Sırf, Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu 25 Binlik planları "Nasıl engelleyebiliriz?" düşüncesi ile birileri oturup dâhiyane! Bir fikir üretmiş.
Demiş ki;
-"Büyükşehir'in yaptığı 25 binlik plan, 100 bin ölçekli çevre düzeni planına uyum sağlamıyorsa, biz bu işi engeller, Büyükerşen'e de acayip bir ders veririz" demiş.
Bu dâhiyane fikir üzerine başka birileri de;
-"İyi de ne yapmamız gerekiyor şimdi?" diye bir soru sorma gereği duyunca...
Dâhiyane! fikrin babası;
-"Getirin il genel meclisine konuyu" diye, ikinci bir dâhiyane! fikri sokmuş kafalarına...
Konu, Büyükerşen'e ders vermek olunca, anlamaya bile gerek duymadan birileri atlamış bunun üzerine.
Zaten anlamaya çalışsa da, anlayamayacağının bilinciyle.
Sonuç itibarıyla, konu İl Genel meclisinin gündemine gelmiş.
Hem de, anlaşılması çok zor cümlelerle hazırlanmış bir gündem maddesiyle.
Netice itibarıyla...
Söz konusu gündem maddesiyle ilgili konunun uzmanlarından bilgi istenimiş.
Onlar da, istenilen şekliyle bilgiyi vermiş.
Bu bilgiler doğrultusunda da, İl Genel meclisinin İmar ve Bayındırlık komisyonu bir rapor hazırlamış.
Hazırlanan raporda aynen şu ifadeler var;
-"Eskişehir İl Çevre Düzeni Planı incelediğimizde bu plan kapsamında yapılabilecek bir uygulamanın olmadığı, herhangi bir mekansal referans verilmediği, bu plan ile herhangi bir yatırıma yön verilemeyeceği görülmektedir. Bu durum, Eskişehir Çevre Düzeni Planının strateji ve yatırım içeriğinin olmamasından, bunları içeren mekansal kurgusunun bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Bir anlamda Eskişehir Çevre Düzeni Planı plansızlık ortaya koymaktadır.
Eskişehir Çevre Düzeni Planı mevcut arazi kullanımlarını göstermekte, ili alt bölgelere ayırarak başka kurumların plan yapmasını istemektedir. Planın bir an önce bitirilmesi, kanun gereğinin yerine getirilmesi mantığıyla hazırlandığı hissini uyandırmaktadır.
Çevre Düzeni Planında Eskişehir ilinin merkezinde metropoliten bölgede alınan planlama kararlarının bölgesel ölçekte, ilin tamamının nasıl etkileneceğini analiz eden ve bunların sonuçlarını ortaya koyan, belirtilen eksiklikleri plan sürecini baştan ele alarak düzelten bir revizyon gereklidir"
İşin gerçeği, komisyon üyelerinin yukarıda bir bölümünü yayınladığımız raporu bırakın bizzat yazmalarını, bu raporda yazılanları anladıklarını, hatta bu raporu yüksek sesle okuyabileceklerini hiç zannetmiyoruz.
Kimseyi küçümsemiyoruz ama...
İşçilik ve çiftçilik gibi meslekleri icra ederken meclis üyesi olan komisyon üyelerinin, raporlarına yazmış olduğu "mekânsal frekans", "strateji ve yatırım içeriği", "Metropolitan bölgede alınmış stratejik yatırım planlamaları" gibi teknik terimlerin ne anlama geldiğini bilmiyor olduklarına da, kalıbımızı da basarız.
Kısacası...
Ortaya bir dahi çıkmış ve "Büyükerşen'in 25 binlik planlarının nasıl iptal edileceğini ben biliyorum" demiş.
Koca meclis de, bu dâhinin peşine takılmış.
Komisyon üyeleri, kâğıttan bile okuyamadığı sözde bir rapor yazmış, meclis de hiçbir şey anlamadığı bu raporu kabul ederek karar vermiş.
Gidin bu gün meclis üyelerine sorun "Neyi kabul ettiniz" diye.
Eminiz "kabul ettik işte bir şeyler" diyeceklerdir...
Komisyon üyelerine gelince...
Onlar da eminiz, hala yazdıklarını zannettikleri raporu kâğıttan doğru okuma çabasındadır.
Hiç şüpheniz olmasın...