İktidar Partisi AKP içinde "hakkı teslim edilmemiş, ya da hakkı yenilmiş kim var?" diye sorsanız, herhalde bu isim Osman Yüksel olur.
Şöyle oturup bir düşünün.
Partinin kurucuları içinde yer alıyorsunuz...
İl Başkanlığı için teklif edilen bazı isimler ya çekindikleri için, ya para harcamak istemedikleri için, ya da "Bu parti tutmaz. Ben boşu boşuna siyasi geleceğimi harcamayayım" düşüncesiyle görevi kabul etmiyor.
Bunun üzerine Osman Yüksel "Ben yaparım bu işi" diyerek geçiyor direksiyonun başına.
Ve...
Eskişehir'de partinin kurucu il başkanı oluyor.
Sevilip, sayılıyor da...
Sonrasında il başkanlığı görevini devrediyor Osman yüksel.
Mahalli seçimlerde il Genel meclis üyesi oluyor.
O sırada yasa değişiyor ve Vali İl Genel Meclis başkanlığından ayrılıyor.
Yerine üyeler arasından bir Başkan seçilecek.
Herkesin ortak görüşü Osman Yüksel.
Böylece İl Genel meclis Başkanı oluyor Yüksel.
Başaklık görevi devam ederken, istifa edip İl Başkanlığına aday oluyor...
-"Yapma etme" diyorlar önce...
Kararından vaz geçmediği için bu kez baskı görmeye başlıyor.
Yine de vazgeçmeyip giriyor seçimlere.
Zor şartlar altında 2 oyla kongreyi kazanıp, İl Başkanlığı koltuğuna oturuyor.
Ama rahat bırakmıyorlar Osman Yüksel'i.
"İstifa et" diye baskıyı arttırıyorlar.
-"Niye edeyim ki? Beni bu göreve partinin üye ve delegeleri getirdi" diyor.
Sen misin bunu söyleyen.
Alıyorlar grevden. Hem de birlikte hareket ettiği tüm seçilmişlerle beraber.
Bu kadar haksızlığa rağmen gitmiyor partiden Osman Yüksel.
İşte aynı Osman Yüksel şimdi Milletvekili aday adayı.
Aday olmak istiyor.
Bir anlamda uğradığı haksızlıkların giderilmesini, hakkının teslim edilmesini istiyor.
Bakalım bu sefer ne olacak?
Hakkı teslim mi edilecek?
Yoksa...
Uğradığı haksızlıklar devam mı edecek?
Hep birlikte göreceğiz...