Ahmet Ataç 1999 seçimleri öncesinde Büyükerşen ile hareket ederek başkan adaylığına geldi.
Biraz DSP rüzgârı, birazda iyi siyaset yapabilmenin getirdiği avantajla belediyelere sahip oldular.
O seçimin ardından da kim ne derse desin, şehre takla attırdılar.
1999 öncesi Eskişehir'den bugün çok farklı bir kent ortaya çıkardılar.
Elbette bugünkü Eskişehir'in iki büyük mimarıdır Büyükerşen'le, Ahmet Ataç.
O dönem birlikte yapılan güzel işbirliği ve bugünün Eskişehir'in planlarının o gün yapılması, Türkiye'nin gözde kentini ortaya çıkardı.
Bugün Avrupa kenti dediğimiz bir şehirde yaşıyoruz artık.
Her yıl 1 milyondan fazla turistin gelip gitmeye başladığı bir şehre sahibiz.
***
O günleri hatırlayınca, Büyükerşen ile Ahmet Ataç'ın nasılda kader birliği yaptığı geliyor aklımıza.
Bugünkü şehri yaratmak adına öylesine zorlu günler atlatıldı ki, bir kitap olacak kadar büyük!
Nice engellemeler, nice eleştiriler, nice setler ve nice engellemelerden geçtiler.
Ancak başardılar.
Yarına umutla bakan modern Eskişehir'i yarattılar.
***
Bugün ise Büyükerşen o yıl seçildiği partiden bizce hak etmediği bir davranış gördü!
Bugüne kadar partisine tek bir söz söyletmeyen Büyükerşen'e karşı yapılanlar böyle olmamalıydı!
En azından yolların ayrılması böyle olmamalıydı!
Ancak DSP ile ipler artık koptu!
Büyükerşen istenen istifasını verdi.
***
Ahmet Ataç önceki gün, gelişen olayları değerlendirdi.
Dün gazetemizin manşetinde yer aldı Ataç'ın sözleri!
Ataç siyasi vefanın nasıl olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Pek çok siyasetçiye ders verir bir tavra bürünüyor.
"Hocanın emeği büyük, onu asla yalnız bırakamamam, onu sıkıntıya sokacak hareketlerde bulunamam" diyor.
Bu sözlerinin ardından büyük bir tebrik yolluyoruz kendisine...
Siyasi kader arkadaşlığının nasıl olması gerektiğini gösterdiği için.
Bugünkü şehrin yaratılmasında yaşanan onca sıkıntıyı ezip geçmediği için.
Belki de makamını, koltuğunu hiçe sayıp, kader arkadaşını yalnız bırakmadığı için...