan Havaalanı bir diğer önemli konu! Tarifeli seferler yapılmasa da iki konuda öne çıkıyor. Umre seyahatleri ve Belçika ve Hollanda’dan gelen gurbetçiler…

umre-1.jpg

Rektör Adnan Özcan, Havaalanının umre seyahatleri açısından Türkiye’de önemli bir merkez konumuna ulaştığını söyleyince şaşırıyorum…

Özcan rakamlar veriyor:

-Daha önce Eskişehirli seyahat acenteleri tarafından günde yalnızca 1 sefer umre uçuşu düzenleniyordu. Havaalanında yapılan inceleme ve iyileştirme çalışmalarının ardından bu sayı günde 5 sefere çıktı!

Eksiklikler giderildi

Havalimanında yapılan teknik ve fiziki incelemelerde özellikle kafeterya, dinlenme alanları ve ihram giyme alanlarının yetersiz olduğu belirlenince Özcan, harekete geçiyor. Yapılan yeni düzenlemelerle bu sorunu tamamen ortadan kaldırılıyor.

Aktarma noktası oldu

Gerçekleştirilen iyileştirmelerin ardından Eskişehir Hasan Polatkan Havaalanı sadece Eskişehir’e değil, çevre illere de hizmet vermeye başladı. Rektör Özcan aktarma illerini sıralıyor:

-Kayseri, Yozgat ve Konya! Önce Eskişehir’e geliyorlar sonra Mekke’ye gidiyorlar!

umre2.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Baş - Eskişehir Notları Arşivi