Türkiye Büyük millet Meclisi, Halk idaresinin tecelli ettiği bir mekân mıdır?
Yoksa...
Parti liderlerinin iradesinin tecelli ettiği çiftlik mi?
Eğer bu soruya cevap verecekseniz, önce TBMM ye gidecek Milletvekillerinin hangi yöntemle seçildiğine bakmanız yeterlidir.
Eğer...
TBMM ye gidecek kişiler, hakim huzurunda ve üye ya da delegenin oyları ile belirlenmişse cevabınız "TBMM Halk idaresinin tecelli ettiği yerdir" olur...
Eğer ki, Meclise göndereceğiniz isimler Genel Başkanın iki dudağı arasından çıkan isimlerden oluşuyorsa...
Meclis, parti liderlerinin iradesinin gerçekleştiği çiftlikler oluverir.
Bunun ardından da siz ancak;
-"Seveyim böyle demokrasiyi" diyebilirsiniz.
Şimdi lafı çok uzatmadan söyleyelim.
Partiler, aday belirleme yönteminin Merkez yoklaması olduğunu açıkladı.
Yani...
-"Adaylarımızı Genel başkan seçecek" dedi.
Bunun üzerine...
-"Seveyim sizin demokrasinizi" demesi gereken AKP den 40, CHP den 38 ve MHP den 14 kişi;
-"Olur ya... Belki iki dudağının arasından benim ismim çıkar" düşüncesiyle gidip müracaat etti.
Listeler nasıl oluşursa oluşsun, sonunda oluşan listelerde haksızlıkların olacağı ta başından belliydi.
Bunu en iyi bilecek olanlar da, adaletsiz olduğunu bile bile müracaatta bulunanlardı.
Nitekim öyle de oldu.
Şimdi kalkıp kimse "En iyi liste şu partinin" diyemez.
Çünkü...
Adaletsizliğin azı çoğu olmaz...
Yine...
Şimdi kalkıp kimse aday yapılmadığı için "Hakkım yendi" demesin.
Çünkü...
Yöntemi bile bile kalkıp, adaletsizliğe bir şekilde ortak olundu...
Hani diyoruz ki; Partiler seçim yöntemi olarak "Merkez yoklaması" kararını açıkladıklarında hiçbir kimse aday adaylığı müracaatında bulunmasaydı ve;
-"Sizin adaletsizliğinize, anti demokratikliğinize ortak olmuyoruz" denilebilseydi...
Sonuç belki değişmezdi ama...
Hiç olmazsa bir dik duruş da sergilenmiş olurdu.
Hiç sanmıyoruz ama...
Belki Genel başkanlar da bundan bir ders çıkartırdı.