4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

BELEDİYELERİ HALKLA YÖNETMEK

CHP, Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Kazım Kurt, "Bir belediye, sadece başkan ve meclis üyeleriyle yönetilmez. Halkın yönetime katılması lazım, Muhtarların, projelerini ve mahallenin sorunlarını anlatması lazım, Bir belediye, halkla beraber yönetilmelidir." sözleri ile yıllardır, gündeme getirdiğimiz, düşlerimize tercüman oldu.
Ayrıca Belediye Başkan Adayı ve Milletvekili Kazım Kurt, "Köylerimiz, yeni yasayla birlikte, tarım-hayvancılık, imar, kanalizasyon ve arıtma gibi konularda sıkıntı yaşayabilir. Ancak bizim, projelerimiz hazır. Bu sıkıntılar, kısa zamanda çözülecek" sözleri ile bu alanlardaki kaygıları, gidermeye çalıştı.
Aslında halkla birlikte yönetim CHP, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu' nun 'katılımcı ve toplumcu' yerel yönetimler anlayışını, CHP, adaylarının, son günlerden gündemden düşürmediği bir söylem, tüm kesimlere yayılıyor. Nitekim CHP'nin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur YAVAŞ' da, "Ankara'yı, halkla birlikte yöneteceğiz "dedi.
Sayın KURT ve Sayın YAVAŞ göreve geldiklerinde, belediyeyi halkla yönetir mi bekleyip göreceğiz. Ancak sözünün edilmesi, bile başlı başına heyecan vericidir. Çünkü çağımız da tüm sektörlerde, "HALKA RAĞMEN" başarılı olmak mümkün değildir. O nedenle de belediye hizmetlerinin, halkla birlikte yürütülmesinde belediyelerin yararı vardır.
Aslında halka rağmen ilkesi, daha da ileri boyuta taşınmalıdır. Belediyecilik anlayışında, halkla bütünleşerek, halk yönetime dahil edilerek, toplumcu şeffaf bir belediyecilik sergilenmelidir. Böyle bir yönetim anlayışında, halk ile inatlaşma, rövanş alma, siyasi gücün pekiştirme, yandaşa, rantçıya, talancıya çıkar sağlama da yoktur.
Toplum katılımı," kendi kedine yeterlilik" ülkemizde de yıllardır istenen boyutta olmasa da çeşitli uygulamalarda var. Ancak sürekli ve kalıcı değil; kişiye veya siyasi iradeye göre, ya kalıcı oluyor, ya da ortadan kaldırılıyor. Algılama, ne yönde olursa olsun, " "TOPLUM KATILIMI", her alanda, en önemli öğe olarak ve her alandaki başarı için, tüm dünyada kabul görmüştür.
Aslında ülkemizde, halk ve kurum/kuruluşların, toplum katılımı kavramını tanımlama şeklinin, en önemli belirleyicisi, kavramın, bir araç mı, yoksa bir amaç mı olarak algılandığıdır. Genel kanı, toplum katılımı, belirli bir amacı ve hedefi gerçekleştirmek için kullanılan bir araçtır.
Algılama, ne yönde olursa olsun, toplum katılımının, her alanda en önemli öğe olarak tüm dünyada kabul görmüştür. Son yıllarda, ülkemizde de toplum katılımı alanında ciddi gelişmeler var. Özelliklede sivil toplum örgütlerinin, katkısı küçümsenmeyecek boyutlardadır.
Belediyeler, " TOPLUM KATILIMINI", icraatlarında yer verirse, hizmetleri daha kolay sağlar, Özellikle de karar verme sürecine, toplum katılımı olması halinde, alınan kararların, icraata yansıtılması daha verimli olacaktır. Toplumdaki kaynaklar, harekete geçecek, hizmetlerin maliyetlerini düşecek, Halk, belediye hizmetleri hakkında, bilgi sahibi olurken, daha da bilinçlenecektir.
Toplum katılımı için, belediyelerden, bürokratik formalite ve engeller kaldırılmalı, en önemlisi de teknolojik alt yapıyı gerçekleştirilmeli, şeffaflık; karar süreçleri ve sonuçları, açık, ulaşılabilir nitelikte, şeffaf olmalı, her türlü gizlilik, ortadan kaldırılmalıdır. Vatandaşlar "Yalın Yurttaş Kimliği" ile sorunlarını, belediye başkan ve yöneticilerine iletebilmelidir.
Belediyelerde, "HALKA RAĞMEN" , "HALKLA BİRLİKTE" ve "TOPLUM KATLIMI" gibi kavramlar, sözde kalmamalıdır. Belediye başkan adayları, bu kavramlara göreve geldiklerinde nasıl uygulamaya alacaklar, bu husustaki projelerini de halkla paylaşmalıdır. Çünkü atalarımızın söylediği gibi, lafla peynir gemisi yürümez.
Bu kavramların, hayata geçmesi için adaylar, belediyelerde, yönetsel yapılanma, tabandan tavana doğru yeniden düzenleyen projelerini halkla paylaşmalı icraatlarında "Toplum Katılımını", nasıl icraata alacaklarını da seçmenle de paylaşmalıdır. Çünkü kurum/kuruluşlar, özellikle belediyeler de halka rağmen, başarılı olmak mümkün değildir.
Belediye başkan adayları, tarafsız davranabilir, olaylar karşısında adil olabilir ama adil olmak, eşit olmak demek değildir. Haklıyla haksızı, kötüyle iyiyi, kişilere ve onlara olan yakınlığına, bakmadan ayırt edebilmek, doğruyu bulabilmektir.
Elbette Belediyelerin, halkla birlikte yönetilmesi, vatandaşların "YALIN YURTTAŞ KİMLİĞİ" ile belediye başkanlarına sorun ve isteklerini, iletebilmeleri, özelikle de toplumcu, şeffaf ve hesap verir bir belediye başkanı ve belediyeye, sahip olunması, seçmenin elindedir. O nedenle de seçme, tercihini, partilere ve liderlere göre değil, bu kriterleri taşıyan belediye başkan adaylardan yana kullanmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi