Toplumda bir inanış var.
"Solcuların dinle, camiyle işi olmaz!" diye.
Daha doğru bir tabirle, sol siyaset denilince akıllara hep böyle bir imaj gelmiş.
Sol yöneticilerin dine karşı hep uzak kaldıkları yönünde bir algı ortaya çıkmış.
Ülkenin genel siyasetinde, dünden bugüne yaşanan bazı olaylar da bu algıyı pekiştirmiş.
+++
Aslına bakarsanız, bu inanış bugün bile kabul görüyor.
Solda siyaset yapanların yerinin cami yerine akşam kurulan sofralar olduğu yönünde çok fazla inanış var.
Ve CHP sırf bu yüzden sağ oylardan kendisine düşeni alamıyor.
Bırakın almayı, CHP lideri bile kendi vekillerine rakı masalarında siyaset yapmamayı öğütlüyor.
Bu algının kırılması gerektiğini, partisinin toplumun her kesimi ile ilgilendiği havasını oluşturmaya çalışıyor.
Fakat çok fazla sonuç almışa benzemiyor.
Çünkü ülkenin çoğunluğunu kapsayan sağ seçmen oylarını farklı merkezlere kullanmaya devam ediyor.
Bu yüzden de CHP belli bir oranda takılı kalan kemik oy yapısını kıramıyor.
Ve görünün o ki böyle olmaya da devam edecek.
+++
Lafı nereye getireceğim...
Sol bir düşünceye hakim olmasına rağmen birilerinin bu algıyı nasıl kırabildiğini söyleyeceğiz.
Ve bu örneği çok fazla uzaklardan değil, tamda yaşadığımız şehirden vereceğiz.
Yani Ahmet Ataç'ı anlatacağız...
++
Biliyorsunuz Ataç Tepebaşı Belediye Başkanlığı'na seçildiği dönemde siyasi düşüncesi nedeniyle çok eleştirildi.
Küba seyahatlerinden tutunda, Che hayranlığına kadar pek çok şey yazıldı.
Üstüne üstlük belediyede kurulan bir sergide ortaya çıkan manzara ülke gündemine kadar çıkartıldı.
Sol zihniyetin bir bölgeyi ancak bu kadar ayrıştırıcı şekilde idare edebileceği topluma deklare edilmeye çalışıldı.
Yani Ataç işe aslında 1-0 geriden bile başladı.
Ancak vaziyetin hiçte öyle olmadığı aradan geçen zamanla çok daha iyi fark edildi.
++++
Tepebaşı bölgesindeki tüm camilerin temizliği Ataç dönemi ile birlikte başladı.
Bununla birlikte Ataç fırsat bulduğu her an camilerde oldu.
Cemaatle namaz kıldı.
Cami çıkışında cemaate ikramlarda bulunup, sohbet etti.
Cemaatin bir araya gelmesini sağlayan etkinlikler düzenledi.
Çanakkale gezileri ile Çanakkale'de kılınan Cuma namazları için ön ayak oldu.
Tüm bunların organizasyonunu yaptı.
Ve hepsine de bizzat ve isteyerek katıldı.
+++++
Sadece cemaat değil.
Siyasi görüşü farklı olan kadınlara da hizmeti ayağına kadar götürdü.
Beldeevlerinde kadınlara yönelik onlarca etkinlik düzenledi.
Kadınları her fırsat bulduğunda bir araya getirdi.
Ve bunu yaparken kadınların türban takıp takmadığına ve üye oldukları partiye bakmadan yaptı.
Hiçbir siyasi çıkar aramadan, samimi duygularla yaptı.
Böyle olmadığını kimse inkar edemez.
Yani;
Yazının başında söylediğimiz o algıyı tamamen yerle bir etti.
Bu nedenle 1-0 geride başladığı ilçesinde rakiplerine büyük bir fark attı.
Ve bu farkı da kendini bilmezlerin kundaklamaya kalktığı camileri belediye olarak onaracaklarını söyleyerek bir kez daha gösterdi.
Yani siyasetin kalıplaşmış olgularla değil, insani duygularla yapıldığını göstererek şehrin şu an öne çıkan ismi olmayı başardı...