Geçtiğimiz günlerde bu köşede bir yazı kaleme almış ve ortada bir seçim havası olmadığını belirterek;
-"Adeta sonucu belli bir seçime gidiliyor" demiştik.
Gerçekten de,seçimlere 2 ay gibi bir süre kalmasına rağmen, insanlar seçim sonucundan çok adayların kim olacağını merak ediyor, sanki aday listeleri açıklandığında da seçim sonucu ortaya çıkacakmış gibi bir bekleyiş içine girmişlerdi.
Tabii biz bunu yazdığımızda, bizimle aynı fikirde olduğunu söyleyen pek çok kişiyle konuştuk.
Bu arada...
Bizimle aynı düşünmeyen ve sürecin bunu gerektirdiğini belirtenler de oldu.
Özellikle, adayların belirlenmesinden sonra seçim havasının tam anlamıyla hakim olacağı, bunun da normal bir süreç olduğunu ifade edenler;
-"eğer senin tespitin doğru olsa, özellikle AKP ve CHP de bu denli aday adayı çokluğu yaşanmazdı" da diyorlardı.
Aslına bakarsanız hem AKP de hem de CHP de bu seçim gerçekten aday adayı bolluğu yaşanıyor.
AKP de 40, CHP de ise 38 aday adayı var.
Ancak.
Bize göre aday adayı sayısının fazla olması, seçim havasının hakim olduğunu göstermiyor.
Niye mi?
Öncelikle AKP de 40 aday adayı olması, partinin seçimlerde yeniden birinci parti olacağına ilişkin beklentiden kaynaklanıyor.
Öyle ki...
AKP den milletvekili aday adayı olan 40 isimden çoğu, aday listesinde şansı olmadığını çok iyi bilmesine rağmen başvuruda bulundu.
Ya AKPli olduklarını tescillemek ya da "Benim ondan ne farkım var" düşüncesiyle, diğer aday adaylarına bakarak gaza geldi bir çoğu.
CHP de de durum pek parklı değil.
Özellikle aday belirleme yönteminin Merkez yoklaması olduğu açıklandıktan sonra yapıldı başvuruların büyük bölümü.
Önseçim olması halinde bir kucak para harcaması gereken isimler, aday belireme yönteminin merkez yoklaması olmasıyla birlikte "Ne olur. Vereceğimiz bir tek başvuru parası" diyerek müracaat ettiler.
Netice itibarıyla...
AKP de de, CHP de de birçok isim;
-"Bir umut" düşüncesiyle yaptı müracaatını.
Şimdi durum böyleyken, aday adayları sayısının çokluğuna bakıp "Ortalığı seçim havası kapladı" demek mümkün değil.