4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

AHİLİK, SOSYO-EKONOMİK DÜZENDİR

Ahilik haftası kutlama etkinlikleri, Eskişehir' de kapsamlı bir şekilde, gerçekleştirildi. Ancak yıllardır, kentte, "AHİ BABASI" esnaftan değil de ildeki yöneticilerden seçilmesi dikkat çekti.
Bu yıl da, EESOB) tarafından düzenlenen etkinliklerde, "Ahilik Haftası Kutlamalarında, EESOB Başkanı Ekrem Birsen, Milli Eğitim Bakanı Avcı ve Tepebaşı Belediye Başkanı Sayın ATAÇ' a, ahilik kaftanı giydirdi,
Oysa Esnaf dışında, "Ahi Babası seçmek, hem Ahili felsefesine zarar verir. Hem de esnafa haksızlık olur. Maalesef, bu tür yanlışlıklar, yıllardır, nakarat halinde tekrar ediliyor. Nitekim geçmiş yıllarda Valilik bünyesinde oluşturulan, Ahi Kutlama Komitesi ve Ticaret Odası tarafından, "Ahi Babası" olarak seçilen ve kendisine de bir yazı ile bildiren, Hayırsever İnsanımız Sayın Tayfur BAYAR, törene katılmasına rağmen, "Ahi Babası" olarak o dönemdeki kentin valisi " AHİ BABASI" ilan edilip kaftan giydirilmişti.
Oysa Hayırsever insanımız, Sayın BAYAR' ın, "AHİ BABASI" olarak kaftan giydirilmesi. O'na, bu payenin layık görülmesi, esnafa moral ve teşvik olurken, bugünkü ve gelecek nesillere de örnek teşkil edecekti. Çünkü o yaşamı boyunca, Ahi ilkelerini, benimsedi ve uyguladı. Bir hayırsever olarak da, Eskişehir'de bir okul ve huzurevi kazandırdı.
Ahilik, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, Anadolu'da yaşayan halkın sanat, ticaret ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını, iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendine has kural/kurulları vardır. Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin ve güzel meziyetlerin birleştiği bir "Sosyo-ekonomik" düzendir.
Ayrıca Ahiliğin, kendine has ilkeleri vardır. İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak, işinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak, şefkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmaktır. Öte yandan cömert ve kerem sahibi olmak, Küçüklere sevgili, büyüklere karşı edepli, saygılı olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak, ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek, hataları yüze vurmamak, dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, güler yüzlü ve güvenilir olmak, dost ve akrabayı ziyaret etmektir.
Öte yandan Ahilik fakirlerle oturup kalkmaktan şeref duymak, Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak, öncelikli davranışlardı. Allah için sevmek ve nefret etmek, Hak için, hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamaktır. Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek, Allah'ın emir ve yasaklarına uymak, Kötü söz ve hareketlerden sakınmak, İçi, dışı, özü, sözü bir olmak, hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek, kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek, Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak, Müslümanlara lütufkâr ve hoş sözlü olmaktır.
Diğer yandan herkese iyilik yapmak, yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak, olmazsa olmazlarıdır. Hakka, hukuka uymak, hak ölçüsüne riayet etmek,- İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak, özellikle daima iyi komşulukta bulunmak, Yaratandan dolayı yaratıkları hoş görmek, yanında hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak, İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak ise bir alışkanlıktı.
Ahilerde, düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek, İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak, her zaman gözetilen ilklerdi. Özellikle de fani dünyaya ait şeylerle öğünmemek, böbürlenmemek, yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan başka bir şey gözetmemek, limlerle dost olup dostlara danışmak, Her zaman her yerde yalnız Allah'a güvenmek, Örf, adet ve törelere uymak, sır tutmak, sırları açığa vurmamak, aza kanaat, çoğa şükrederek dağıtmak bir gelenekti. Ahiliğin amacı, insanların dünya ve ahirette huzur içinde olmaları sağlamaktı. Bu nedenle de ahilerin dünya için ahretini, ahiret içinde dünyasını terk etmeyen dengeli bir hayat anlayışı vardı.
Ahiler çatışmacı değil, dayanışması bir ruha sahiptiler. güçlünün zayıfı ezmesine veya kişi/kişilerin haksız kazanç sağlamasına da karşı çıkarlardı.
Türk toplumunda, önemli yeri olan Ahi birlikleri zaman için yapılan ekonomik ve siyasi hatalardan dolayı, etkinliklerin kaybettiler. Gerçi Cumhuriyet döneminde esnaf ve sanatkârların durumu değerlendirilmiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren esnaf ve sanatkârların teşkilatlanmalarıyla ilgili hususlarda düzenlemeye gidildi, ilki 1924'teki Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu'dur 1949 yılında Esnaf Dernekleri ve Esnaf Birlikleri Kanunu çıkartılmıştır. 1972'de çıkarılan Bağkur Kanunu'yla sosyal güvenliğe kavuşturuldu ama bugün ahi birliklerinin ilkeleri, uygulamada yok denecek kadar azdır.
Türk insanı, özellikle de esnafımız, "AHİ" felsefesini benimsemelidir. Çünkü
Ahilik geleneğinin, tam anlamıyla yaşatıldığı dönemlerde, Türk Milleti, askeri ve ekonomik alanda, dünyanın en güçlü toplumu haline gelmişti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi