
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
AÇILIM VE HASAT
Abdullah Öcalan 2009'da, "Demokratik Çözümün temel stratejisini açıklamış, üç aşamalı bir geçiş planı olan, Demokratik Cumhuriyet, Demokratik Özerklik ve Demokratik Konfederasyon, hangisi hayata geçecek bekleyip göreceğiz. Ancak iktidarın, "AÇILIM" projesi, meyvelerini vermeye başladı. Diyarbakır'ın Lice İlçesi'ne bağlı Yolçatı Köyü kırsalında, yaklaşık 2 ay önce yapımına başlanan ve 170 PKK'lı mezarının bulunduğu mezarlık 5 bin kişinin katıldığı törenle açıldı.
Terör örgütünün, şehir ve gençlik yapılanmalarından olan Yurtsever Demokratik Gençlik- Hareketi (YDG-H), Cizre'de asayiş timi kurdu. Örgüt üyelerine sözde asayiş eğitimi verilen ve Abdullah Öcalan'ın fotoğrafı ve PKK paçavralarının açıldığı törende, yüzleri maskeli PKK'lılar sözde yemin edip, asayiş teşkilatının diplomasını aldılar. Tören alanında, sözde güvenliği sağladılar.
Haziran ayı içinde, Diyarbakır'da yapılan, konferansta ise "birlik ve çözüm" konusu masaya yatırıldı. Konferansın hazırlanmasında, DTK, BDP, ÖSP, KADEP, DDKD, Azadi İnisiyatifi, DÖKH etkin roller üstlendiler. Bu kesimlerin yanı sıra, Araplardan Türkmenlere, Mihellemilere, Ermenilere, Asuri ve Süryanilere kadar geniş bir halklar topluluğu ve Müslümanlardan Ezidilere, Hıristiyanlara ve Alevilere kadar da geniş bir inançlar topluluğu konferansta hazır bulundukları iddia edildi.
2011 ve 2012'de ardı sıra yapılan "Türkiye'de Kürdistan Konferansı" ile "Ortak Akılla Kolektif Birlik Toplantısı," yapılan, son konferans açısından da önemli birer deneyimdiler. Son konferansa katılmayan kesimler, ilk iki çalışmaya, direk ya da dolaylı olarak katılmışlardı.
Örgütün, çeşitli birimlerinin ortak "statü" isteği, anayasal ve yasal düzenlemeler yapılarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Öcalan'ın belirlediği esaslar paralelinde yeni bir siyasal ve toplumsal yapıya dönüştürülmesi anlamına geliyor. Öcalan'ın, projesinin ilk iki ayağının tamamlanması için, neler yapılmasını istediği açıktır.
Anayasa'dan, Türklükle ilgili kavramların çıkarılarak, vatandaşlık sıfatıyla sınırlı ve coğrafyaya dayalı bir tarif yapılması istedi. Yerel yönetimlere otonomi kazandırmak üzere, gerekli düzenlemelerin yapılması; bu bağlamda Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki son çekincelerimizin de kaldırılması, valilerin yerelde halkoyuyla seçilmesi, Kürtçe' nin eğitim dili olarak kullanılmasının önünü açmak üzere, Anayasa'nın 42 nci maddesinin kaldırılması.
Sürecin başından, bugüne yaşanan gelişmeler, halkın kaygılarını doğrulamakta, düşüncelerinin haklılığını ortaya koymaktadır. Nitekim İmralı sakininin, basına sızan açıklamaları, TBMM üyelerinin, İmralı-Kandil arasında ulaklık görevini üstlenmesi, Kandil'deki terör örgütü liderinin muzaffer edası, Abdullah Öcalan' ın, meşru bir lider ve barış havarisi konumuna getirilmesi, izlenen yöntemin yanlışlığının göstergeleridir.
Öte yandan açılım süreci ile iddialar arasında, sürecin dışarıdan yönlendirildiği iddiası var. Nitekim David Phillips, Türkiye egemen bir ülke. Akil insanlar uluslararası deneyimleri inceleyip, hükümete öneriler sunabilirler. Columbia Üniversitesi de, bu sürece yardım etmeye hazır. Türkiye'nin, ihtiyaçlarına uygun bilgileri sağlamak için, âkil insanlarla işbirliği içinde çalışıyorum" sözleri dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de
Yine Phillips'in söylediği gibi, "Türkiye ve Irak Kürdistan konfederasyon" olacak mı bekleyip göreceğiz. Ancak konfederasyon gerçekleşirse, bu gelişme bağımsız Kürdistan' ın, altyapısı olacaktır. Çünkü Konfederasyon devlet topluluğu, bir antlaşma ile meydana geldiği için, üye devletler istedikleri zaman, konfederal devletten ayrılabilirler.
Öte yandan örtülü ve açık tehdit ve şantaj yöntemiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni geriye dönülmez bir noktaya taşımaya çalışan örgütün, silah bırakmak, dağdan inmek, siyasi yöntemi samimi olarak benimsemek eğiliminde olduğunu öne sürenler, aslında, dürüst davranmıyorlar; Türk halkını kandırarak, direncini kırmaya çalışıyorlar.
PKK ve yandaşlarına, ne söz verildi, hala bilinmiyor ama vaatler yerine getirilse de, getirilmese de ülkemizi, hiçte arzu edilmeyen gelişmeler bekliyor. Nitekim projenin özünde 'çok tehlikeli' olduğuna dikkat çeken, PKK sözcüleri, "Bu çerçevede gündemleştirilen demokratik açılım adı altındaki proje özünde, çok tehlikeli, eskisini çok aşan düzeyde, bir çatışma sürecini yaşatabileceği konusunda, ilgili tüm çevreleri büyük bir ciddiyetle uyarma ihtiyacı doğmuştur." diyorlar.
Açılımla, iktidar, neyi amaçlıyor hala bilinmiyor. Ancak PKK sözcüleri, "Sorunun çözümü için, neyi yapacaklarını değil, neyi yapmayacaklarını izah etmeye çalışan Türk devleti, özünde PKK'yı zayıflatma, atılacak bazı sıradan adımların eşliğinde, örgütü tasfiye etmeyi hedeflediği anlaşılmıştır" diyorlar. İnşallah! öyledir.