1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Aday olacaklara nasihat...

Aslında bu yazacaklarımız Milletvekili seçimi için daha da geçerlidir ama, Mahalli seçimlerde aday olmayı düşünenler için de kulak ardı edilmemeli diye düşünüyoruz.
Kimseye nasihat çekmek haddimize değil ama, siyasetle uğraşan ve önümüzde ki Mahalli seçimlerde aday olmayı şimdiden kafasına koymuş olanlara bazı önerilerimiz olacak.
27 yıla yaklaşan meslek yaşamımızda pek çok seçim gördük, sayısını hatırlamadığımız çoklukta da aday olmak isteyenlerle karşılaştık.
Öncelikle şunu söylemekte yarar var.
Siyasete atılan insanların bazıları, siyasetin Eskişehir'de yapıldığını zanneder.
-"Eskişehir'de güçlü olursam, benim işim olur" diye düşünür.
O yüzden...
Parasını ve zamanını Eskişehir'de harcar kafasına koyduğu hedefe ulaşabilmek için.
Parti delegasyonu ve teşkilat yönetimlerine sahip olmakla aday olduğu koltuğa ulaşacağını zanneder.
Bazıları da, asıl siyasetin Ankara'da yapıldığını bilir.
Karar merci olarak Ankara'daki parti yöneticilerinin etkili olduğunu düşünür.
O nedenle, Eskişehir'de çok vakit kaybetmez.
Delegeymiş, parti yöneticisiymiş boş verir.
İşte geride bıraktığımız 25 yıl bize şunu gösterdi...
Siyasetin Eskişehir'de yapıldığını zannedenlerin neredeyse tamamına yakını, hala aday olmak için çabalıyor.
Çünkü, bugüne kadar Eskişehir'de hiçbir şey olamadılar.
Hem de...
Delegelerin ve üyelerin tamamına yakınının desteğini almalarına rağmen...
Parti yönetimleri yanında durmasına rağmen, hiçbir yere gelemedi bu sözünü ettiğimiz insanlar.
Halbuki...
İsmi o güne kadar hiç duyulmamış, delege ve üyelerin tanımadığı, parti yönetimlerinin karşı olduğu insanlar, tepeden inip koltuğa oturuverdiler.
Çünkü sözünü ettiğimiz bu insanlar başta da söylediğimiz gibi, siyasetin Ankara'da yapıldığını ve şekillendiğini çok iyi biliyorlardı.
O yüzden de...
Eskişehir'de vakit kaybetme yerine, Ankara'dan işi bitirdiler.
Genel Merkez binasına adeta kamp kurdular.
Genel merkez yöneticilerinin kapısının önüne yattılar adeta.
Neticede hedeflerine de ulaştılar.
O nedenle...
Önümüzde yapılacak olan seçime hazırlanmayı düşünenlere, bu yazdıklarımıza ilave olarak söylemek istediğimiz bir şey var;
Hiç boş yere Eskişehir'de zaman kaybetmesinler...
Öyle delegeymiş, yöneticilermiş, üyeymiş uğraşmasınlar.
Eskişehir'de 600 delegeleri olacağına, Genel merkezde bir Genel Başkan yardımcısı arkadaşları olsun yeter...
Söylediklerimiz inandırıcı gelmiyorsa, bu güne kadar seçilenleri şöyle bir zihninizden geçirin.
Haklı olduğumuz ortaya çıkacaktır...
............

Cafer bağırmasın da
kim bağırsın...
Cafer Diksu.
Kendisi işçi emeklisi.
Hemen her kongrede konuşur.
İşçi Emeklileri Cemiyetinin geçtiğimiz ay yapılan kongresinde de konuşma yaptı.
Her defasında olduğu gibi işçi emeklilerine para vermeyen hükümeti topa tuttu.
-"bu verilen parayla ev kirası mı ödeyelim?, elektrik su faturalarını mı?" diye bir hayli eleştiride bulundu.
Önceki gün aradı telefonla Cafer Diksu.
Resmi bir yazı gelmiş.
Bugüne kadar aldığı maaşlardan 600 tl fazla ödeme yapıldığı için geri isteniyormuş.
Farkın ise, intibak yasasından kaynaklandığı ifade ediliyormuş.
Çılgına dönmüş Cafer Diksu...
-"Ben verilen maaş yetmiyor diye bağırıp çağırıyordum, şimdi verdikleri paranın bir bölümünü geri istiyorlar. Bu İntibak yasası mı? Yoksa çile yasası mı? Anlayamadım" dedi.
Şöyle bir düşündük, sonuna kadar haklı Cafer Diksu.
Baksanıza...
-"Maaş az" diye bağırıyor. Bir hafta bile geçmeden, "Az" dediği paradan da kesinti yapılıyor.
Şimdi o bağırmasın da kim bağırsın?
........
Mahalli idarelerde yapılacak
değişiklikler partimize niçin
dezavantaj sağlasın ki?
Meclisin açılmasıyla gelecek olan ilk yasa, Mahalli idarelerde düşünülen değişiklikler yasası olacak.
Muhtemelen, mahalli seçimlerin 6 ay erkene çekilmesi kararının da içinde bulunacağı bu değişikleler içinde il Genel meclisinin kaldırılması ve Beldelerin kapatılması kararı da olacak.
İşte bu meseleyi sorduk AKP Eskişehir il başkanı Süleyman Reyhan'a...
İl Genel meclisinin ve Beldelerin kapatılacak olmasının, seçimde partilerine bir dezavantaj yaratıp yaratmayacağını öğrenmek istedik.
Süleyman Reyhan bunun herhangi bir dezavantaj yaratmayacağını söylüyor.
Özellikle İl Genel meclisinin yaptığı işi Belediye meclislerinin yapacağını, hizmetlerin de Belediyeler aracılığıyla gideceğini, bu yüzden herhangi bir mağduriyetin olmayacağını söylüyor.
Beldelerin kapatılması konusunda da bir sıkıntı yaşamayacaklarını ifade ediyor Süleyman Reyhan.
-"Kaldı ki, hatırlanacağı üzere daha önce de kapatılan Beldelerin neredeyse tamamında partimiz birinci parti çıkmıştı" diyor.
Sonuç olarak...
Mahalli İdarelerde yapılacak olan değişimin Ak parti için dezavantaj değil, Avantaj sağlayacağını söylüyor Süleyman Reyhan.
Yapılan değişikliklerle elde edilecek kazanımların ise, vatandaş tarafından olumlu karşılanacağını düşünüyor.
.........
Biraz da gülmek lazım
Büyük şirketlerden birinin patronu, bilgisayar sistemleriyle ilgili
önemli bir arızanın acilen giderilmesi için bilgisayar mühendislerinden birinin evine telefon etmesi gerekir. Adamın evine telefon eder ve karşı taraftan fısıldayan bir çocuk sesi "Alo" der. Bu kadar önemli bir konuyu bir çocukla konuşmak istemeyen patron sorar
- "Baban evde mi?" Çocuk fısıldayarak cevap verir
- "Evet". Patron sorar:
- "Onunla konuşabilirmiyim?". Çocuk fısıldayarak cevap verir"
- "Hayır". Patron şaşırarak:
- "Peki annen evde mi?". Çocuk fısıldayarak:
- "Evet". Patron,
- "Peki onunla konuşabilirmiyim?" Çocuk yine fısıldayarak:
- "Hayır".
Patron çocuğun cevapları karşısında şaşırır ve en iyisinin bir büyükle konuşmak olacağını düşünerek sorar,
- "Orada başka kimse var mı?"
- "Evet" der çocuk fısıldayarak:
- "Bir polis memuru var".
Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi olduğuna anlam veremeyen adam
sorar:
- "Memur beyle konuşabilir miyim?"
- "Hayır" der ufaklık,
- "Şu anda meşgul"
İyice meraklanan patron:
- "Neyle meşgul?". Çocuk fısıldayarak cevaplar:
- "Annemle babamla ve itfaiyeci amcalarla konuşuyor". Meraklanan ve endişelenen patron , telefondan gittikçe artan bir gürültü duyar
- "Bu ses de ne?" Diye sorar.
- "Bir helikopter" der çocuk , hala fısıldayarak. Panikleyen patron:
- "Neler oluyor orada" diye sorar Cocuk hala fısıldayarak:
- "Arama kurtarma timi geldi" Patron endişeli ve neler olduğunu bilmemenin kızgınlığı içinde:
- "İyide neyi arıyorlar"
Küçük çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap verir:
- "Beni"

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi