4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

AB VE TÜRKİYE

AB Komisyonu'nun, Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye'nin katılım müzakerelerinde, yeni fasıl açılmasına, bir adım daha yaklaştığını duyurdu. Haberi Twitter hesabından verdi. Stefan Füle takipçilerine gönderdiği mesajda, "Türkiye katılım müzakerelerinde yeni fasıl açmaya bir adım daha yakın. Üye Devletler, Ankara'nın Bölgesel Politikalarla ilgili, 22'nci fasılda yapması gerekenler konusunda mutabakata vardı" dedi.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ise 'Avrupa Birliği üyeliği konusunu hafife almamız söz konusu değildir' dedi, ancak Türkiye AB'ye alınmazsa 'kıyametin de kopmayacağını' dile getirdi.
Elbette müjde, nasıl gelişecek önümüzdeki günlerde görülecektir. Ancak Avrupa Birliği, bir medeniyet projesidir denilmekte ama Avrupa Birliği, bir Hıristiyan kulübüdür. Nitekim Katoliklerin ruhani lideri, Alman asıllı papa 16'ncı Benediçt, papalık taktına oturmasının ardından, kaleme aldığı kitapta, Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne, üyelik sürecine karşı çıktı.
Papa Benediçt Avrupa liderlerini, Türkiye'nin, AB'ye girişi konusu üzerinde düşünmeye davet ederek, şu ifadeleri kullanıyor." Türkiye, Hıristiyan kökene sahip olmayan, İslam kültüründen etkilenmiş bir ülke. Daha sonra, Atatürk, Avrupa' da Hıristiyan dünyada oluşmuş laikliği, nakletme girişimi ile bu Türkiye'ye, laik bir devlete dönüştürmeye çalışmıştır. Ancak Avrupa'nın, kimliği, sadece aynı aydınlatmacı kültürel içerik ve normlar belirleyebilir. Bunu yapmayanlar ise, Avrupalı olamaz. Hıristiyan kökenlerimizin, AB Anayasası'nda açıkça belirtilmiş olmaması da büyük eksikliktir." demiştir.
Papa bu ifadeleri ile "Türkiye, Hıristiyan olmadığı için AB'ye giremez" diyor
Elbette Avrupa'da, Papa Benediçt gibi, düşünmeyenler de var. Nitekim, İslam uzmanı Prof. Montgomery Watt, 1983 yılında yayınladığı, "Günümüzde İSLAM ve HIRİSTİYANLIK " adlı kitabında, Avrupa'da, o yıllarda, 10 milyon Müslüman' nın bulunduğuna dikkat çekerek, artık geçmiş tarihin "ÇATIŞMACI" davranışını bırakıp,"DİYALOGA" a yönelmek, gerektiğini yazmıştı. Kitabın alt başlığı ise "DİYALOGA KATKI" idi.
Aslında Avrupa Birliği' nin, Türkiye' nin hayrına olmadığını söyleyen, Avrupalı akademisyenlerde var. Nitekim İsviçre'nin, Lozan kentindeki, Lozan Üniversitesi'nin İktisadi İdari Bilimler Akademisi Dekanı Prof. Matthias Finge," Bakın bir tarafta AB, diğer tarafta Asya var. Türkiye Jeopolitik olarak önemli bir yerdedir. AB'nin içine girip kaybolmak mı istiyorsunuz? Türkiye'nin, bence AB'ye girmeden 'bağımsız' olarak kalması ve öncelikle Asya ile özellikle Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerini güçlendirilmesi lazım. Türkiye, kararlı politikalar izlerse, büyük bir aktör olabilir. Örneğin, doğalgaz ve petrol sıkıntısı çeken Avrupa ile enerji kaynakları açısından zengin olan, Orta Asya arasında köprü görevi yapabilir." dedi.
Prof. Matthias Finge, devamla, "kararsız politikalarla oyalandıkça, Türkiye kaybeder. Türkiye'nin, AB'ye girmesi de Asya ve Avrupa arasındaki güç dengesini, Avrupa lehine çevirebilir. Dengeler değişir AB, zaten Türkiye'ye, az bile olsa bir ışık yakıyorsa, Rusya'ya göz kırpıyorsa, Asya ekonomisinin sessiz ve derinden büyümesinden çekindiği içindir. " demiştir.
Avrupa, Türkiye'nin, Asya ve Rusya ile birlikte bölgede, yeni bir güç oluşturmasından korkuyor ve bu nedenle, oyalama taktiği uyguluyor. Ne içine almak istiyor, ne de başka mecralara kaymasını; dayatmalarını yapıp oyalama taktiği güdüyor. Sizi Asya'dan koparmak ve gelecekte oluşacak olan bir gücü şimdiden parçalamak istiyorlar. Ancak bu gerçeği, anlayacak ve gereğini de yapacak, bir siyasi iradenin, Türkiye' de olmadığını da biliyorlar.
Lord Tebbit, The Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan yazıda, "Türkiye'nin, üyeliğine karşı olanların büyük bir çoğunluğu, Türkiye'den gelecek göçe kapıları açmanın dramatik sonuçlarına odaklanıyor, ama üyeliğin Türkiye'ye vereceği zarardan çok az söz ediliyor." diyerek uyarı bulundu. Ayrıca günümüz Türkiye'sini, Türkiye yapanın Kemal Atatürk'ün, olağanüstü dehası olduğunu kaydeden Lord Tebbit, Türkiye'nin, dünyadaki en kalıcı biçimde başarılı olan, Müslüman ülke olduğuna da dikkat çekti.
Atatürk, AB ile ilgili olarak," Efendiler, Avrupa'nın ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık, Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için, mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa' nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi, bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!" diyerek Türk halkına uyarıda bulunmuştu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi