
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
BU YENİLGİYİ HAK ETMEDİK...
"Maça yenik başlamanın verdiği handikap...
Ve, tam işleri yoluna koyarken, uzatma dakikasında kulübeye iki farklı yenilgiye ile gitmek..."
Maçın özeti bu.
Ama daha önemli bir nokta daha var...
***
Evet, iki talihsiz gol.
Daha oyuncular maça ısınmamışken, bir pozisyon hatası golle sonuçlandı.
İlerleyen dakikalarda ise bambaşka bir Eskişehirspor izlemeye başladık.
Geriden topla çıkan, ayağa top yapan, kanatlardan gelmeye çalışan organize bir Eskişehirspor...
İlk devre boyunca oynamaya çalışan, buna karşılık oynamaktan çok oynatmamaya çalışan bir de rakip...
Bu hengame arasında gol pozisyonuna girmekte sıkıntı yaşasakta, oyunun kontrolünü eline geçiren bir Eskişehirspor...
***
Dakikalar ilerledikçe maçın skoruna yönelik umutlarımızda artmaya başladı.
Topu rakip ceza sahasına da sokmaya başlayan kırmızı siyahlılar için "artık golü bulma vakti geliyor" demeye başladık.
En azından devre arasında nefeslenecek olan takımın ikinci yarıda, Tıpkı Antalya maçı gibi sonuca gidebileceğini düşünüyorduk.
Ki, "Maç bitti" derken olmayacak bir pozisyon yeniden gol olarak kalemize geldi.
O golün santrası bile yapılamadı.
***
İkinci yarı içim bizim ümitlerimiz bitme noktasına gelse de, takımın umutları hiç bitmedi.
En azından puan adına yapılacak olan ne varsa yaptılar.
Orta sahada topa basan, oyunu kuran ve ikinci devre boyunca da oyunun kontrolünü elinde tutan Eskişehirspor'u izlemeye devam ettik.
Oyun iyi oldukça, rakip ceza sahasında daha çok gözüktükçe, bir puan için yeniden heveslendik.
Emre'nin golü ile de "Bu iş oluyor" demeye başladık...
HHH
Eskişehirspor golün ardından sağlı sollu yüklendi.
Artık skoru falan bir kenara koyup, takımın muhteşem oyununu izlemeye başladık.
Öyle ki, 3-4 yıl öncesinin Eskişehirspor'un izler gibiydik.
Sezon başından bu yana ilk defa böylesine bir Eskişehirspor izlemenin verdiği keyfi yaşadık o anda.
Ve bu oyunun bir puanla süslenmesi için dua ettik...
***
Herkes elinden gelenin fazlasını verdi.
Maçı son ana kadar taşıdı takım.
Ve yazımızın başında da söylediğimiz maçın asıl özetine geldi sıra.
Tam da maçın son dakikası...
Daha uzatma henüz gösterilmedi.
Takım değil puan, galibiyet için oynuyor.
Ve o anda Engin Bekdemir ceza sahasına çalımlarla dalarken yere düşürülüyor.
Maçı yayınlayan kurum çeşitli açılardan veriyor pozisyonu.
Nereden bakarsak bakalım "Net penaltı!"
Ama verilmiyor...
İşte maçın asıl kaderi o anda çiziliyor.
Yani bir hakem hatası ile "muhteşem" oynadığımız karşılaşmadan yenik ayrılıyoruz.
Maç için söylenecek geriye tek bir cümle kalıyor;
"Biz bu maçı kaybetmeyi hak etmedik"