
Buğrahan Doğangil - DUVAR
Bu mu tarım politikanız?
Yaz aylarının sonunda yine su krizi, kuraklık konuları şehrin gündemine sıkça gelmeye başladı. Haliyle yaz oldukça kurak geçti ve geçtiğimiz senelere göre daha susuz bir yaz yaşadık.
Her an çeşmeden akan suyumuz kesilir mi diye korkar olduk. Aslında kesildi de Çifteler’de birkaç gün sular akmadı.
Yarın bu şehir merkezinde de yaşanabilir, başka ilçelerde de…
Şimdi kuraklık var, iklim krizi var tamam kabul edelim.
Ancak şunu da kabul etmek lazım. Suyun kıymetini bilemedik, hala da bilmiyoruz. Çok yakında acı bir şekilde anlarız. Son bir buçuk yıldır dilimizde tüy bitti. Tarımsal sulamanın kontrolsüz olması, ürün deseninin bölgeye uygun şekilde dizayn edilmemesinin yarattığı tahribat bizi ne hallere getirecek dedik.
Kimileri durumun ciddiyetini anlamadı, kimilerinin de bir kulağından girdi bir kulağından çıktı. Durumu bilip tabiri caizse saf ayağına yatanların kimler oldukları belli de neyse…
Bugün Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’yi televizyonda dinlerken ben ilk defa yerel siyasette bu kadar etkin bir figürün “ürün deseni”, “sulama suyu” gibi konular üzerine net şekilde konuştuğunu gördüm.
Ayşe Başkan doğruyu söyledi; ancak bir eleştiri de yapayım açıkçası gecikmiş bir konuşmaydı bu.
Şehrin kamuoyuna yön veren isimlerin biz bas bas bağırırken, iş bu noktalara doğru henüz tam gelmemişken, hep bir ağızdan bunları söylemesi lazımdı.
Özellikle de Tarım Müdürlüğü yetkililerinin…
Ya da bakanlık her ne ise işte, bu konunun yetkileri diyeyim.
Oysa şehrimizden yakın zamanda ayrılan, İl Tarım Müdürü Ender Muhammed Gümüş, benim daha önce çalıştığım gazetemde yazdığım yazının altına yorum atmış ve
“Tarımsal Üretim Planlaması kapsamında su kısıtı olan ilçelerimizde mısır gibi çok su tüketen bitkilerin yerine daha az su tüketen bitkilere daha çok destek veriliyor. Üstelik çiftçilerimiz alacağı desteği daha ekmeden önce bilerek ona göre bitki seçebiliyor. Aynı tarlaya aynı bitkilerin ekilmemesi için de münavebe şartı getirildi. Yarın(8 Kasım 2024) saat 14:30'da Tarım İl Müdürlüğü Sazova Yerleşkesinde Bakan Yardımcımız ve 3 Genel Müdür Yardımcısının katılacağı bilgilendirme toplantısına bekleriz. Tüm İlçelerimizde bilgilendirme toplantıları yaptık. Çiftçilerimize Whatsapp ve sosyal medya hesaplarından da sürekli bilgilendirmeler yapıyoruz. Ayrıca her hafta Cuma günü Türkiye genelinde her ilçeden 3'er köyde bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz.” demişti.
Biz bu işlerin kağıt üzerinde yapılan işler olduğunu bilmiyoruz sanki…
Siz diyorsunuz ki mısır gibi su tüketen bitkiler yerine daha az su tüketen bitkilere daha çok destekleme veriliyor…
Ben İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 2025 Yılı Destekleme Planına baktığımda; mısır (dane) bitkisine toplam 685,64 lira destek verir, yine silajlık mısıra aynı desteği verir aspir, buğday, arpa, fiğ gibi birkaç ürün hariç diğer kuru tarım ürünlerine verilen destek miktarı bu miktara yakın olur veya daha düşük olursa kendinizi kandırırsınız ancak.
Bir de asıl önemli mesele şu;
Desteklemeler üzerinden şeker mısırı, dane mısır veya patates gibi su götüren ürünleri kıraç bölgelerde azaltmak istiyorsunuz ya bunu yapmanız için önce desteklemeler kaç kişinin umurunda bunu bir sorun!
“Büyük çiftçiler hariç adam akıllı destek mi alıyoruz? Bizim destekle işimiz yok, destek verip de kaç para veriyorlar sanki?” deyip üzerine de okkalı bir küfür patlatan onlarca çiftçi var. Bizzat ben şahidim. Haydi, buna da yalan deyin!
Destekler düşük. Çiftçi şeker mısırından aldığı yüklü kazanca bakıyor. Yani öyle destekleme kesme tehdidi ile bu ürün desenini değiştiremezsiniz.
Gelelim bir şaibeli konuya daha…
Münavebe işleri…
Tarım alanlarına ekilecek ürünler için münavebe yöntemine gidiliyor ya. İşte atıyorum şeker pancarı Alpu bölgesinde, bir tarlaya 4 yılda bir ekilebiliyor. Dediğim gibi örnek olsun diye söyledim. Yoksa Alpu’da pancar ekim münavebesi ne durumda bilmiyorum, yanlış bir anlam çıkmasın bu örneğimden.
Neyse, asıl konu genelle alakalı zaten…
Şimdi siz münavebeye gidiyorsunuz ya çiftçi gidiyor icar tarla kiralayıp yine mısır ekiyor, pancar ekiyor. Bunların önüne geçemediğiniz sürece ister münavebe yapın. Bu bitkilerin karı fazla olunca kimse sizi dinlemez.
Bir de Çifteler’de, Alpu’da örnek münavebe listesi hazırlıyorsunuz. Bu listelerde dane mısır var, pancar var, kuru soğan var. Mısırı damlama ile sulasanız ne olacak bu bölgelerde? 24 saat damlamalar açık kalıyor…
Bunları Tarım Müdürlüğü bilmiyorsa ben de adımı değiştiririm. Ama işte devlet kurumları siyasetin esiri olursa böyle olur.
Sonra çıkıp bizim tarım politikamız var, su politikamız var diyorsunuz.
Açık bir şey söyleyeyim mi?
Hangi kurum olursa olsun, buna aklınıza gelen ilgili kurumların hepsini dahil edin hiçbirinin ne adam akıllı bir su politikası var ne de tarım politikası var.
Sonra su da biter, hayat da biter…
Herkese mutlu günler diliyorum. Sevgiyle kalın.