Eskişehirspor'u eleştireceğiz dedik.
Öyle ki, takım için "zaman geçtikçe toparlar" derken, zaman geçtikçe takım daha da kötüye gitmeye başladı.
Beşiktaş maçı ile de artık bardak taştı.
Takımın sahada ortaya koyduğu daha doğrusu koyamadığı mücadele tüm kentin yüzünü kızarttı.
İstanbul takımları için Eskişehir deplasmanı bugüne kadar hep kâbus olurken, bu kez Avrupa'dan yorgun dönen Beşiktaş için adeta dinlenme maçı oldu.
Beşiktaş resmen antrenman maçı yaptı.
Buna rağmen kolayca kazandı.
Ve 90 dakika Eskişehirspor için bitmek bilmedi.
Futbolcular gibi taraftar bile sahada olup bitenin artık sona ermesi için hakemin son düdüğünü bekledi.
Tabiki tepkiler arasında ve utana sıkıla...
Çünkü Eskişehirspor Süper lige çıktığından bu yana sahasında hiç böylesine silik değildi.
Hiç bu kadar rakibine mahkum olmamıştı.
Geriye düşse de rakip takım için hep bir tehditti.
Ne zaman ne yapacağı bilinmeyen, çoğu kez maçı çevirmeyi başaran bir takımdı.
Fakat bu kez durum çok farklı...
++++
Skibbe takımı öylesine defans yapmaya yoğunlaştırmış ki, bizim takımın oyuncuları hücum yapmaya çok yabancı kalmış.
Hücum hattında pres yapmak, topu ileride tutmak, kanatları kullanmak, rakibin ceza sahası önünde pas yapmak, rakip kaleye topu taşımak gibi çok basit tabirler bile "Yapılamaz" mantığına gelmiş.
Futbolcular bu tabirlerin artık kendileri için çok uzak kaldığı algısına inanmış.
Bu yüzden tek dertleri sadece defans yapmak olmuş.
Ama işin kötüsü bunu bile beceremeyen bir takım ortaya çıkmış.
++++
Gelelim Skibbe'nin takıntılarına...
Bu konuda yönetim kurulunun Alman Hoca'yı uyardığını duyduk.
Bunu bizzat kulüp yöneticilerini ağzından aldık.
Hatta Alman Hoca yapılan bu uyarıları dikkate alacağını, kadro seçiminde daha dikkatli olacağını söylemiş.
Fakat gördük ki, bu uyarılar çok fazla kaale alınmamış.
Skibbe yine bilinen takıntılarını içeren bir kadro ile sahaya çıktı çünkü.
Resmen intihar kadrosuydu sahaya sürülen!
Sezon başından bu yana oynayan oyuncuların kızağa çekildiği, bir türlü verim alınamayan oyuncuların yine sahaya sürüldüğü,
Sezon başı "yetersiz" denilip böylesine zorlu bir maçta direk forma verilen oyuncuların yer aldığı bir kadro.
Şu ana kadar anlattıklarımızı bir kenara koyun;
Böylesine istikrarsız olan bir ekibin zaten hiçbir şey yapamayacağını bile kolayca söyleyebiliriz.
Yani teknik taktik anlamında sahaya maç öncesinde söylenenleri koyacak bir kadronun oluşturulamadığını görüyoruz.
İşin kötü yanı, bu takıntıların devam edeceği sinyallerini alıyoruz.
Yani takım içeriden daha da kutuplaştırılacak, elde zaten sayılı miktarda var olan iyi oyuncular küstürülmeye devam edilecek...
Verim alınacak olan oyuncuların performansları giderek daha da dip yapacak.
Bir müdahale olmazsa, takım iyiye değil, her geçen gün daha kötü gitmeyi sürdürecek.
Maalesef görünen köy kılavuz istemiyor.
Ve kuşkusuz bu saatten sonra en büyük görev yönetime düşüyor.
Bugüne kadar sportif anlamda danışmanlık aldıkları kişi ya kişileri değiştirme zamanı gelmiş yönetimin.
Çünkü bugüne kadar yapılan yönlendirmelerin yanlış olduğu ortaya çıktı.
Sonrasında doğru adımlar hızlıca atılmalı.
Skibbe ile devam edilecekse, tüm yanlışların bir kenara konulacağı, takım içinde barışın sağlanacağı önlemler alınmalı.
Yok, Skibbe'den vazgeçilecekse, bu ligin üzerinde bir hoca ile acilen anlaşılmalı.
Bu işin artık başka çıkar noktası kalmadı çünkü...