Büyük felaketin üzerinden 26 yıl geçti ama değişen bir şey yok

17 Ağustos 1999…

Uykunun en derin olduğu bir saat…

Marmara Bölgesi’nde yeri yerinden oynatan bir sarsıntı.

Korkunç bir felaketin yaratıcısı oldu.

Binlerce insan uyurken kapattığı gözlerini bir daha açamadı. Enkaz altında yaşamlarını yitirdiler.

Çok sayıda yerleşim birimi ‘’haritadan silindi’’ denilebilecek kadar hasar gördü.

Sarsıntıdan etkilenen iller arasında Eskişehir de var.

Çok katlı bir bina çöktü, çok sayıda bina hasar gördü.

En önemlisi de onlarca insan enkaz altında can verdi.

Büyük felaketten sonra büyük laflar edildi.

En sık yineleneni de ‘’artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’’ sözü oldu.

O tarihten bu yana çeyrek asırdan fazla bir süre geçti.

Kayıpların acısı unutulmadı.

Ne yazık ki, o büyük sözlerin hepsi unutuldu.

‘’Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’’ sözü ağızlardan çıktığı ile kaldı.

Kaçınılmaz olan depremin felaket yaratıcısı olmasını önlemek için hiçbir ciddi adım atılmadı.

Aradan geçen sürede yeni sarsıntılar oldu.

Önlenemez sarsıntılar…

Hiçbir şey yapılmadığı için yeni felaketlerin yaratıcısı oldular.

Yine onlarca yerleşim birimi ‘’haritadan silindi’’ denilebilecek kadar büyük yıkıma uğradı.

Aynı şekilde ne yazık ki, binlerce insan enkaz altında yaşamlarını yitirdi.

Son olarak Balıkesir merkezli bir sarsıntı meydana geldi.

Yine büyük hasar yarattı. Ne yazık ki yine can kaybı yaşandı.

Yeni depremler olacak…

Bu kaçınılmaz…

Uzmanlar sürekli uyarıp duruyorlar.

Hepsi boşuna…

Eskişehir de ‘’deprem riski’’ oldukça yüksek bir kent.

Uzmanların işaret ettiği, ‘’aman dikkat’’ dediği iller arasında da yer alıyor.

Uyarılar yapılmasına yapılıyor da boşuna…

Dikkate alındıkları yok.

Daha da önemlisi ‘’depreme hazırlık’’ anlamında ciddi adımlar atılmıyor.

Merkezi iktidarın temsilcileri belediyeleri suçluyor.

‘’25 yıldır hiçbir şey yapmadılar’’ deyip duruyorlar.

Belediye başkanları da kendilerini savunup merkezi iktidarın yapmadıklarını dile getiriyorlar.

‘’Kim haklı’’ sorusuna karşılık verilen yanıtlar çok farklı…

Aslında her iki tarafın da ‘’haklı’’ ve ‘’haksız’’ olduğu yanlar var.

Merkezi iktidar temsilcileri ‘’23 yıldır siz ne yaptınız’’ sorusuna karşılık hemen TOKİ tarafından yapılan konutları gösteriyorlar.

TOKİ konutları ile ilgili olarak söylenecekler oldukça fazla…

Haydi ‘’iyi olmuş’’ diyelim…

Ya yapılmayanlara ne demeli…

‘’Depreme dayanıksız’’ diye boşaltılan okul binaları var.

Bir kısmının daha boşaltılan binaları bile yıkılmadı.

Yeni ve dayanıklı okul binaları ne zaman yapılır bilinmez…

Onların yanı sıra ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi var.

‘’Riskli’’ olduğu tartışma götürmez bir gerçek.

Sürekli gündeme getiriliyor.

Yapılan ne var?

Koskocaman bir hiç…

Belediyelerin de yapmaları gereken her şeyi yaptıkları söylenemez…

Tamam, kentsel dönüşüm konusunda tam yetkili değiller.

Ancak onların dışında da yapabilecekleri çok şey vardı.

‘’Haklı’’, ‘’haksız’’ ayırımı yapmanın bir anlamı yok.

Şu ‘’haklı’’ bu ‘’haksız’’ olsa ne olacak?

‘’Depreme hazırlık’’ açısından hiçbir anlam taşımıyor.

Yapmaları gereken belli…

Bir masaya oturup ‘’ortak akıl’’ ile çare üretmek…

Yapmaları gereken bu da yaparlar mı?

Umarız yaparlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Vedat Alp Arşivi