Rezil girişimin ardından toplumda ortaya çıkan "birlik" havası hala sürüyor...
Toplum öylesine bütünleşti ki;
Geçmişte yan yana gelmeyen insanların bırakın bir araya gelmesini, kaynaşmaya başladığını görür olduk.
İslami yazarların Atatürkçü düşünceden özür dilediğine şahit olduk.
Hangi kesimden olursa olsun, Atatürk'ün kurduğu devletin, Atatürk devrimleri ile büyütülmesi gerçeğini herkes çok daha iyi kavradı...
++++
İşin Eskişehir ayağı farksız olmadı.
Tüm kent demokrasinin yanında yer aldı.
Vali Çelik'in deyimiyle "Eskişehirli darbeye karşı dimdik durdu"
Sonrasında gelişen süreçte, Eskişehir'in her kesimi yaptığı etkinlikler ve açıklamaları ile darbe karşı olduğunu;
Demokrasiye sonuna kadar sahip çıkacağını gösterdi...
+++
Zaman zaman yapılan eleştiriler ise sağlanan bu bütünlüğü arasında cılız kaldı.
Çünkü hiç kimse kimseyi bu süreçte ayrıştırma çabasına girmedi.
Ya da kendisini ayrı gösterme gayretini gütmedi.
O sizden, bu bizden gafletine asla kimse düşmedi.
Vakur bir duruş ortaya konuldu ve hala konuluyor.
Yapılan küçük sesli eleştiriler ise ancak, vilayet meydanında katılımlar ile ilgili oldu.
+++
Malum;
Eskişehir iki iktidarlı bir şehir!
Genel siyasetin iktidarı olan Ak Parti'ye gönül verenler 15 Temmuz gecesinden beridir ayakta.
Ak Parti'nin yakın olduğu sağ kesimden insanlarda onların yanında.
Kentin diğer iktidarını elinde bulunduran CHP'liler ise darbeye olan karşıtlığını kendi organizasyonları ile yapmak istedi.
Taksim'i seçtiler.
Bin 500 kişiyle İstanbul çıkarması yaptılar.
15 Temmuz'dan bu yana da hem kamuoyu açıklamaları, hem de sosyal medya mesajları ile toplumun sağladığı birlikteliğin içerisinde olduklarını gösterdiler.
Fakat;
Her şeye rağmen "Eskişehir toplumu" siyasetini CHP'de yapmayı tercih edenleri de ısrarla valilik meydanında görmek istedi.
Meydana giden hemen herkes "meydanlar birleşsin" çağrısı yaptı.
Bu çağrılar, tüm CHP'lilere yapılmış olsa da, en çok kulağı çınlatılan isim kuşkusuz Tepebaşı Belediye başkanı Ahmet Ataç oldu.
Çünkü belediye hizmetlerinde hiçbir kesim ayrıt edilmezken, toplumsal duruşta da aynı çizginin benimsenmesi gerektiği yönünde davetler yapıldı.
Eskişehirlilerin Ataç'a olan bu çağrısı daha fazla yanıtsız kalmadı.
Ve dün gece Tepebaşı Belediyesi binlerce kişiyi bir araya getirerek, valilik meydanına yürüdü.
++++
İşte bu yürüyüş şehrin demokrasiye olan bağlığını pekiştiren bir adım oldu.
En önemlisi;
Ülkemizin yaşadığı büyük tehdit altında, Eskişehir'in tüm fikir ayrılıklarını nasılda bir kenara koyduğunu apaçık gösterdi.
Eskişehir'in ülkesine ve şehrine olan sevgisinin "bir bütün" olduğunu somut şekilde ispatladı.
Bu bütünlüğün de düşmana bir kez daha gözdağı vermesi de cabası.
Kutluyoruz herkesi...
Ve Atatürk'ün hepimiz tarafından bilinen o güzel sözleri ile yazımızı bitiriyoruz;
"Eskişehir'i ve Eskişehir halkını çoktan tanırım;
Eskişehir'in içinde ve yakınında düşman kuvvetleri vardı, bizim kuvvetimiz de hiç yok idi.
Öyle iken halk, vatanseverlikten, kahramanlıktan geri kalmadı.
Eskişehirliler, bize çok yardım etmişlerdir.
Bunu ordu, millet adına burada tekrar etmeyi bir görev bilirim.
Ondan sonra, askerî harekâtın gereği olarak ordumuz, Eskişehir'e ve Eskişehir halkına özveri yüklemek zorunluluğunda kaldı.
Bu özveri büyük kayıpları gerektiriyordu.
Ordunun varlığını kurtarmak için bu gerekli idi.
Eskişehirliler bu felâkete katlanmasını bildiler."