
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
BU KADAR İMKANI OLUPTA, DEĞERLENDİREMEYEN BAŞKA BİR ŞEHİR VAR MIDIR?
Dün Murat Taşkın yazdı.
Eskişehir'in önceliğinin olmadığını...
Öyle ya, her şeyin bir önceliği olmalı.
Bu önceliğinizi belirlediğinizde, önünüze koyduğunuz hedefe doğru ilerlemeniz daha kolay olur.
Çünkü çizgi doğrudur ve o çizgiden çıkmadan, değişik yollara sapmadan hedefe hemen ulaşırsınız.
***
Bu durum muhakkak kentler içinde geçerli!
Önceliğini belirleyen şehirler, bugün kalkınmada daha uzak yarınlarını görebiliyor.
Peki ya Eskişehir?
Bir başka kentte ya da yurt dışında 'Eskişehir ne şehridir?' diye sorsalar, nasıl yanıt verirsiniz?
Bir eğitim kenti!
İlk aklımıza gelen bu!
Ancak ne bir vakıf, ne bir özel nede başka büyük bir yatırım yoktur bu kentte!
Varsa yoksa Büyükerşen'in gayretleri ile birisi diğerinden doğmuş iki devlet üniversitesi.
Termal kent asla diyemezsiniz, hemen yanınızdaki Afyonkarahisar'a büyük haksızlık edersiniz.
Turizm zaten diyemezsiniz.
Turisti yatıracak otelin olmadığı kente, nasıl turizm kenti denir ki?
'Sanayi şehri' bir nebze!
Önemli özel yatırımları var Eskişehir'in.
Türkiye'nin en büyük Organize Sanayi Bölgesine sahip!
Havacılık ve demiryolu, gıda ve tekstil sektöründe de iyi işler yapılıyor.
Şehrin önceliği sanayi deseniz, her şeye rağmen topyekün bir girişim yok.
***
Uzun lafın kısası, bu konuda bir parçalanmışlık mevcut!
Hiçbir konuda olmadığı gibi, şehrin önüne hedef koyarken bile fikir birliği sağlanamıyor.
Kimisi eğitim kentinde ısrar ediyor, kimisi 'sanayi yatırımları durmamalı' diyor.
'Bir milyon tane turist var, üstüne tarihi Frigyamız, Odunpazarımız var, turizm kenti zaten olduk' diyenler de var.
'Termal su fışkırıyor, yatırımlar buna göre yapılmalı' diyende yok değil!
'Hızlı tren dahil, her yol Eskişehir'den geçiyor, ulaşım kentiyiz' diye söyleyenleri görmezden gelemeyiz.
Nasrettin Hoca, Osman Gazi, Yunus Emre ve diğer büyüklerimizi hatırlayarak kültür kenti olduğumuz yönündeki düşünceleri de unutmamak gerek.
Yani var oğlu var!
Ancak şehrin önceliğini belirleyip, hedefi koyup, kentin o yolda yürümesi için bir şey diyen ise hiç yok!
Kısaca;
Bu konuda bile fikir birliğimiz olmadığı için, 'Eskişehir ne şehridir?' diye soranlara verilecek cevabımız yok!
Bu yüzden gelen sorulara "Kalabalık suyumuz içilir, simidimiz yenir, lületaşımız da alınır" demeye devam edeceğiz...
Yani bir şehrin elinde bunca imkân olupta değerlendiremeyecek kadar beceriksiz olduğumuzu, koyamadığı hedefe yürüyemeyen bir kent olduğumuzu asla ama asla söyleyemeyeceğiz...