Eskişehirspor'a geldiğinde, bu kulübü alt yapıdan üst yapıya kadar yeniden yapılandırabilecek kişi diye düşünmüştüm. Ersun Yanal, küçük düşlerin pahalı adamı olarak kaldı.
Sızlanırken dahi soğuk havadan, kötü zeminden bahsetti durdu, hep mazeret uydurdu. Eskişehirspor'a geldiği günden bu yana hiç yararı dokunmadı. Kendi dışında gelişen olaylara seyirci kaldı. Sezon başında bazı oyuncuların gidişiyle başlayan hüsran serüveninde, kendi hükümsüzlüğünü ispat etti. Batuhan'ın gidişinde ise tek suçlu oydu.
***
Yanal gibi bir teknik adamın ilkeleri olur diye düşündük.
Gördük ki o sadece önüne konanı kabul etti.
Gönderilen adamlarla, alınan adamlar arasındaki mesafede, kendi kendine dolanıp durdu. Eskişehirspor, onunla yeniden bir ruh yakalamayı hedeflemişti.
O ise geldiğinde tarif ettiği yolun tam aksi yönünde yürüdü.
***
Geçen sezon Avrupa ligi için play-off oynamayı başarı saydı, piyangodan Avrupa'ya açılmanın kredisini ise çabuk tüketti.
Zaman zaman maç kaybetme endişesiyle, kendi benliğini dahi kaybetti. Takımda mücadele ve inancın yerinde yeller esti. Futbol olarak beğenmesek de en azından mücadele eden Çalımbaylı, Skibbeli Eskişehirspor'u dahi aratır hale getirdi.
Bu takımın yeri geldiğinde yenilgisi bile alkışlanırdı, galibiyetleri bile eleştirilir oldu.
***
Transfer edilen genç oyunculara bile şans tanımadı.
Kendisini kurtarmak için gündelik sonuçlara yöneldi.
Tello gibi oyunculara güvendi.
Eskişehirspor'un geleceğine yönelik çivi çakmaya dahi yönelmeyen bir teknik adama güvenimiz kalmadı.
Çünkü maç kaybetmenin bile bir asaleti vardı.
Gençlik ateşine, altyapı zenginliğine soyunmayan birinin, günü kurtarmaktan başka ne amacı olabilirdi ki.
***
Türk futbolunun ve Eskişehirspor'un kurtuluş reçetesi altyapı ve genç oyunculardır. Ama bu ülkede artan yabancı futbolcu sayısına öncülük edenler Ersun Yanal gibi teknik adamlar değil midir?
Yardımcılarının aldıkları paraları ve arabaları hiç sormayın. Ne verdikleri ise ortada. Ne acıdır ki Yanal'ın iki yardımcısının aldığı paraya alt yapıda ki tüm antrenörler çalışıyor. Bu ayıp Eskişehirspor yönetimine aslında yeter. Ve bu yüzdendir ki Eskişehirspor'da bugünlerin yaşanması sebepsiz değil. Çalışanların ve alt yapı antrenörlerinin emeklerinin karşılığı dahi düzenli olarak verilmiyor bu kulüpte.
Alt yapıda ki antrenörler bu düzende adeta iğneyle kuyu kazmaya devam ediyor.
***
Yanal benim en büyük Yanılgım.
Anladım ki, kendisi bizim hafızalarımızda Gençlerbirliği'nde ki başarılarıyla yer edinmiş.
Yine söylüyorum bu ülke futbolunda geçmişiyle yaşıyor, geleceğiyle değil...
Bu serüven ne kadar sürer bilemiyorum ama, Eskişehirspor yönetimi birinin arkasında duruyorsa o kişinin ömrü uzun değil. Çünkü bu yönetim böyle dönemlerde teknik direktörünün yanında olmayı değil, arkasında durmayı sever. Çünkü arkasından daha rahat iş çevirmek ve kapı önüne konduğu zaman el sallamak için...
ESKİŞEHİRSPOR'DAKİ GENÇLER
Alt yapıdan yetişen futbolcularımız var. Kayacan, Mikail, Nuri Fatih Aydın gibi. Bir de yeni transfer edilen gençler?
Nedense bu döküntü takımda dahi forma bulamıyorlar.
35 yaşındaki Tello'ya verilen şanslar, bu gençlere verilmiyor. Yanal'ın sadece görüntüde kalan gençlik sevdası, bal gibi iflas ediyor. Genç futbolcular ise acaba şans gelir mi diye bekliyor. Alper gibi bir tanesini kazanmak bile bu kulübe çok şey katacakta, bunu kim hesaplar...
Ama birileri gözlerini bu çocuklara çevirsin artık.
Hem ayıp oluyor, hem haksızlık oluyor.
Kendi yetiştirdiğin çocuğun bu takımın içinde olmadığı müddetçe sahaya çıktığında o formaya sahip çıkacak adamı bulamazsın.
Bu kulübün öz değerlerini bitiren bu yönetime biliyorum ki bizim yazdıklarımız masal gibi geliyor.
Asıl masal olan;
Eskişehirspor yönetimi tam kadro Mersin'e gidecekmiş...
Bir varmış, bir yokmuş...
Son kez denize girerler fena olmaz bence de.
Kendimizi kandırmayalım.
İhtimal vermesem de Mersin'de alınacak herhangi bir beraberlik veya galibiyet Eskişehirspor'u değil, günü kurtarır. Bu takımın şuan ki yapıyla toparlanması çok zor. Şimdilerde başlattığınız birlik beraberlik havasını keşke daha önce yaşasaydınız. Tek başlı bir yönetimin ortaya koyduğu bu davranış, ne kadar inandırıcı geliyor insanlara...
Birçoğu kulüp içinde yaşanan olaylardan dahi habersiz. Maça gitse ne olur?
Umarım takımı her anlamda düzlüğe çıkartırsınız. Yoksa bu şehir sizi en güzel dilekleriyle anmaya devam edecek.
Ne diyelim; gelecek zamanlarda ödeşmek dileğiyle...