Büyükşehir Belediyesinin katı atık mahalline dökülecek tehlikesiz atıklar için hazırladığı bir fiyat tarifesi var.
Tarife ton başına 40 TL olarak tespit edilmiş.
Buna karşılık, Hafriyat toprağı, inşaat-yıkıntı atıklarının kabulü ile ilgili ücret tarifesi ise, ton başına 1,5 TL olarak belirlenmiş.
Yani...
Sizin anlayacağınız, tehlikeli olmayan endüstriyel atıkların tarifesi, daha zararlı konumda bulunan hafriyat toprağı tarifesinin neredeyse 25 katı...
Şimdi bu durumun yaratmış olduğu büyük bir sıkıntı var.
Tehlikesiz atıklar dediğimiz, kum ve kil esaslı katı atıkların çıktığı yer, fabrika ve üretim tesisleri.
Yani, katma değer yaratıp, istihdam sağlayan ve ihracat yapan kuruluşlar.
Öncelikle şunu söylemekte yarar var.
Hükümet bir yandan Sanayi sektörüne teşviklerle güç vermeye çalışıyor, diğer taraftan Hafriyat ve inşaat sektörü için tonu 1,5 TL olan atık olayında, aynı atığın fiyatı sanayi sektörüne tonu 40 TL olarak belirlenerek üretim yapanlar adeta cezalandırılıyor.
Konu ile ilgili olarak Deniz Döküm San Tic A.Ş'den Gültekin Güney bir yazı gönderdi.
Dökümhanelerin, Türk sanayisinin temelini oluşturduğunu söylüyor...
Ardından da, Döküm fabrikasında üretilen ürün sonrasında kum-kil esaslı katı atıkların çıktığını, bu atıkların çevreye tamamen zararsız olduğunun raporlarla da kanıtlandığını belirterek;
-"Biz bu zararsız atıklarımızı Belediyenin katı atık mahalline tonu 40 TL den dökerken, inşaatlardan çıkan ve daha zararlı olan hafriyatlar aynı aynı yere tonu 1,5 TL den dökülüyor. Şimdi bu bize reva mı?" diye soruyor.
Bu konuda Belediye, Vilayet ve sanayi Odası'na yakınmalarını bir dilekçe ile bildirmiş Gültekin Güney..
Ama hiçbir cevap alamamış.
Aslında Eskişehir'e büyük yatırımların gelmemesinde ki nedenlerden birinin de bu olduğunu söylüyor açık açık.
Son olarak da;
-"Belediyemiz, sanayimizin gelişmesini istemiyor mu?" diye soruyor.
İlgililerin bilgisine önemle sunulur...