Eskişehir ile Türkiye geneli arasında, aslında tem tersi olup, içinde benzerliklerin de bulunduğu bir durum var...
Türkiye'de iktidar, üst üste üç seçim kazandı. Hem de oylarını arttırarak.
Eskişehir'de ise Büyükerşen üst üste seçim kazandı. Hem de oylarını arttırarak.
İşte bu ilginç durum, aslında insanların ne kadar çelişkili bir bakış açısına sahip olduğunu da ortaya koyuyor...
Şöyle ki;
İktidarın seçim başarısına saygı duyulmasını isteyenler, aynı saygıyı Eskişehir'deki seçim başarısından dolayı Büyükerşen'e duymak istemiyor.
Manzaraya tersinden baktığınızda ise...
Büyükerşen'e, seçim başarısından dolayı saygı duyulmasını isteyenler, aynı saygıyı iktidara göstermekten imtina ediyor.
Durum böyle olunca da, hem AKP'lilere, hem de CHP'lilere söyleyeceğimiz birkaç laf zaruri oluyor...
Önce Eskişehir'deki AKP'lilere lafımız...
-"Başbakan tek başına yüzde 50 nin üzerinde oy alıyor. Hala takdir görmüyor" diye yakınıyorsanız, Eskişehir'de tek başına yüzde 50 nin üzerinde oy alan Büyükerşen'e aynı takdiri göstereceksiniz.
-"Başbakan üç seçim üst üste partisini birinci yaptı. Hala niçin eleştirilir ki?" diye soruyorsanız, Eskişehir'de üç seçim üst üste partisini birinci yapan Büyükerşen'i eleştirmeyeceksiniz...
-"Başbakan girdiği üç seçimde de oylarını arttırdı. Bu adam daha ne yapsın?" diye soruyorsanız, Eskişehir'de girdiği üç seçimde de oylarını arttıran Büyükerşen için "Ne yaptı ki?" diye sormamalısınız.
-"Yüzde 50'nin üzerinde oy alan bir Başbakan'ı kimse görmezden gelemez kardeşim" diye racon kesebiliyorsanız, yüzde 50'nin üzerinde oy alan Büyükerşen'i görmezden gelip küçümsemeyeceksiniz.
-"Oyların yarısını alan bir Başbakan hala yok sayılıyor. Bu mu sizin Demokrasi anlayışınız?" diyorsanız, oyların yarısını alan bir belediye Başkanını aynı Demokrasi anlayışıyla yok saymayacaksınız.
Kısacası...
Aldığı oy nedeniyle Başbakan'a yapılan eleştirileri kaldıramıyorsanız, aldığı oya rağmen Büyükerşen'e benzeri eleştirileri yapmayacaksınız.
Sonuç olarak...
Ne demiş büyükler; "Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma"
Yapıyorsan da, kendine yapıldığında yakınma...
Sonuçta, aynı şeyi yapıyorsun sen de...
Yok, "Ben, yüzde 50 nin üzerinde oy almış, üç seçimi üst üste kazanmış ve her seçimde oyunu arttırmış bir Başbakan'a demokrasi açısından saygı duyulmasını beklerim. Ama, yüzde 59 nin üzerinde oy almış, üç seçimi üst üste kazanmış ve her seçimde oyunu arttırmış bir Belediye Başkanına saygı duymak zorunda değilim" diye düşünüyorsan...
O zaman ortada bir hastalık var demektir...
Gelelim Eskişehir'deki CHP lilere söyleyeceklerimize...
Aslında uzun uzadıya yukarıdaki söylediklerimizi tersten söylememize gerek yok.
Eğer, Büyükerşen'e hem aldığı oy oranı, hem üst üste seçim kazanması ve hem de her seçim oylarını arttırmasından dolayı saygı duyulmasını istiyorsanız...
Aynı saygıyı, aynı konumda olan Başbakan'a da göstereceksiniz...
-"Yok. Büyükerşen'e saygı gösteririm ama Başbakan'a göstermem" diyorsanız...
Hiç kusbura bakmayın...
Aynı hastalığa tutulmuşsunuz demektir...
-------------------------------------
Usturanın her iki tarafı da kesmeye başladı mı acaba?
Siyaset ve siyaset dünyasında bir çok benzetmeleri barındırır.
Bunlardan biri de, siyasette önemli mevkilere gelenler ve söz sahibi olanlar için söylenmiştir.
-"Bıçağının her iki tarafı da kesiyor" denir bu tip siyasetçiler için.
Yani...
-"Bir dediği iki olmaz." Ya da "Son sözü o söyler" anlamında kullanılır.
Hatta...
Eskilerde devleti yönetmiş, herkesin ağzının içine baktığı siyasetçiler için de çokça kullanılır bu söz.
-"Bir zamanlar bıçağının her iki tarafı da keserdi" diyerek, geçmişte nasıl etkili bir siyasetçi olduğu tarif edilir bu sözle.
AKP Eskişehir milletvekili Salih koca, Berberler ve Kuaförler Odasını ziyaret etmiş.
O sırada, şimdilerde kullanılan ama, eskiden berberlerin vazgeçilmez aletlerinin başında gelen usturayı görmüş.
Almış eline usturayı.
Başlamış bileyemeye.
İşte tam o sırada çekilmiş fotoğraf...
Fotoğrafı görünce aklımıza geldi siyasetçiler için kullanılan bu söz.
Ne dersiniz?
Salih Koca'nın da, usturasının her iki tarafı kesmeye başladı mı acaba?
------------------------------------
Aynı ekibi bir başka programda göreyim vallahi inanacağım
CHP nin Eskişehir'de bulunan aktörlerinin birbirleri ile anlaşamaması gibi bir durum söz konusu.
Her ne kadar "Yok böyle şey" denilse de,. Kamuoyunda böyle bir algı var.
Milletvekilleri aralarında anlaşamıyor. Belediye başkanları ile yöneticiler arasında soğukluk var. Yöneticiler ile milletvekilleri ve parti yöneticilerin arası hoş değil.
Neticed bu algıyı değiştirmek çin çabalıyor CHP.
Önceki gün düzenlenen il danışma kurulu toplantısında, birbirleriyle anlaşamadığı söylenilen tüm aktörler aynı platforma toplanmıştı.
Hatta...
CHP "Bakın aramızda herhangi bir mesele yok" diyerek, algıyı boşa çıkartma girişiminde bulundu.
Buna biz de inanmak istiyoruz elbette.
Nasıl mı inanırız?
Aynı ekip, partinin bir başka toplantı veya programı, olmadı bir ilçe gezisinde bir araya gelsin, inanacağım.
Söz vallahi...