Herkes bu günü yaşar, siz "Yarın"ın derdine düşersiniz.
O nedenle...
Bu günü yoktur gazetecinin.
Çalışma koşulları belirli bir mesai saati içine de sığmaz.
Bu yüzden çok streslidir...
Öyle ahım şahım para alamazsınız bu meslekte.
Ama alıyormuş gibi yaparsınız sürekli.
Mahcup ve ezik görünmemek için, anlaşılmaz davranışlar içine girersiniz.
Küçümsenmemek için, kimsenin bilmediği tavizler verirsiniz yaşantınızdan.
Olmayan imkanlarınızla, Gazeteci saygınlığına yakın durmaya gayret gösterirsiniz.
Toplumun büyük bir kısmı sevmez sizi.
Ama...
Toplumun büyük bir kısmı sever görünür.
Her gün arayan soranınız eksik olmaz, çevreniz saygın insanlarla dolar.
Müthiş bir itibar görürsünüz ki, çoğu göstermeliktir.
O nedenle bir çok gazeteci mesleğini icra ederken ölür.
Çünkü...
Gazetecilik bittiğinde, yolda selam verecek insanı zor bulursunuz.
Her şey göstermeliktir, itibar ise tam bir tiyatrodan ibarettir.
Hiç kimseye yaranamazsınız bu meslekte.
Hakkında 10 kez övgü yağdırdığınız bir kişi, 11 nci yazıda üzerinizi çiziverir.
Ne sahtekârlığınız kalır, ne yalancılığınız.
Herkesin gözünde, 2 duble rakıya yazı yazan birisinizdir.
Övgüde bulunduğunuz zaman Yalakalığa, eleştirdiğiniz zaman kuyruk acısına bağlanır yazdığınız yazı.
Siz ne kadar objektif yazdığınızı düşünürseniz düşünün, o yazıya herkes kendince bir anlam yükler.
Çoğu zaman arkanızı sıvazlayanlar en ufak bir eleştiride arkanızdan vuruverir sizi.
Yazdığınız yazı işine geliyorsa, "En demokrat gazeteci", işine gelmiyorsa da "Kalemini satan gazeteci" olursunuz.
Netice itibarıyla...
Size ait her köşe yazısı ya da yaptığınız her haber birilerine göre para ile yapılmış veya yaptırılmıştır.
Çünkü...
Beğenilmeyen bir yazının ardından bunu söylemek, adeta gelenek haline gelmiştir.
Mesleğe başladığımızın üzerinden uzunca bir süre geçti.
Çok samimi söylüyorum, bir-iki cahilce hareketin dışında "Al şu parayı da şunu yaz" ya da "Yazma" cinsinden bir olayla karşılaşmadım.
Meslektaşlar arasında bu tür bir olaya da bizzat şahit olmadım
Buna karşın...
-"İki duble rakıya yazmayacakları hiçbir şey yok" ya da "Kalemlerini satıyorlar" diyenleri yüzlerce kez gördüm.
Şimdi daha iyi anlıyorum ki...
Meğer gazetecilere para karşılığında yazı yazdırmaya ya da kalemlerini sattırmaya meraklı ne kadar çok insan varmış...
Eğer onların dediği doğruysa...
Zaman zaman o insanlara yaptığımız övgüler de, iki duble rakının yada kalemi satmanın eseriymiş.
Sonuç olarak...
Beğendiği yazıyı yazana "Objektif gazeteci", beğenmediği yazıyı yazana da "kalemini satan" tarifinde bulunmayı alışkanlık haline getirenlere şunu söylemek istiyorum.aliba problem gazetecilerden çok sizlerde.
......
En yaşlı öğretmenden mektup var...
Şevket Tarcan. Yaşı 91.
-"41 kere maşallah" denilesi bir insan.
Eskişehir Endüstri Meslek lisesi, Teknik Resim ve Teknik müdür muavinliği görevinde bulunmuş öğretmen kökenli bir büyüğümüz.
Bir mektup göndermiş gazetemize.
Daha doğrusu, gazetemizi okurken 24 Kasım'da yapılacak olan Öğretmenler günü kutlama programını okuyunca, yazma gereği duymuş.
Göreve başlamış olduğu 70 yıl öncesinde böylesine imkanlar olmadığını söylemiş.
-"Biz öğretmenler günü kutlamalarını bile kendi içimizde yapar, çünkü duyurma imkanı bulamazdık" diyor.
İletişimin bu denli yaygınlaşmasıyla, bu tür anlamlı günlerin daha güzel biçimde kutlandığını memnuniyetle gördüğünü belirtiyor.
Ve imkanlar ölçüsünde Öğretmenler günü kutlamalarına, en yaşlı öğretmenlerden biri olarak katılmaya gayret göstereceğini de sözlerine ekliyor Şevket tarcan...
........
Daha seçimlere 17 ay var...
ESKİ Genel müdürü Garip Yıldırım'ın izne ayrılması ile başlayan tartışma uzun süredir devam ediyor.
Garip Yıldırım'ın toplu izinlerinin tümünü kullanması, izin sonrasında ESKİ Genel müdürlüğünde bir görev değişimi beklentisi yarattı.
Önceki gün konuştuk Garip Yıldırım ile...
-"Görevden mi alınacaksın? İstifa mı edeceksin? Yoksa, hiçbir şey olmamış gibi göreve devam mı edeceksin?" diye sorduk.
Garip Yıldırım, basında yer aldığı gibi 3 aylık izne ayrılmamış.
-"72 günlük iznim var" dedi önce.
Ardından da...
-"Bu süre içinde ne yapacağımı düşüneceğim" dedi.
Kamuoyunda, CHP de Belediye Başkanlığı için aday adayı olacağı söylentilerinin dolaştığını söyleyip;
-"Böyle bir niyetin var mı?" dediğimizde ise Garip Yıldırım;
-"Seçimlere daha 17 ay süre var. Şimdiden böyle bir aday adaylığı zaten mümkün değil. Hele şu izin süresi bir bitsin, o zaman ne olacağı ortaya zaten çıkar" diyerek tamamladı sözlerini.
........
Ahmet Vefik
Paşa'dan ideal
yönetici özellikleri...
1. Muteber (Saygın),
2. Mutena (Seçkin),
3. Mutedil (Ilımlı),
4. Mu'tezim (Azimli),
5. Mutlif (Bağışlayıcı),
6. Muvakkit (Zamana Duyarlı),
7. Muvaffak (Başarılı),
8. Muzaffer (Galip),
9. Müdebbir (Tedbirli),
10. Müeyyid (Disiplinli),
11. Mütefekkir (Düşünür),
12. Müferrih (Güleryüzlü, Ferahlatan), 13. Muhibb (Sevgi dolu),
14. Mükrim (Cömert, İkramcı),
15. Mültefit (İltifat Eden),
16. Mümeyyiz (İyiyi Kötüden Ayırabilen),
17. Münevver (Aydın),
18. Mübeşşir (Müjdeleyici),
19. Mübeccel (Yüceltilmiş),
20. Muvahhit (Allah'a İnanan),
21. Mücerrib (Tecrübeli),
22. Müfarik (Fark Edebilen),
23. Müheyya (Hazır Olan),
24. Müceddid (Yenileyici).
NOT-Bu yazının hiçbir amacı yoktur. Belki birilerinin işine yarar...
........
Biraz da gülmek lazım
Rusya da eskiden savaşlar olmuştur o ara Lazlar toplanmış kuş tüfeğiyle Rusya ya ateş etmeye başlarlar. Oradan geçen hacının bir tanesi;
Olum napayisiniz la burda
Lazlar; Hacı Rusya'yla savaşiyruk...
Hacı; Kuş tüfuuyla koskoca rus devletini nasıl alt edersunuz?
Lazlar; Eee hadi neetceuk bi akıl ver
Hacı; Bi gürgen ağacı kesin, içini oyun,içine barut saçma doldurun top yapın.
Lazlar hacının dediğini yapar Ya Allah Bismillah bi ateş... Yaptıkları şey infilak eder 150 şehit verirler.
Lazlar; Hacı naptun sen?
Hacı; Ula burada 150 ölü varsa Rusyanın kesin tamamı yok olmuştur da...
