2014 Mart ayında yapılması gereken seçimler 6 ay geriye alınıyor.
Yani...
2013 Ekim ayına çekiliyor.
Bu konuda karar verildi.
Sadece, verilen kararın meclisten geçirilmesi kaldı ki, bu da meclisin açılışının yapılacağı ilk gündem maddesi olarak görüşülecek.
İşte seçimlerin erkene alınmasının gündemde olduğu şu günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, önceki akşam apar topar Ankara'ya gitmiş.
Ankara'ya gitme nedeni ise, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmekmiş.
Öyle de olmuş.
Akşam saatlerinde CHP Genel merkez binasında buluşmuş Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen ile Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu.
İçeriye kimse alınmadığı için, baş başa bir görüşme olmuş bu ikili arasında.
Ve görüşme de, yaklaşık bir saat süreyle devam etmiş.
Yılmaz Büyükerşen'in önceki akşam Ankara'ya gittiği, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaklaşık bir saat karşılıklı görüştüğü duyulmuş tabi Eskişehir'de.
Bu duyulur duyulmaz da;
-"Acaba niye gitti?", "Acaba ne görüştü?" soruları sorulmaya başlanmış.
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki, yukarıda da belirttiğimiz üzere Büyükerşen Kemal Kılıçdaroğlu ile bir saat yalnız görüşmüş.
Dolayısıyla...
İkilinin hangi konularda ve ne görüştüğünü bu ikili dışında bilen yok.
Durum böyle olunca görüşmeye ilişkin ancak yorum yapılabiliyor.
İsterseniz biz de bu görüşmeye ilişkin yorumumuzu yapalım.
Büyükerşen Kılıçdaroğlu ile büyük ihtimalle öne alınan mahalli seçimleri ve yeniden Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ilgili meseleyi görüşmüştür.
Bunun yanında...
CHP Eskişehir teşkilatının durumu, ilçe Belediye Başkan adaylarının kimler olacağı, ya da listeleri oluşturma inisiyatifinin kendinde mi? yoksa Genel merkezde mi olacağı konularına girilmiş midir?
İşte bunu bilemiyoruz...
Yukarıda söyledik ya...
Bunu bilen iki kişi var.
Biri Kılıçdaroğlu, diğeri Büyükerşen...
Şu bir gerçek ki: Büyükerşen'i tanıyanlar, bu görüşmede Kılıçdaroğlu'na neleri söylediğini, hangi taleplerde bulunduğunu ve nasıl bir yetki aldığını az çok tahmin edebilir.
Öyle ya...
Kılıçdaroğlu ile Büyükerşen bir odaya kapanıp ve bir saat boyunca birbirlerinin yüzüne bakarak "Ta ta nasılsın" diyecek halleri yok ya....
........
Benziyorlar mı?
Odunpazarı Kaymakamı Mehmet Suat İlhan İzmir'e Vali yardımcısı olarak tayin oldu.
Boşalan kaymakamlık görevine de Mustafa Esen atandı.
Yeni atanan Kaymakam Mustafa Esen'e şu sıralar "Hoş geldin" ziyaretlerinde bulunuluyor.
Mustafa Esen deneyimli bir bürokrat.
Dikkati çeken ise...
Saç şekli, beyaz bıyığı, babacanlığı ve gözlüğüyle AKP Eskişehir Milletvekili ve Milli Eğitim komisyon Başkanı Nabi Avcı'ya şaşırtıcı biçimde benzemesi.
Elbette aralarında yaş farkı var ama...
Herkesin üzerinde birleştiği nokta, Kaymakam Mustafa Esen'in, Nabi Avcı'ya şaşırtıcı şekilde benziyor olması.
........
Osmangazi Kampüsünde ileri demokrasiden kareler...
Osmangazi Üniversitesinin yeni Akademik yılı açılışı nedeniyle düzenlenen törene katılmak için Eskişehir'e gelmiş Milli Eğitim bakanı Ömer Dinçer.
Düzenlenen törenin de açılış konuşmasını yapmış.
Milli Eğitim bakanının Eskişehir'e gelmesi nedeniyle, özellikle de Osmangazi Kampüsü içinde geniş güvenlik önlemleri alınmış.
Çevik kuvvet polisleri, Bakanın da konuşacağı tören alanı binasında konuşlandırılmış.
Diğer taraftan da, kampüsün her köşesi Emniyet ve özel güvenlik güçleri tarafından tutulmuş.
Kısacası...
Bakan geliyor diye Üniversite kampüsü tam bir güvenlik çemberi içine alınmış
İşte bu durumu bizzat görüntülemiş CHP Milletvekili Kazım Kurt.
Yeni Akademik yılın açılış törenine bizzat katılırken gördüğü bu manzarayı fotoğraflayıp, sosyal medya aracılığıyla da;
-"İşte ileri demokrasinin örneği" yorumlamasında bulunmuş.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
Üniversite kampüsünde alınan güvenlik önlemleri karşısında Milletvekili Kurt'un tespitleri, çok da yerinde olmuş.
....
Biraz da
gülmek lazım
Ahmo ile Sado yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen çok samimi iki futbolcu arkadaştır. Günlerden bir gün Ahmo ölüm döşeğindeki arkadaşı Sado'yu ziyarete gider. Birbirlerinden helâllik isterlerken Ahmo, arkadaşı Sado'ya:
-"Ulan Sado kardaş! Bak geberıp gidisen. Sakın olaki üzülmeyesen ha. Duyduğum kadariyla öbür tarafta da futbol oynanimiş. Senden eyi oyunci mıbulacak zebaniler? Kadroyi kur ve beni bekle. Bak, ben gelmeden sakın oynamayasan ha!" diye ölümle pençeleşen arkadaşına moral verir ve gider.
Aradan günler, aylar geçer. Ama Öbür taraftaki Sado'dan Ahmo'ya herhangi bir haber gelmez. Merakını yenmek ve öbür dünyadaki arkadaşının son durumunu öğrenmek için Sado'nun mezarını ziyarete gider Ahmo.
-"Ulan Sado, torpağın bol ola kardaş. Gittin gideli ne bir ses, ne bir haber... Ne edisen kurban? Zebanilerle takımi kurdun, kurmadın?"
Toprağın altından inlemeli bir ses:
-"Ahmo kardaş, sahan bir eyi, bir de köti haberım var. Önce hangisinden başlıyam kardaş?" diye sorar Sado.
-"Önce eyi haberi söyle Sado kardaş."
-"Eyi haber, çok kuvvetli bir takım kurmuşam zebanilerle."
-"Ya kötü haber?"
-"Kötü haber de haftaya oynayacağımız maçtaki kadroda sen de varsan kurban."