4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BELÇİKA'DA EMİRDAĞLI OLMAK

Tepebaşı Belediyesi ile Eskişehir Emirdağ Kültür ve Sanat Derneği (ESAB), işbirliği ile Emirdağ Araştırmaları Sempozyumu gerçekleştirildi. Eskişehir'de, her etkinlikte olduğu gibi, Cumartesi günkü etkinlikte, bürokrasiden yeteri kadar yönetici yoktu. Ülkeyi, Eskişehir ve EMİRDAĞ' ı, yabancı ülkelerdeki insanlarımızı, ilgilendiren, bir konu da milletvekilleri, vali, Odunpazarı Belediye Başkanı, ETO, ESO ve parti il teşkilatları gibi, sivil toplum örgütlerini, etkinlikte görmek isterdik. Neden katılmadılar veya ne gibi mazeretleri vardır bilinmez ama yaşanan tablonun, kabul edilir bir tarafı yoktur.
Oysa Türkiye'de, her alanda söz sahibi olmuş iller, kentin sorunlarının çözümünde ve ilin menfaati olan gelişmelerde, etkinliklerde ve merkezi idareye karşı birlikte hareket ediyorlar; kentlerinin geleceğini de birlikte düşünebiliyorlar.
Ayrıca sorunlar ve kutuplaşmalar, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, kent kadar, taraflarında menfaatinedir. İl bazında "KONSENSÜS" sağlayan iller, her alanda başarılı oldu. İşte Kayseri...
Hatırlıyorum da Kayseri' de, ilin bir sorunun görüşüldüğü toplantıya, dinleyici olarak katılmıştık. Toplantıda, tüm siyasi partiler, meslek odaları ve diğer sivil toplum örgütlerinden de temsilciler vardı. Dikkat ettik toplantı boyunca, hiç aykırı ses çıkmadığı gibi, getirilen öneriler kabul edildi, ya da diğer katılımcılar tarafında, öneriler daha da geliştirildi.
Toplantı sonrası, şahsımı toplantıya götüren arkadaşımıza, "...Dikkat ettik toplantıda, her partiden ve kesimden, temsilci bulunmasına rağmen, aykırı ses çıkmadı. " dediğimde, " ...Kayseri' de partiler, seçimlerde, kıyasıya mücadele ederler ama Kayseri' nin, menfaati olan her yerde ve etkinlikte ve toplantıda, tek bir parti vardır; o da "KAYSERİ PARTİSİ" dir" dedi. Bu tablonun, bugün KAYSERİ' yi, her alanda getirdiği yer ortadadır.
Eskişehir'de, kişisel ve siyasi çıkar için, takım ruhuna zarar veren kişi/kişilerin, kentte zara verdikleri gibi, kente gelecek hizmetlerin önünde de engeldir.. Ayrıca Eskişehir, bu tabloya, ne mahkûm ne de layıktır. Çünkü bu gereksiz ve kısır çekişmeler, Yunus Emre ve Nasreddin Hoca diyarı, Eskişehir'e de yakışmıyor.
Etkinlikte, Emirdağ' nüfusun kayıtlarında, 350 bin olduğu, ancak ilçe büyük göç vermesi nedeniyle, nüfusu 20 bine düştüğü, ancak tatil döneminde, nüfus patlaması yaşandığı, etkinlikte olduğu gibi, hep söylenir. Ancak bu göçün, nedenleri üzerinde durulmadı. Göçü önleyecek tedbirler, merkezi ve yerel idarelerince, dikkate alınmadı.
EMİRDAĞ, ülkemizin pek çok iline, özellikle de Eskişehir' e, ciddi göç verdi Ancak Belçika' ya, verdiği göç ise, hem Belçika'da, hem de Türkiye' de dikkat çekti. Aslında Belçika'daki Türkler' in, çoğu Emirdağlı değil. Ancak Emirdağlılar, Belçika'nın ciddi realitesi. Belçika'ya, sağladıkları katkı çok fazladır. Aynı zamanda Belçika ile Emirdağ, Afyon ve Eskişehir arasında, köprü oluşturdular. Yörelerinden ve akrabalarından, hiçbir zaman kopmadılar. Her yıl Emirdağ'a gelirler, akrabalarını ziyaret ederler.
Etkinlikte, EMİRDAĞ' ın, en önemli sorununun, "EĞİTİM" olduğu söyledi. Aslında ülkemizde, eğitim kırsal kesimde yaşanan, en büyük sorunlardan biridir. Eğitimin gerçekleşebilmesi için, öncelikle bir okulun olması gerekirken, Ne yazık ki kırsal kesime eğitim alanında, önem verilmediği için, okul sayıları çok azdır. Üstelik köylerde, okul çağına gelmiş çocukların, bir kısmı, köylerinde okul olmadığı için, başka köylere gitmek zorunda kalıyorlar, bir kısmı da okula, ya gitmiyor, ya da gönderilmiyor.
Etkinlikte, Belçika'daki Emirdağlı insanlarımızın serüveni göstermiştir ki, Türkiye' deki siyasi iktidarlar, kırsal kesim ve Emirdağlılara Belçika'daki olanaklar sağlasa, göç olmazdı. Özellikle de, tarımda, sulama olanaklarını artırılsa, İntansif tarım metotları geliştirilse, eğitim ve sağlık hizmetleri yaygınlaştırılsa, Besi hayvancılığını geliştirilse, Tarım ve hayvancılığa bağlı sanayi kolları, kırsal alanlara yönlendirilse, en önemlisi de, tarım ürünleri sanayinin motoru haline getirilseydi, bugünkü Emirdağ ve kırsal kesimde, arzu etmediğimiz tablo meydana gelir miydi?
Sorunların çözümü için, kişi/kişilerin fedakârlığı şattır. Belçika' ya giden birinci nesil, anneler babalar, olmasaydı, bugünkü başarı olmazdı. Onlar bugünkü nesil için, ortamları yarattılar. Belçika'ya gittiklerinde, ne ibadet yerleri, ne de dernekleri vardı. Çok iyi eğitim almamalarına rağmen, toplumsal sorunlara eğildiler, bireysel davranmadılar. Onlar olmasaydı veya fedakârlık yapmasaydı, Belçika'da, gurur duyulan tablo yaratılamazdı.
Bugün, Belçika'da, EMİRDAĞLI olmak bir ayrıcalıktır. Bu ayrıcalığı sağlayan, göçün 50. Yılının Kutlamalarında, sergiler, film gösterileri, fotoğraf sergileri, sempozyum gibi ekinlikler düzenlenecektir. Ancak Belçika' daki, Emirdağlıların, ülkemize ve bölgeye kazandırdığı, en önemli kavram, Takım ruhu anlayışına, bir şablon gibi oturan, "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içindir." felsefesidir. Bu birliktelik sayesindedir ki hayat standartlarını yükseltiler. Belçika'da gurur duyulan, bir topluluk, oldular. Kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi