Aşk acısı çekiyorum sayın vekiller 5…

Hatırlar mısınız bizim aşık X kişisini…

Yaralı kalbini dindirmek için diyar diyar gezen ama derdine çare bulamayan o meşhur kişi…

Şairlere göndermiştim bir ara, dindirmişti biraz yükünü ama yine esmiş herhalde ki bir Pazar akşamı uğradı yanıma…

Sonbahar bitmek üzere ama o koparmış bir iki yaprak, yoldaş olmuş yüreğine belli ki…

Çaldı kapımı…

Beklemiyordum.

Gözleri şiş, kızarmış, yorgunluk her halinden belli…

Üstü başı perperişan ama umursamaz…

Daldı içeri…

“Ben geldim, gelmeyeceğim dedim ama yine geldim.”

Yüzünde pişmanlıkla mahcubiyet arası çizgiler belirdi.

Utandırmamak için kafamı umarsızca yana çevirdim:

“Seni gördüğüme sevindim”

Epey zaman olmuştu…

Özlemişim…

Belli belirsiz bir gülümsemeyle oturuverdi karşıma, yüzünde umudun son kırıntıları, tutunmaya çalışıyor.

En son bütün iktidar ve muhalefet milletvekillerini kapı kapı dolaşmış, “Aşk acısı çekiyorum sayın vekillerim” diye haykırmıştım diyerek başladı sözlerine…

Gözünün önüne gelir gibi…

Dindiremediler, hatta dinlemediler sonra sen beni şairlere yollamıştın:

“Çözümü yanlış yerde arıyorsun” diye tane tane eklemiştin.

Yüreğim hafiflemişti, yüküm azalmıştı ama yine bir ağırlık kalbimde, dün gece yuttuğum kan hissi gibi…

“Nasıl kan hissi?”

Yutkundu.

Anlamayacağımı düşünerek, kafasını sağa sola salladı.

Ağzına kötü bir tat gelmişçesine yüzünü ekşitti.

“Vekillerimiz değişmiş” dedi.

Çizgileri belirdi alnında…

Umudunu kırmak istemedim ama hevesi de kan tadına dönüşmesin ve kursağında kalmasın diye ekledim:

“Değiştiler ama hepsi aynı. Biri gider, biri gelir ama hep aynılardır.Yara senin yaran. Yardımcı olmazlar. Sırtını sıvazlar yollarlar kardeşim. Hele senin soruna gülerler. Memleketin derdi bitti de bunla mı uğraşacağız derler. Gitme, sabır acıdır ama mevsimi budur. Dayanmak zorundasın”

Yüzüme öfkeyle baktı:

Toparlanarak:

“Nerde bulabilirim onları?”

Kafasına birini taktığı belliydi, ekledi:

“İlk olarak İYİ Parti’den Nebi Hatipoğlu’na uğrayacağım…”

Arkasından seslendim.

“O AK Parti’ye geçti. Gitme İYİ’ye, kızarlar, aşktan anlamazlar, Serdar Başkan Tepebaşı İlçe Başkanı yapar seni yanlışlıkla, kardeşim bak hem aşk acısı çeker hem başkan olursun. Orada yangın var, yangınına yangın ekleme” dedim.

Esprilerimle ortamı yumuşatmaktı amacım ama onun acısı ağır bastı.

Kaşlarını çattı.

Alaya aldığımı düşündü.

Acısı taze olanın yüzü gülmezmiş.

Hak verdim.

Hızla gidişini izledim.

Sesimi duyurmaya çalıştım:

“Kardeşim önce AK Parti’ye uğra, orada bulursun üç vekili de, önce Hatipoğlu’na git, bakalım ne diyecekler yüreğinin sönmeyen yangınına, bana da gel sonra, merak ediyorum… ”

Bizim ki parti teşkilatının yolunu tuttu.

Hızlı, heyecanlı, öfkeli…

En sonunda koşarak…

Devamı: Yarın…

Not: Aşk acısı çekiyorum sayın vekiller, Aşk acısı çekiyorum sayın vekiller 2, Aşk acısı çekiyorum sayın vekiller 3 ve Aşk acısı çekiyorum sayın vekiller 4 yazılarımın devamı niteliğindedir. Merak edenler önceki yazılara göz gezdirebilir. Hayalidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi