Arkadaşlık ve Anlamlı Sadakat

Arkadaşlıkta sadakat önemli bir öğe midir? Bu konu arkadaşlıkta sadakati nasıl tanımladığımız, hangi alanlarda sadık olacağımızı açık veya zımni olarak sadık olacağımız gibi birkaç alt konuya ve bunların kapsamına bağlı olabilir. Sadakat kavramı içten bağlılık, sağlam ve güçlü bağlar anlamına gelir. Bu tanım açısından bakıldığında arkadaşlık yaşamsal konu ve sorunlarda bir yandaşlık ve cepheleşme gibi yorumlanabilir.

Örneğin arkadaşımızın başka kişi veya kurumlarla olan sorunları karşısında nasıl bir tutum içinde olacağız? Kendi ilkelerimiz ve değerlerimiz açısından doğru bulmadığımız bir olay veya durum karşısında ‘arkadaşlık adına’ bir ‘dayanışma’ davranışı içinde bulunmalı mıyız? Bir sorun yaşayan arkadaşımızın beklentileri karşısında ahlaken onaylamadığımız için bir yandaş görüntü sunmadığımızda arkadaşlığın sürdürülebilirliği zayıflar mı? Bu soruları sormaya başladığımızda ana konu bir arkadaşlık meselesi olmaktan çıkıp bir etik tartışması haline dönüşüyor.

Sadakat konusunun tartışmasız unsurları da var. Örneğin karşılıklı güven ilkesi arkadaşlık kurumu adına sadık olmamız gereken bir alandır. Çünkü güven zedelendiğinde arkadaşlığın en önemli dayanaklarından biri zarar görmüş olur. Bunu açıklık, açık sözlülük, iyi niyet, arkadaşlığa özel olanın mahremiyetine dikkat etme, karşılıklı değer verme, özenlilik ve ilişki sorunlarını çözme için kendiliğinden girişimci olma gibi başka önemli unsurları da bu vazgeçilmez sadakat bağlamına dâhil edebiliriz. Bu saydıklarım arkadaşlığın temel dayanakları olarak kaçınılmazdır.

Büyük arkadaşlık bağlamı içinde sadakat kriteriyle tasnif edebileceğimiz ilişki türleri var. Bu bağlama giren, örneğin içinde aşk ve cinsellik olan ilişki türlerinde sadakate ilişkin taahhütler çok daha katı ve birebir oluyor. Ama İnternet ve sosyal medya platformlarının yaygınlaşması ve yeni ilişki kurmaya imkân tanıyan mekânların sayısının artması gibi yeni gelişmeler arkadaşlık kavramının farklılaşmasına neden oldu. Artık farklı nitelikte arkadaşlık grupları gibi farklı tanımlanmış bir ‘arkadaşlık seçeneği’ var.

Teknoloji, sanat, spor, gezi veya eğlenme gibi farklı yaşamsal sektörlerde oluşan ilişkilerle ‘çoklu arkadaşlık’ diyebileceğimiz bir noktaya geldik. Dolayısıyla geçmiş dönemlerdeki gibi iş ortamında, okulda veya sokakta başlayıp daha sonra yaşamın neredeyse her alanında yekpare biçimde devam eden arkadaşlıklar sayıca ve ihtimal olarak azalıyor. Bu ilerleyen gerçeği sadakat olgusu ile karşı karşıya koyduğumuzda, bir ‘parçalanmış ve birbirinden soyutlanmış arkadaşlık’ olgusu ile karşılaştığımızı fark ediyoruz. Bir başka deyişle arkadaşlık farklı yaşamsal sektörlere parçalanırken, aynı şekilde sadakat olgusu da birbirinden izole olmuş arkadaşlık gruplarına ilişkin yeni bir kavram haline geliyor. Örneğin teknolojik sadakat ile iş arkadaşlığı ya da birlikte eğlenme konularındaki sadakat ilkeleri aynı olmayabiliyor.

Şimdi şöyle sorular sorabiliriz: Neden birlikte teknolojik uğraşılarımız olan arkadaşlarımız aynı zamanda eğlence, spor veya gezi arkadaşlarımız olmasın? Örneğin iş arkadaşlarımızla günümüzde parçalandığı söylenen arkadaşlık kategorilerini birleştirerek daha yoğun arkadaşlıklar yaşamayalım? Bu soruların cevabı, arkadaşlık kurumunun günümüzde yaşadığı bir başka sorun alanına kapı açıyor.

Fiziksel olarak taşıyabileceğiniz belli bir yük miktarı var. Kendinize zorladığınızda bedenen zarar görme ihtimaliniz yükselir. İnsanın maddi sınırlarını aşan yükleri ise bedenen taşımak istemezsiniz, taşımazsınız. Arkadaşlık da böyledir. Bir ilişkiye taşıyabileceğinden daha fazla ağırlık ve yoğunluk yüklediğimizde arkadaşlığın sürdürülebilirliği zora girer. İnsanlar alışılmış uğraşıları arasında soluk almaya, dinlenmeye ve yenilenmeye ihtiyaç duyarlar. Eğer arkadaşlığın ritüelleri buna geçit vermezse, böyle bir durumda arkadaşlık sıkıcı, boğucu ya da uzak durulması veya kaçınılması gereken bir ilişki haline dönüşmeye başlar. Özetle; her alanda arkadaşlığın ‘istiap haddini’ aşmamaya özen göstermek gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi