Aslında bir konu ile ilgili olarak çeşitli fikirlerin oluşması, fikren çeşitlilik arz eder ki, bu da iyi bir şeydir.
Yani...
Yapılacak bir iş için, yöntem konusunda karşılıklı fikirlerin oluşması, kararı verecek olan mekanizma için de önem arz eder.
Aksi takdirde...
Biri yapar, diğerleri bakar.
-"Acaba daha iyisi olur muydu?" Sorusu da, hep insanların kafasında var olur.
Eskişehir'de, son yıllarda tartışılan konuların hemen hepsinde bu yaşandı.
Yani...
Karşılıklı fikirler hep söylenildi.
Örneğin; Stadyum konusunda birileri "Mevcut yerine yapılsın" dedi, başka birileri "Muttalip'de yapılmalı" dedi, daha başka birileri ise "Sazova'da olmalı" görüşünü dile getirdi.
Keza...
Yeni Gar binası konusunda da, Mevcut yerinde yapılmasından tutun da, Enveriye'ye yapılması ve Şeker Fabrikası arsasına yapılmasına kadar çeşitli fikirler ortaya atıldı.
Üstelik...
Bu fikirler, karşılıklı olarak sık sık dile de getirildi.
Ancak...
Söz konusu karşılıklı fikirler öylesine uzadı ki, karar verme geciktikçe gecikti.
Karar geciktikçe, ortaya bir şey çıkmaz hale geldi.
Üstelik...
Ortaya çıkmayan kararın nedeninin, fikir ayrılıkları olduğu söylenilmeye başlandı.
Sonuç olarak insanlar;
-"Bir karar verilsin ve iş başlasın da, ne olursa, nereye olursa olsun" demeye başladılar.
İşte Eskişehir'de gelinen nokta da budur.
Son yıllarda tartışılan ve hemen herkesin kendince fikir ileri sürdüğü konuların hiçbiri karar aşamasına hala gelmemiş, bu durum da artık bıkkınlık vermiştir.
Netice itibarıyla...
Hem yeni Stadyum, hem Yeni Gar binası ve hem de Demiryolunun yer altına alınması konularında vatandaş artık;
-"Yapılsın da nereye yapılırsa yapılsın" demeye başladı.
Anlaşılan o ki...
Bundan sonra ki süreçte de, aynen bu söylenecek.
Belki...
Önümüzde ki sürecin sonunda da;
-"Hani Eskişehir'e yeni Stadyum ve Gar binası yapılacaktı?" dediğimiz günler bile olacak.
Kim bilir?