
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Bu şehir zaten her seçimde Türkiye Milletvekili çıkartıyordu ki!
Seçim sistemi ile ilgili bir değişiklik planlanıyor.
Bu değişikliğe göre, 550 milletvekilinden 100 tanesi Türkiye Milletvekili olacak.
Konu ilk olarak Meclis Anayasa Uzlaşma Yazım komisyonunda görüşülmüş.
Dört parti de "Olur" demişler bu işe.
Yani...
550 Milletvekilinin 100 tanesinin "Türkiye Milletvekili" ismi ile seçilmesini kararlaştırmışlar.
Her ne kadar, seçim barajı ve Türkiye Milletvekillerinin nasıl seçileceği tam olarak belirlenmese de, 550 Milletvekilinden 100'ünün"Türkiye Milletvekili" olarak seçilmesine karar vermişler.
Demek oluyor ki...
Önümüzde ki Milletvekili genel seçimlerinde 100 Milletvekili, "Türkiye Milletvekili" olarak mecliste ki yerini alacak.
Aslında...
Bu her ne kadar yeni bir sistem olsa da, Eskişehir'de yıllardır uygulanıyor.
Nasıl mı?
Her Genel seçim sonrası Eskişehir'den 6 Milletvekili seçiliyor seçilmesine ama, daha dönemin ortası bile gelmeden Eskişehir'in Milletvekili sayısı yarı yarıya düşüyor.
Çünkü...
Genellikle liste başlarına, paraşütle tepeden inme ve Eskişehir ile alakası olmayan insanlar konulduğu için, o milletvekillerinin Eskişehir ile pek de alakaları olmuyor.
Adeta Türkiye Milletvekili gibi davranıp, seçim bölgeleri olmasına rağmen Eskişehir'i diğer illerden ayrıcalıklı tutamıyorlar.
O nedenle...
Türkiye Milletvekilliği belki ülke için yeni bir model olacak ama, bu model Eskişehir için hiç de yabancılık çekmeyeceği bir durum yaratacak.
Çünkü...
Bu şehir her seçimde birkaç Türkiye Milletvekili zaten çıkartıyor!
.......
Şu döner sermaye
meselesi var ya...
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşanan döner sermaye payı ile ilgili çok yazı yazdık.
Bu payın dağıtımında büyük haksızlıklar yapıldığını söyledik.
Alın teri ile çalışan öğretim üyelerinin "Komik" denilebilecek oranda döner sermaye payları aldığını eleştirip;
-"Bu yüzden Tıp Fakültesinde öğretim üyesi kalmadı. Hepsi çekip başka yerlere gitti. Bu iş böyle devam ederse, elde adam kalmayacak" dedik.
Biz bunu her defasında yaptık ama, asıl mağduriyete uğrayanlar ne yazık ki bunu bizim kadar inatla yapmadı.
Niye mi?
Bir ay az döner sermaye alıp bağıran, gelecek ay iyi bir rakam alınca sustu.
Bu kez...
Geçtiğimiz ay iyi döner sermaye payı alıp susanlar, bu ay az pay alınca bağırmaya başladı.
Anladık ki, mağduriyete uğramalarına rağmen iyi para alınca susanlar bu işte samimi değil.
Samimi olmayan insanlar için de "can hıraç uğraşmaya değmez" diye düşündük.
O nedenle...
Bu insanlar aldığı döner sermaye payı oranına göre susup-bağırdıkları müddetçe, biz de bu konuda artık yazı yazmamaya karar verdik.
......
Biz mi çok şey bekliyoruz yoksa?
Eskişehir, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi.
İlk kez, Eskişehir'e miting için gelen Başbakan'ın ağzından Odunpazarı meydanında duymuştuk bu projeyi.
Heyecanlanmadık desek yalan olur.
Çünkü içinde "Türk" "Dünya", "Kültür" ve "Başkent" gibi önemli kelimeler geçiyordu.
Bu önemli kelimelerin bir araya geldiği bir organizasyonun Eskişehir'de yapılacak olması, şehir açısından büyük önem taşıyordu bize göre.
-"Olur, mu olmaz mı?", "Yapabilirler mi yapamazlar mı?" tartışmaları arazsında gördük ki, bu yapılacak.
Çünkü süreç yapılacağına dair emareler içeriyordu.
Prosedür işledi ve Türk Dünyası Kültür Başkenti projesini yürütecek olan yönetim kurulları, Ajans belirlemeleri, logolar ve ülke gezileri başladı.
Ama...
2013 yılı gelip kapıya dayanmasına rağmen, ortada hala ne yapılacağı, nasıl bir program uygulanacağı, ne kadar para harcanacağı gibi merak uyandıran ve cevap bekleyen sorular vardı.
En önemlisi de...
2013 yılı kapıya dayanmasına rağmen, şehirde bu proje ile ilgili bir havaya girilmişlik yoktu.
Bu hala yok.
Eskişehir'in 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olacağı ve bu proje kapsamında bir dizi organizasyonlar gerçekleşeceğinden kimsenin haberi yok.
İşin ilginç tarafı...
Bu projeden herkesi haberdar etme ve şehri bu proje ile ilgili havaya sokma çabası da yok.
Durum böyle olunca ister istemez " Demek ki biz çok beklenti içine girdik" diye düşünüyoruz.
Çünkü...
Birileri "Nasıl olsa bir şeyler yapar geçeriz" diye düşünüyorlar da onun için...
.......
Biraz da
gülmek lazım
Küçük Temel'in komşularının bir bebeği dünyaya gelmiş.. Ama ne talihsizlik ki minik bebeğin kulakları yokmuş.. Bebeği ailece ziyarete giderlerken bu üzücü durumu patavatsız oğlu küçük Temel'e anlatan babası "Sakın ama sakın bebeğin bu kusurundan bahsetmeyeceksin..!" diye tembih etmiş.."Bırak bahsetmeyi, ağzından 'Kulak' kelimesi çıkarsa seni mahvederim..!"
Bebeğin yanına çıkmışlar, Temel bebeğe yaklaşmış, " Ne güzel bir bebek.." demiş
"Ciddi misin?.." demiş bebeğin annesi , "Teşekkür ederim Temel.."
"Minik ayakları, minicik elleri, ne de güzel gözleri var.. Görebiliyorlar mı bari?.."
"Evet.." demiş bebeğin annesi, "Doktor gözlerinin sağlam olduğunu söyledi.."
"Bu harika..!" demiş Temel, "Eğer gözlük takmak zorunda olsaydı ayvayı yemişti..!"