
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
ASLAN KEDİYE DÖNDÜ AMA...
Eskişehirspor Galatasaray karşısında baştan sona nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. Son zamanlarda Eskişehirspor adına göremediğimiz bir futbol gecesi...
Oyunun başından sonuna kadar hakimi Eskişehirspor'du.
Ama başını beraberliğe eğdi.
Galatasaray bir puana sevinirken, kırmızı şimşekler kaçan 2 puana yandı.
Peki değdi mi?
Onu arkadan gelen takımlara sormak gerekir.
Dün karşılarında şampiyonluk adayı ve Türkiye'nin son dönemde ki en flaş transferlerine imza atmış bir rakip de olsa, Eskişehirspor futbola acıkmış bir ihtirasla oynadı.
İstilayı da kanatlardan başlattı.
Rakibi yıpratan merhametsiz bindirmelerle Galatasaray savunmasının dengesini bozmaya çalıştılar ve başardılar.
İlk yarıda önce Necati, ardından Kamara ile net pozisyonlar yakalayan Eskişehirspor'du.
Atatürk stadında adeta kediye dönen aslanı ayakta tutan tek isim; kalecisi Muslera'ydı.
Geceye şöyle bir ayna tutunca Eskişehirspor sahada ayağa oynayan takım. Galatasaray'da ise aciz bir futbol anlayışı hakim. Eskişehirspor'un oyuna ağırlığını koyduğu dakikalarda öne çıkan isim Tello. Şilili oyuncu girilen pozisyonlarında merkez üssüydü.
Aslında dünkü Eskişehirspor'un başarılı oyununda, takım ruhu gizli
Maçın ise gizli kahramanı Hürriyet. İki kale arasında mekik dokuyup oyunu okurken, "ateşleyici" oydu...
Sezgisi diğerlerinden birkaç saniye öndeydi.
Galatasaray'ın orta alanının yaratıcılığını yok eden adamdı.
Estetik, kolektif ve enerjikti.
İkinci yarıda Tello ile birlikte takımı "sürükleyici" de oydu ama yetemedi.
Galatasaray'a baktım. Sıradan bir takım görüntüsünde.
Eskişehirspor'un etkili futbolu karşısında Fatih Terim bir ara savunmayı beşlemek zorunda dahi kaldı.
Galatasaray forveti, Eskişehirspor savunmasının üst düzey mücadelesine yenik düşerken, alışılmış görüntülerinden uzaktı.
Veysel yerinde müdahaleleriyle, eski resimlerin içinden çıkmış gibiydi. Akaminko, emniyet kilidi, Sakin ve garantici. Tello'nun iştahlı hali, Erkan Zengin'in hareketliliği Galatasaray'ın kendi alanına hapsolma sebeplerini oluşturdu. Kamara yok, Necati sıradan...
Karşılamanın kader anları Nuhiu oyuna girdikten sonra yaşandı.
Nuhiu'nun yokladığı pozisyonlarda, tam anlamıyla talihsizlik vardı. Klasik olacak ama direkler gole izin vermedi.
Bu pozisyonlarda golün olmayışı, kimsenin gülmediği şaka gibiydi.
Gecenin sonunda Eskişehirspor'u tarif edersem.
Ayakların da dili vardır, onlar kazanmanın ruhuna dokunurlar.
Dün geceki Eskişehirspor'un gerçeği koşmaktı, çok koştular ama atamadılar.
Fakat stada gelen taraftarına güzel bir futbol izlettiler. En önemlisi ise futbolun sadece pahalı isimlerle değil, yürekle oynandığını gösterdiler.
Umarım ki bu Galatasaray'a özel tek maçlık bir gösteri olmaz.
Ne diyelim kalan haftalarda aynı Eskişehirspor'u izlemek dileğiyle.
Son olarak Ersun Yanal takımını maça çok iyi hazırlamış.
Fakat bu konuda kendisi nasıl tebrik ediyorsam, oyuna hamle anlamında etki yapamamasını bir o kadar eleştiriyorum. Hala ikinci bir saha içi stratejisi yok. Geriye yaslanan Galatasaray karşısında Kamara'da bu kadar ısrar edip, Nuhiu'yu oyuna geç alışını görmezden gelmeyelim.
Aslında bu tip kazanılabilecekken, elden uçan puanlar Eskişehirspor adına çok şeylerin anonsudur.
Geç olmadan görmek isteyene.
Çünkü Ersun Yanal'da bir "ecel" saklı.