
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BOR TÜRKİYE'NİN GELECEĞİDİR
Milli Eğitim Bakanı Sayın Pof. Dr. Nabi AVCI, Eti Bor İşletmeleri ile ilgili 24 projenin sürdüğünü belirtikten sonra , "135 milyonluk büyük bir proje. Özellikle bu bütün Türkiye'deki bor madenlerini de, on yıl içerisinde, sektörde, yıllık 1 milyar dolarlık ihracat öngörülmektedir."dedi.
Enerji Bakanı Sayın ALBAYRAK'da," BOR' un, da kaynağı bizde. Bu nedenle dünya katma değeri yüksek ürün elde etmek için, kaynağı kendisinde olmayan ham madde yerine, farklı ham maddelere yöneliyor. Bor'da kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Borun katma değeri yüksek ürünlerde kullanılması için, Ar-Ge faaliyetlerine önem vereceğiz."açıklaması yaptı.
Her iki bakanın da Bor' la ilgili olarak açıklamaları, memnuniyet vericidir, Ancak Türkiye'de, Bor rezervinin %50' si, Eskişehir'de bulunmasına rağmen, AKP iktidarı, Bor Enstitüsünü, Eskişehir yerine, Ankara'da kurarak, Bor'la ilgili Ar-Ge çalışmalarından, Eskişehir'i, mahrum bıraktı.
Aslında Eskişehir'de, Bor'la ilgili çalışmalar yapıldığı söyledi. Nitekim BOR MADENİ ile ilgili bir yazımızdan sonra, ESO Genel Sekreteri, Sayın Y. Emre Heper,' " .... ESO ve iki üniversitemiz ile birlikte, OSB kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgesi çok özet anlatımıyla bilimsel çalışmaları ve bunların ticarileşmesini teşvik eden bir merkezdir.Şu anda 20 ye yakın firma burada faaliyet göstermektedir. Onlardan bir tanesi de BORTEK ldt şti. tarafından Bor Nitrür ve Kübk Bor Nitrür konuların çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar odamızda yapılan bir törenle, BOREN Bor Enstitüsü tarafından da desteklenmeye değer bulunmuştur. Bu Boren tarafından desteklenen, ilk özel projedir. Bilgilerinize rica ederim." Demişti ama bu çalışmalarda, gündemden düştü.
Ayrıca geçmişte, Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, Türkiye'nin, bor ve hidrojen kaynaklarını değerlendirmek amacıyla, bir dizi ar-ge çalışması yürüttüklerini, bu kapsamda 1.5 yıl önce kamuoyuna verdikleri sözü yerine getirerek, bir yakıt pili ürettiklerini belirterek, ...yakıt pilini hazırladık. Şubat, ya da Mart ayında piyasaya tanıtacağız." Demişti. Ancak bugüne kadar, pille ilgili bir açıklama yapılmadı.
Bor'la ilgili, bugüne kadar pek çok proje ve söylem, kamuoyu ile paylaşıldı. Neden bilinmez, bu proje ve açıklamalardan bir sonuç alınamadı.
Elbette dünyada, sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin ve kentlerin, kalkınmasında sürükleyici bir rol oynar. Madencik, sanayinin itici gücü, katma değeri yüksek olan, kaynak ve istihdam yaratan bir sektördür.
Ne var ki ülkemizde madenleri, ne sanayinin lokomotifi, ne de kentlerin ve yerleşim alanlarının, kalkınmasın itici gücüdür. Nitekim Eskişehir'de, çıkarılan ve dünyanın da en stratejik madeni olan BOR' un, ne Eskişehir' e, ne de çıkartıldığı Seyitgazi ve Kırka ilçelerimize, arzu edilen katkısı olmadığı gibi, çevresine de ciddi zararı vardır.
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, 2002 yılında başlatılan, Bor Master Arama Projesi kapsamında yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 2 milyar ton olan bor rezervlerinin 1 milyar ton artırılarak, 3 milyar ton düzeyinde olduğu saptanmıştı. Bu miktar dünya bor rezervinin, yüzde 72'sine karşılık geliyor.
Elbette dünyanın, en stratejik madeni olan ve diğer ülkelerde de çok az bulunan bor üretiminde, gelen talepler karşılanmayacaktır. Hatta yok satacaktır. Bor, kapasite artırımına yönelik projeler ile ürün çeşitliliğini artırmaya yönelik katma değeri yüksek yeni rafine bor ürünleri projelerinin, gündeme alınması olumlu bir gelişmedir. Ancak Bor madenimiz, batılılar tarafında depo edilmekte, Borla ilgili sanayi, Türkiye dışında gelişmektedir.
Bor madeni, nükleer, askeri, uzay, elektronik, cam üretimi, kimya sektörü, seramik sektörü, nanoteknoloji, otomotiv sektörü, metalürji sektörü, inşaat sektörü gibi, hayatın birçok alanında kullanılmaktadır. Ayrıca her türlü endüstri alanına, sağlık sektöründe, savunma sanayi ve uzay teknolojisi gibi, stratejik alanları da kapsayan ve 250'den fazla kullanım alanına sahip bor madenine ilgi, gün geçtikçe artmaktadır..
Ayrıca Türkiye, Stratejik Bor madenini, ihraç veya özelleştirmek yerine, işleyerek ihraç etmeli, ya da maden olarak ihracatına, sınır getirilmelidir. Çünkü BOR ve TORYUM, ülkemizin geleceğinin teminatıdır. Petrol bittiği günde, dünya enerjide, Bor ve Toryuma muhtaçtır. O nedenle de Bor rezervleri, hoyratla harcamak veya üretim ve satış kapasitesi artırmak, ülkeye yarar değil, zarar getirir.
Öte yandan kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili, mücadelemizde gördük ki, madenlerle ilgili, devlete sunulan gerçek fizibilite çalışmalarına ve yapılan anlaşmalara, ulaşmak mümkün değildir. Çünkü madenlerle ilgili, bilgiler, gizli tutulmaktadır. Ne acıdır ki, yabancılarda olan madenlerle ilgili bu bilgiler, Türk halktan esirgenmektedir.
Uzmanlar, "Rusların doğalgazı, Arapların petrolü neyse, Türklerin BOR'uda odur."diye nitelemektedir. O nedenle de Bor madenlerinin, ABD ve AB hegemonyasından kurtarılması, ülke çıkarları doğrultusunda, gerçek bor sanayinin kurulmasın için, devletin, sivil toplum örgütlerinin, sanayimizin, halkımızın, özelikle de üniversitelerin, BOR'la ilgili konularda, güç birliği oluşturması şarttır.