ABDEST HAKKINDA-2

 


Geçen haftaki köşe yazısında abdest kelimesinin ilk defa ancak 92 nci iniş sırasındaki Nisa suresinin 43 ncü ayetinde, abdestin 4 hareket şeklinde olan asgari uygulamasının ise 112 nci sıradaki Maide suresinin 6 nci ayetinde açıklanmış olduğunu açıklamıştım.


Bugün de kaldığım yerden konuya devam edeceğim.


çöl iklimi yaşamı gereği insanların saçları, yüzleri, elleri ve ayakları (sandalet giyimi nedeniyle) sürekli toz-toprak ve ter kirindedir. İşte abdest alma önerisinin ilk amacı bunlarda temizlenme ve toplumda başkalarını rahatsız etmeme olmaktadır. Ayrıca ağzın, burnun, ense ve kulak kepçelerinin yıkanması ayette söz konusu edilmemiştir. Dolayısıyla bunların temizlenip temizlenmemesi kişisel ihtiyaca bırakılmış olmakta ve dinsel bir şart olmamaktadır.


Abdestin ikinci amacı, vücudun bu uç kısımlarında toplanan statik /durağan elektriği su veya toprak ile temizlemek olduğunu da düşünüyorum. çünkü ilahi sistem ile insanın haberleşmesi, konuşulan dil ile değil, beyinde oluşan düşünce enerjisi ile olmaktadır. Ve bu enerji başlıca, kafatası, yüz, kollar ve ayaklar dediğimiz vücudun uç kısımlarından olurken, eğer buralarda birikmiş halde olan statik elektrik temizlenmezse, düşünce enerjisinin gücü ve netliği olumsuz etkilenecektir.


İki yeri yıkama, 2 yeri de su ile sıvazlama /meshetme şeklindeki abdest almanın üçüncü amacı ise "Sosyal toplantılara kafamdaki olumsuz düşünceleri ve ön yargıları atarak, yüzüm ak olarak, ellerimi haksız gasp denilen harama bulaştırmamak ve ayaklarımı da yanlış yolardan koruyarak katılacağıma, Namaz sırasında da Allah'ın huzurunda bu şekilde  duracağıma da söz veriyorum" demek olduğunu düşünüyorum. Tabi gerçeği Allah bilir.


Maide-6 ncı ayette bulunan "fettahharu – sizi temizlemeyi ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor”" ifadesi, daha birçok ayette de kullanılmıştır. örneğin; "kafa karışıklığı halinden çıkmayı beklemek ve bu halden çıkmak, temizlenmek, temizletmek, her konuda tertemiz olmak veya etmek (Abese-14, Furkan-48, Bakara-125, İnsan-21), vücudu temizlemek, bir olumsuzluk halinden, bir sıkıntıdan kurtulmak veya kurtarmak (Al-i İmran-55, Hac-26, ), kirden arınmak veya arıtmak (A’raf-82),  bulanık olmamak, şeffaf ve berrak olmak, açık bilinçte olmak, ön yargısız ve art niyetsiz olmak (Vakıa-79), olumsuz düşünceleri atmak, günahtan kurtulmak veya temizlenmek (Ahzap-32, Al-i İmran-42, Nisa-57), düzgün-doğru-uygun olmak (Hud-78, A’raf-82), uygun – denginde olma hali (Vakıa-37, Bakara-232), olumsuz nefsten uzak durmak (Tevbe-108), kadının aybaşı halinden kurtulması (Bakara-222), kalbi günahtan korumak veya korunması (Ahzap-53), sekine /güvende olma (Feth-4)” anlamında ve hem pasif, hem de aktif özellikli bir kelimedir. 


Dikkat edilirse, gerek Nisa-43 ve gerekse Maide-6 ncı ayetlerde tamamen yıkanma anlamında olan tğesselu (bütün vücudunuzu yıkayın) kelimesi değil, ğsilu (vücudunuzun bazı yerlerini yıkayın) kelimesi kullanılmakta, dolayısıyla da boy abdesti veya Gusul abdesti diye bir abdestten bahsedilmemektedir. Kaldı ki Kur’an’da birden fazla ayet ile “zorlaştırmayın, kolaylaştırın”, “zoru değil, daima kolay olanı tercih edin” uyarısı yapılmaktadır. örneğin-Taha-2 nci ayette Kur’an’ın zorluk çıkarmak üzere indirilmediği, yine Yunus-99 ncu ayette de Peygambere de insanlara zorluk önermemesi ikazı yapılmıştır.


Taha-2. Ya Muhammed! Biz Kur'an'ı, Sana sıkıntı çekesin, huzursuz olasın, ya da sıkıntı veresin diye de göndermedik. 


Yunus-99. Ya Muhammed! Eğer Rabbin isteseydi, yeryüzünde yaşayan insanların tümü inanırdı. Dolayısıyla insanları, iman etsinler diye ikrah edecek şekilde sakın zorlama. 


Her evde 24 saat sıcak su bulunmamaktadır. Kış zamanı yıkanıp soğuğa çıkmak, her türlü hastalığı davet edecektir. Oda sayısı ve diğer fiziki ev şartları veya kalabalık ailelerin çoğunluk olduğu geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler, boy abdestini gerçekleştirmeyi ya zorlaştırmakta veya imkânsız kılmaktadır. Bu olumsuzluk ve zorlayıcılık ise insanları inanç yönünden aşırı derecede rahatsız etmekte, belki de dinden de uzaklaştırabilmekte veya içten imanı olumsuz etkilemektedir. Tevrat’ın Levililer 15-16 ncı ayetlerine dayanarak böylesi bir uygulamanın, Nisa-43 ve Maide-6 ncı ayetlerin tercüme ve yorumunu etkilemiş olduğunu düşünüyorum.


Diğer önemli ve asırlarca yanlış tercüme edilmiş olan bir kelime “Cünup hali” olmuştur. Gerek Nisa-43 ve gerekse Maide-6 ncı ayetlerde bulunan “Cünub” kelimesi, “cinsi münasebette bulunma hali“ manasında olan “cenabetlik hali” ile karıştırılmıştır. Böylece de sanki kirli bir iş yapılmış da temizlenmesi gerekirmiş gibi de boy abdesti olan “Güsul abdesti” ile bağlantılandırılmıştır. Hâlbuki cünup halinde olmak, “kafa karışıklığı veya vücut yorgunluğu nedeniyle yanlarına yatmak, bilinç açıklığından uzak olmak, buna yol açan bir durumda olmak” anlamındadır. Maide-6 ncı ayette ise “cenabetlik hali” ifadesi geçmemektedir. Kaldı ki Peygambere atfedilen bir sözünde, cinsi münasebetten sonraki cenabet halinde bile boy abdestinin şart olmadığı anlaşılmaktadır.


"İbnu ömer'in anlattığına göre, Peygamber, cenabet /cinsi münasebet sonrası kafa karışıklığı dediğimiz “cünup” içindeyken, içinde terlediği elbise sırtında olduğu halde namaz kılardı-Kütubu Sitte-2674".


Demek ki insanlar Kur’an’da bildirilen asgari önerilere uysalar ve kendilerini ek kurallar koyucu olarak görmeyip, Allah’ın yerine koydukları ek kurallar ile geleneklerini ve şekilciliklerini de dinselleştirmeseler, barış, hoşgörü, insan kardeşliği ve huzur gelecek, Allah’ın tek dini olan İslam da yaygınlaşacaktır.


İnşallah…


NOT-1: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".


NOT-2: 4 MART 2018 PAZAR GüNü SAAT 14-16 arasında Mecidiyeköy’de Bousier Otel Konferans salonunda inşallah “Kur’an’a göre Sohbet” te olacağım.


NOT-3: 7 MART 2018 çarşamba günü saat 17.30-19.00 arasında özdilek Sanat Merkezinde inşallah halka açık "KUR'AN SOHBETİ" nde olacağım.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi