4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ATATÜRK BÜYÜK BİR DEHADIR

Çanakkale ve hutbede ile ilgili yazımızdan sonra, bir okuyucumuzun, " ...Atatürk, hakkında, ne düşünürlerse, düşünsünler, Atatürk büyük bir şahsiyet, büyük bir komutan, politik bir dehadır." sözleri dikkatimizi çekti.
Okuyucumuz, haklıdır. İngiltere Başbakanı, David Lloyd George1922'de, parlamentodaki konuşmasında," Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda, Türk Milleti'ne nasip oldu. Mustafa kemal'in, dehasına karşı elden, ne gelirdi.'demiştir.
Bugünde dünya, ATATÜRK' e hayrandır. Nitekim kravatında, Atatürk'ün fotoğrafını taşıyan, Güney Kore Askeri Ataşesi Kurmay Albay Jooseong Han" Kore'de, Atatürk'ün, askerleri savaştı. Dolayısıyla Atatürk'ün, birinci dünya savaşında, Gelibolu'da kahramanlığını, Koreliler, Kore'de savaşan askerlerimizle daha da iyi anladılar. Bu askerler, bu ruhu kimden almışlar diye düşününce, Atatürk'ü, o şekilde anımsıyorlar" demiştir.
Şu bir gerçek ki ATATÜRK, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri, göze çarpmaktadır. Çünkü o hem fikir, hem de hareket adamıdır.
Ayrıca her zaman, Atatürk hakkında olumsuz söz ve görüşler olabilir. Bu tür gelişmeler, yadırganmamalıdır. Çünkü toplu olarak, Atatürk'ü, yeteri kadar, ne anladık ne de anlatabildik. Yıllarca da insanımıza, resim ve heykel olarak tanıttık. Onun icraatını, fikir ve düşüncelerini, insanımıza aktaramadığımız gibi, yeteri kadar da hayata geçiremedik.
ATATÜRK' ü, görmezden gelenler veya sahte Atatürkçüler, Atatürkçülük maskesi takıp, ne kadar Atatürkçü, görünürlerse, görünsünler veya fikirlerini, amaçları için kalkan yapsalar da, Türk halkı, onları çok iyi tanıyor, niyetlerini de çok iyi biliyor.
Yıllarca, bazı kişi/kişiler, ona inanmadığı halde, kalkan yaptı. Gerçek anlamda yorumlayan, çok az insan oldu. Çünkü Atatürk'ün, fikir ve düşüncelerini yorumlarken, nesnel, gerçekçi ve bilimsel olmak gerekirdi.
ATATÜRK, hayatı boyunca, Türklüğü ile hep övünmüştür. Nitekim Atatürk, Şair Mehmet Emin Yurdakul'un, Manastır Askerî İdadisinde, öğrenci iken okuduğu 'Ben bir Türk'üm, dinim, cinsim uludur' mısraları ile başlayan manzumesinde, ilk millî benliğin gururunu tatmış ve " Ben asıl bunu, orduya katıldığım ilk günlerde, bir Anadolu çocuğunun gözyaşlarında gördüm ve kuvvetle duydum. Ondan sonra Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu." demiştir.
ATATÜRK, bilimi, milletin varlığı için, zorunlu görmüş ve " Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en gerçek yol göstericisi ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. " demiştir.
ATATÜRK, milliyetçi bir insandı. Ancak, O'nun milliyetçi düşüncesinde, ırkçı, ümmetçi, kafatasçı, gibi kavramlara yer yoktu. Bilakis, O'nun düşüncelerinde, Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, bilimsel, akılcı ve gerçekçi kavramlara yer vardı.
ATATÜRK, "Tam bağımsızlık dendiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyet demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz " diyerek bugünkü ve gelecek nesli uyardı.
Şu bir gerçek ki yıllardır, bazı kişi/kişiler ve kesimler, Atatürk' ü, istedikleri kılığa soktular. Çıkarları doğrultusunda, Atatürk'ü, "Kapitalist", "Devletçi", "Komünist" ve antikomünist Veya "Faşist", "demokrat" ,"diktatör", " , "Irkçı- Turancı" ,"anti ırkçı- anti Turancı", "Şeriatçı", "Laik", "Cumhuriyetçi" ...olarak ilan ettiler.
Benzer iddialar da bulunan kişi/kişiler, Atatürk' ün, kişiliğini, düşüncelerini, amacını, senaryolarını, İstiklal Savaşı' ndaki koşulları, Türkiye ve dünyanın, o günlerdeki şartlarını bilmemektedirler. Veya çıkarları, böyle gerektirdiği için, bu tavır içindedirler.
Diğer taraftan, Atatürk, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. Çünkü o hem fikir, hem de hareket adamıdır.
ATATÜRK, gerçeğin adamıdır. Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Atatürkçülüğün ilkeleri de, birden bire ortaya çıkmadı. Bu ilkeler, tarihsel bir gelişim izledi ve Atatürk ideolojisi de zamanla oluştu.
Türk halkı, ATATÜRK devrimlerini, korumak, ödün vermemek, yaygılaştırılması ve kökleşmesi için de, gayret ve caba göstermek zorundadır. Çünkü onun, fikir ve düşüncelerine, dünden, daha çok, bugün ve gelecekte, muhtacız. Çünkü tek kurtuluş yolu, Atatürkçülüktür. Bu yolun dışı, emperyalizmin kucağı ve ortaçağ karanlığıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi