
Vedat Alp
Bayram artık ‘’barış, sevgi ve hoşgörü günleri’’ değil
Bayram ve Bayram’la birlikte oluşturulan uzun tatil sona erdi.
Bayramlar için ‘’barış, sevgi ve hoşgörünün hakim olduğu günler’’ tanımlaması yapılır.
Keşke öyle olsa…
Ne yazık ki, o güzel tanımlamanın bir anlamı kalmadı.
Güzelim ülkemizde ‘’Bayram barışı’’ diye bir şey yok.
Bayram kutlama mesajlarında bile ‘’nefret dili’’ hakim…
Karşılıklı suçlamalar, hakaret içeren söylemler arka arkaya ekleniyor.
Sözde ‘’bayram kutlanıyor.’’
Zirvede böylesi bir hava olunca aşağılarda farklı bir havanın oluşması beklenemez…
‘’Nefret dili’’ zirveden aşağılara dalga dalga yayılıyor.
Bayram günlerinde ‘’barış’’ olmayınca doğal olarak ‘’sevgi’’ de söz konusu olamıyor.
‘’Sevgi’’ belirtisi görmek olanaksız…
Sevgisizlik yüreklere işlemiş durumda…
‘’Barış’’ ve ‘’sevgi’’ olmayınca ‘’hoşgörü’’ olabilir mi?
Elbette ki, hayır…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte tutuklandı.
Kendisinin ciddi sağlık sorunları var.
Tutuklanmadan önce 3 yıl içerisinde 4 kez anjiyo oldu.
Kalbindeki rahatsızlık ciddi…
Yüksek tansiyon ve uyku apnesi gibi ciddi rahatsızlıkları da var.
Dahası kanser hastalığı da atlattı.
‘’Hayati tehlikesi var’’ demek yanlış olmaz…
Böylesi bir insan cezaevinde tutulur mu?
Tutulmaması gerekir.
Cezaevinde tutulması ‘’ölüme sürükleme’’ gibi bir şey olur.
Cezaevinde 2 kez acil olarak hastaneye kaldırıldı.
Yapılan müdahaleler sonrasında yeniden cezaevine götürüldü.
İnanılır gibi değil…
Henüz mahkum olmadı.
‘’Suçlu’’ olduğu kesinleşmedi.
‘’Suçsuz’’ bulunma olasılığı da oldukça yüksek…
Buna karşılık cezaevinde tutularak en ağı ceza çektiriliyor.
Sevgi ve hoşgörü bir yana ‘’insanlık nerede’’ dememek olanaksız…
Üniversiteli gençler gösterilerde gözaltına alındı.
300’ü aşkın öğrenci tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kendilerine yöneltilen suçlamalar var.
Ancak ‘’kesin suçlu’’ demek olanaksız…
Yargılama sonunda ceza almama olasılıkları da yüksek…
Ama cezaevindeler…
Bayram günlerini ailelerini yanında geçirecekleri yerde cezaevinde geçirdiler.
Bunlar, bu ülkenin gençleri…
Ülkenin geleceğini onlar oluşturacak…
Onları ‘’potansiyel suçlu’’ olarak görüp peşinen cezalandırmak olacak şey değil…
‘’Hoşgörü nerde’’ dememek olanaksız…
Sosyal medya paylaşımları yapan sanatçıların başına getirilenler de ortada…
Kimisi gözaltına alındı kimisi işinden edildi.
‘’Bu kadar da olmaz’’ dememek elde değil…
‘’Barış’’, ‘’sevgi’’ ve ‘’hoşgörü’’ yoksunluğu örnekleri oldukça fazla… Saymakla bitirilemezler.
Başlangıçta da söyledik…
Bayram için ‘’barış, sevgi ve hoşgörünün hakim olduğu günler’’ tanımlaması yapılır.
Geride kalan Bayram günlerinde yaşananlar ortada…
Tanımlamanın karşılığını görmek olanaksız…
O tanımlama geçerliliğini çoktan yitirdi.
Yazı ki ne yazık…
Bu güzelim ülkenin insanları nasıl bu hale gelebildi ki?