Uzun yıllardır bu şehirde Gazetecilik yaparız.
Muhabirlik yıllarımızdan itibaren bu güne kadar geçen süre içinde Eskişehir'in bir çok sorununa tanık olduk.
Bazıları çok büyük sorunlardı, çözümü yılları aldı.
Bazıları da basit ama, yaşamı zora sokan sorunlardı, bunların çözüme kavuşturulması ise daha kolay oldu.
Neticede...
Eskişehir'de her ne kadar yeni sorunlar çıksa da, sorunların bir şekilde hallolduğuna tanık olduk.
Sadece bir tek sorun bir türlü çözülemedi Eskişehir'de.
O da, Eskişehirlilerin birbirlerini sevmemesi, birlik içinde olamaması sorunu.
İşte bu hastalık halini alan sorun bir türlü çözülemedi Eskişehir'de.
Önceki gece bir toplantıya katıldık.
Aslında toplantı belirli periyotlarla tekrarlanan bir toplantıymış.
İsmine de "Dostlar meclisi" denilmiş.
Ömer Abacı ve Ali Eldem'in organizesinde büyük emeği olduğu toplantının dün akşam yapılan 7. sine Milletvekilleri ve Belediye başkanları davet edilmiş.
Milletvekillerinden Salih Koca, Ülker Can, Süheyl Batum ve Kazım Kurt, Belediye Başkanlarından da Ahmet Ataç ve Burhan Sakallı icabet etmişler davete.
Nabi Avcı ile Ruhsar Demirel mazeret bildirip katılamazken, Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen adına vekili Ayhan Kavas iştirak etmiş
Bilecik milletvekili Bahattin Şeker, eski Bakanlardan İbrahim Dedelek ve yine eski Milletvekillerinden Zeki Ünal ile, Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan da katılmışlar davete.
Necati Yalçın,Nevzat Altınel, İsmail Ilgaz, Gürdal Abacı gibi Dostlar Meclisinin daimi üyeleri de hazır bulunmuşlar.
Doğrusu salonu ve toplantıya katılanları görünce mutlu olduk.
Yukarıda da söyledik, yine tekrarlıyoruz.
Eskişehir'in bugüne kadar halledilemeyen tek sorunu, bir araya gelinememesi ve bu şehirde yaşayanların birbirini sevmemesi.
Bu sorun tek bir yolla çözüme kavuşturulur, o da yukarıda saydığımız isimlerin bu gibi toplantılarda sık sık bir araya gelmesiyle...
O yüzden bu tür toplantıları önemsediğimizi söyleyelim.
Sadece sohbet edilse bile, bu tür toplantıların artmasıyla Eskişehir'in hala devam eden hastalığı tedavi edilecektir...
.........
Madem geçit kapandı, ücretli park uygulaması da geçici süre için kaldırılsın...
Demiryolunun yeraltına alınması çalışmaları nedeniyle bağlar geçidi kapatılınca, o bölge ve çevresi resmen kilitlendi.
Odunpazarı ile tepebaşı bölgesini birbirine bağlayan bir tek İstasyon köprüsü kaldı ki, kilitlenme işte bu köprüde had safhaya ulaştı.
Geçit yeniden trafiğe açılıncaya kadar bu sıkıntıya katlanmak durumundayız.
Aslına bakarsanız, Bağlar Geçidinin de büyük oranda neden olduğu bu sıkışıklık en çok Kızılcıklı Mahmut Pehlivan caddesi ile, bu caddenin Köprü yönünde ve Espark önünde meydana geliyor.
Trafik sıkışıklığının bu denli fazla olmasında, hem Kızılcıklı hem de Espark önünde ki caddede uygulanan ücretli park uygulamasının da rolü var.
Hani diyoruz ki, Bağlar Caddesi ve Espark önünde yolun karşılıklı iki tarafında yapılan ücretli park uygulaması bağlar geçidi trafiğe açılıncaya kadar kaldırılsa. Bu iki caddede de ücretli park uygulaması yapılmayıp, hiç araç park ettirilmese nasıl olur?
Her iki Cadde de genişleyeceği için en azından trafik bu denli sıkışmaz.
Peki bunu yaparlar mı?
Hiç sanmıyoruz ama, önerelim dedik işte...
.......
Hac yolcuları...
Yakında kutsal Hac yolculuğu var.
Yolculuğa Eskişehir'den de katılanlar olacak.
Eskişehir'de tanınmış işadamları da önümüzde ki günlerde başlayacak olan bu kutsal yolculuğa hazırlanıyormuş.
Cemalettin Sarar, Yılmaz Sezer, Şenol Ilgaz ve Nejat Banaz, Kutsal haç yolculuğuna çıkacak isimler arasındaymış.
Şenol Ilgaz ile Nejat Banaz, önceki gece 222'de düzenlenen Dostlar meclisi toplantısındaydı.
Haç yolculuğu öncesi Dostlar Meclisine davet edilen bu önemli iki isim, başköşeye oturtuldu.
Esprilerin havada uçuştuğu gecede, Hacca gidecek isimlerin durumu da bir hayli espri konusu olmadı değil.
Cemalettin Sarar ve Yılmaz Sezer'in Hac yolculuğuna Cumhurbaşkanı kontenjanından gittiğinin öğrenilmesiyle birlikte mikrofonların uzatıldığı Şenol Ilgaz ile Nejat Banaz'ın;
-"Biz kendi hakkımızla ve torpilsiz olarak gidiyoruz" demeleri, salonda bulunanları adeta kahkahaya boğdu.
........
Biraz da
gülmek lazım
Genç adam; İstanbul'dan Ankara'ya otobüs ile giderken, Bolu dağında verilen molada hemen tuvalete koşturdu.
Korkunç tuvaleti gelmişti. Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı..
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses
- 'Merhaba' dedi. adam şaşkın şaşkın
- 'Merhaba' diye cevap verdi..
Ses devam etti
- 'Nasılsın... '
ilk defa başına böyle bir şey geliyordu...
yine şaşkın şaşkın cevap verdi
- 'Sağ ol iyiyim...... sen nasılsın....?'
Ses sordu
- 'Ne yapıyorsun...? '
bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Başka bir şey anlatmak istedi ve
- 'ben' dedi 'İstanbul'dan gelip, Ankara'ya
gidiyorum. sen nereye gidiyorsun...?'
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
- 'Hayatim, telefonu kapatıyorum. Yandaki tuvalette bir geri zekalı var.Sana sorduğum sorulara cevap verip duruyor.ben seni daha sonra ararım.'