Vali Tuna'nın dün 2015 yılını değerlendirdiği toplantıya katıldık.
Şehrin mülki amiri olarak söyleyeceklerini merak ediyorduk.
Özellikle domuz gribi korkusu, artar terör olayları ile akademisyenler konusundaki görüşleri önemliydi.
Ve elbette Eskişehirspor konusu...
Tuna'nın kongre öncesinde yaptığı çıkış hala herkesin aklıda duruyordu.
+++
Bu konulara dair ayrıntılı bilgiler verdi Vali.
Ancak daha sonra işi daha çok belediyenin alanına giren konulara getirdi.
İlki 1/25 Bin'lik planlara dairdi.
Büyükşehir Belediyesi'ni planları kapalı kapılar arkasında yapmakla suçladı.
Planların şehrin tümüyle birlikte yapılması gerektiğini;
Hatta planların da Eskişehir'de yapılması gerektiğini söyledi.
Belediyeyi yaptırdığı planları da devlet sırrı gibi saklamakla itham etti.
++++
Trafik sorunu da Vali Tuna'nın gündemine girdi.
Böyle bir sorunu elbette herkes kabul ediyor.
Ancak "Büyükerşen'in toplu taşımayı kullanma teklifine' dair;
"Hiç kimse toplu taşımayı kullanmaya zorlanamaz" demesi dikkat çekiciydi.
Yani hedefinde yine Büyükerşen vardı.
+++
Büyükerşen'i eleştirdiği bir başka konu Eskişehirspor üzerineydi.
Mevcut kulüp yönetimine açık açık destek veren ve hatta geçmiş yönetimi borç yapmakla suçlayan Tuna, kulübe destek konusunda ise Büyükerşen'in insaf etmesi gerektiğini dile getirdi.
Kısaca;
Vali Tuna siyasetçilerin ilgilenmesi gereken konular hakkında yorumlarda bulundu.
Tuna'nın söylediklerinin ardından ise aklımıza "Galiba Ak Parti 2019'daki Büyükşehir adayını buldu" düşüncesi geldi.
Öyle ya;
Tuna'nın söylediklerini birçoğu Ak Parti İl Başkanının söylemesi gereken konular türündeydi...

*******************

ESKİŞEHİRLİ ÖĞRENCİLERE KAPILARI KAPATIRSANIZ!

Eskişehir, eğitim konusunda Türkiye'nin lokomotifi olmuş bir şehir.
Türkiye'nin en büyük üniversitesini ortaya çıkaran bir kent...
Yani ortada bir kalite var.
Ancak bu kalite git gide düşüyor.
Üniversiteler içine kapandıkça kapanıyor.
Daha kötüsü;
Üniversiteler bu şehrin çocuklarına çok fazla güvenmiyor!
+++
Bunu neden söylüyoruz?
Sebebi şu;
Eskişehir'deki üniversiteler bünyelerine akademisyen alırken diğer şehirlerdeki gibi çok fazla titiz değiller!
Kendi öğrencileri yerine, dışarıdan gelen kişileri almayı hüner sayıyorlar.
Daha doğru bir tabirle; "Devlet akademisyeni atasın, biz işimize bakalım" düşüncesi içerisindeler...
Oysa her iki üniversitemizde eğitim gördükleri branşlarda hayli mesafe kat etmiş öğrenciler var.
Ancak bu öğrenciler için "Bize ne" mantığı güdülüyor.
Ülkesini, devletini, milletini ve hatta şehrini seven bu çocuklara kapılar kapatılıyor.
Dışarıdan gelenler ile doldurulan üniversiteler ise bugün maalesef ki akademisyenlerini devlete bağlılıkları ile ilgili soruşturmak zorunda kalıyor.
Eğitimin lokomotifi olmuş bu şehir adına çok acı değil mi?