
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BAYRAM BEREKET UMUT ÖZLEMDİR
Salı günü Kurban Bayramıdır. Akıllı, hür, mukim ve dini ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle, kurbanını keser. Kurban ibadeti, İslam toplumlarının, şiarı sayılan ibadetlerden biridir. Kurban Hanefi mezhebine göre vacip, diğer mezheplere göre ise, sünnet-i müekkededir
Kurban kesen, Allah"a yaklaşmış ve O"nun, hoşnutluğunu kazanmış olur. Kurban, aynı zamanda, bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Kesilen kurbanlardan, daha çok yoksullar yararlanır.
Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bunların dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemezler. Kurban olabilmesi için, kurbanlık hayvanın süt dişlerini değiştirmiş olması gerekir.
Kurbana, eziyet edilmemelidir. Kurbanların kesim işleminde, her hususta, titiz davranılmalıdır. Hayvan, kesim yerine incitilmeden götürülmeli, kendisine zarar vermeden yere yatırılmalı ve özellikle kesim işleminde, keskin bir bıçak kullanılmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu hususta, "Kesecek olursanız, kesmeyi iyi yapın. Bıçağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin." buyurmuştur.
Kurban kesmek, akıllı, buluğ çağına ermiş, dinen zengin sayılacak kadar, mal varlığına sahip ve misafir olmayan, Müslüman"ın, yerine getireceği, mali bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 20 miskal (80.18 gr.) altın veya bunun değerinde, para veya eşyaya sahip olan kişi, dinen zengindir.
Bayramlarda, anne, baba ve büyükler ziyaret edilir, dargınlar barışır, hısım ve akrabalar arasında, karşılıklı hediyeleşmeler dostlukları pekiştirir. Mü'minler birbirleri ile bayramlaşır, uzakta olanlara tebrikler gönderilerek, gönülleri alınır. Kabirler ziyaret edilerek ölüler için dua edilir. Kur'an okunarak ve sadaka verilerek ruhları şad edilir.
Bayramlar, İnsanların birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri; çocukların, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği, kişi/kişiler arasında, karşılıklı sevgi ve saygının arttığı, insanların dargınlıkları unuttukları barıştıkları, yeni dostlukları edinildiği, fertlerinin birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşma, yardımlaşma, birbirlerinin gönlünü alma ve yakınlaşma, mutluluk ve huzuru dolu dolu günlerdir.
Bayram günleri, barış ve sevinç günleridir. Elbette bir arada yaşayan aile ve toplum fertleri arasında anlaşmazlıklar, sürtüşme ve tartışmalar olabilir. Bu normaldir. Ama bunları dargınlık safhasına vardırmamak gerekir. Bilhassa akrabalar ziyaret ile aradaki bağları kuvvetlendirmelidir. Çünkü Bayramlar, Birlik-beraberlik ve kardeşliğin güçlendiği günlerdir.
Bayramlarda, dargınlıklara son verilmelidir. Hz. Peygamber, müminlerin üç günden fazla dargın durmalarının uygun olmadığını belirterek şöyle buyurmuşlardır. "Akraba ve komşulara iyilik etmek ve onlarla iyi geçinmek Kur'an-ı Kerim'in tavsiyesidir."
Bayramlar, dini şuur ve duygularını kuvvetlendirir. İnsanlara, yeni bir heyecan ve çalışma zevki kazandırır Yaşamdan zevk almasını da sağlar.
Bayramlar, sosyal dayanışma ve barış şuurunun, fertlere kuvvetle hâkim olduğu günlerdir. Dargınların kucaklaşması, aralarında kin, nefret bulunan aile ve şahısların, düşmanlık ve husumet duygularının sevgiye dönüşmesine, küçüklerin, büyüklere saygı, büyüklerin, küçüklere sevgi göstermesine, hastaların ziyaret edilmesine, verilecek küçük hediyelerle çocukların sevindirilmesine, hısım ve akrabanın, bir kere daha yeniden kaynaşmasına, vesile olurlar
Bayramlarda, çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara, yardım elleri uzatılmalı, onların da bayram sevinci yaşamaları için, ortam sağlanmalı, Hayır dua bekleyen ölülerimizin, mezarlarına giderek onlara dua etmeli, ruhları için hayır ve hasenatta bulunulmalıdır. Tanıdıklarımızdan, dargın olanlar barıştırılmalı ve araları bulunmalıdır.
İslamiyet' de, Allah'a ibadetten sonra, anne ve babaya saygı ve iyilik emredilmiştir. Bayramlarda, onları ziyaret etmek, ellerini öpmek, hayır dualarını almak gerekir. Bayramlarda, Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi duyguları hissettirilmeli, karşılaştığımız herkesle selamlaşarak tebrikleşmeli. Tanıdıklarımızı ziyaret ederek, hal ve hatırları sorulmalı ve gönülleri alınmalıdır. Hastanelerde ve evlerde, yatan hastalar, ziyaret edilmeli, şifa dilekleri sunulmalı, yetimlerin ve kimsesiz çocukların başını okşamalı, onlara anne ve baba gibi davranılmalıdır.
Hülasa bayramlar, insanlar arasındaki karşılıklı sevgi ve saygının perçinleştiği günlerdir. Bayramlar, insanların birbirleriyle olan dargınlıklarını unuttukları, barıştıkları, kardeşçe kucaklaştıkları günlerdir. Bayramlar, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulanıp sergilendiği, bir toplumda, millet olma şuurunun şekillendiği, kuvvetlendiği günlerdir.
Ne mutlu, bayramlara erişenlere ve bu güzellikleri yaşayanlara...