
Gürcan Banger
Çağımızda girişimci olmak
Başarılı bir kişi olmanın mesafe taşlarından biri, girişimcilik özellikleri ile donanmış olmak… Ama bu farklılığa sahip olabilmek için değişen dünyaya ilişkin farkındalık ve bilinç düzeyi önem sıralarının ilk saflarını oluşturuyor. Değişimi görmek, anlamak ve açıklamak ise kaçınılmaz önemde…
Pek çok boyutta dünya, sınai ve ticari sektörleri de bu sürecin dışında bırakmıyor. Dünyanın gelişen sektörlerine ve değişime göz attığımızda; küreselleşme, hizmet sektörünün büyümesi, değişen demografik yapı, doğal beslenmenin yaygınlaşması, organik tarımın ilerlemesi, özelleştirmenin tüm dünyayı sarması ve biyoteknolojideki gelişmeler dikkatimizi çekiyor.
Çok aktörlü bir çevrede yaşıyoruz. Girişimcilik açısından bunu bir ekosistem olarak isimlendirebiliriz. Bu çevrede müşteriler, tedarikçiler, rakipler, yatırımcılar, sponsorlar, finansörler, kamu birimleri var. Bunların her birinin özgün amaçları, kaynakları ve eylemleri var. Sonuçta ortaya karmaşık bir ekosistem çıkıyor.
Bu ortamda sağlıklı kararlar verebilmek ve doğru eylemlerde bulunabilmek gerekiyor. Artık tek bir girişimcinin denetlememiş fikri yeterli değil. Bu nedenle fikri paylaşmak ve yetkinleşmesini sağlamak günümüzün yöntemlerinden biri olmakta…
Çok konuşuyor, az üretiyoruz. Ama sadece fikir yetmez. Fikirlere örgütsel yapıya (işletmeye) ve eyleme (üretime, satışa) dökmek gerekli. Ne bir köşeye kapanıp eylemsizliğe bürünmeli ne de düşüncesizce girişim deryasına atılmalı…
Başka kişi ve kuruluşları da ilgilendiren bir uğraşıda çevre ve ağ önemli. Müşterilerim, rakiplerin, tedarikçilerin vb başka unsurların olduğu bir ortamda çevreyi dikkate almadan başarılı olmak mümkün değil. Diğer yandan günümüzde başarı, sadece kendi yaptıklarımızla değil; başka yapılarla kurduğumuz verimli ilişkilerle geliyor. Gelişen bilişim ve iletişim teknolojileri ile İnternet ağ kavramını değerli yaptı. Bu nedenle bu çağın isimlendirirken kullandığımız ifadelerden biri “Ağ Toplumu Çağı”.
Girişimcilikte en tehlikeli tuzaklardan biri, bu süreci başlatan iş fikrine âşık olmaktır. Girişimcilik başarısı için tutku ve azim önemlidir ama süreç, iş fikrine karasevda ile tutulmak noktasına gelirse iş körlüğü başlar. Bu nedenle girişimci, işin hem içinde hem de dışında olabilmeyi başarmalı. İçeride tutku ve azimle çalışırken dışarıdan bakarak objektif eleştiri yapabilmeyi –ya da yapılabilmesini– sağlamalı.
Bildiğiniz gibi; futbol, asla sadece futbol değildir. Bu sektörün, bir buzdağı gibi görünenin çok ötesinde bağlantıları, unsurları, getirileri ve götürüleri var. Bir iş fikri ya da bu işin son noktası olan ürün de böyledir. Girişimci iş fikri kapsamında geliştirdiği ürünü bir “bütünsel ürün” haline dönüştürmeli. Bütünsel ürün, söz konusu sınai veya ticari metanın yanında ona eklemlenmiş bazı hizmetler ve ambalajdan finansmana kadar birtakım tamamlayıcı unsurlar içermeli. Özetle; girişimci, bütünsel ürüne odaklanmalı.
Her girişimcinin farklı özellikleri var. Bunlar, girişimin başarısını etkiliyor. Diğer yandan bazı yönetim becerileri ise dışarıdan alınacak danışmanlık, koçluk ve eğitim ile geliştirilebilir. Ayrıca iş kapsamında iyi bir takım (ekip) kurmak da vazgeçilmez önemde…
Girişimcinin yetenek, yetkinlik, beceri birikimi veya deneyim düzeyi ne olursa olsun; işin sırrı müşteri olarak belirlenen kesimde… Çünkü bir ekonomik iş; müşterilerin istek ve beklentilerini yerine getirmeye; onların sorun ve ihtiyaçları için tatmin edici çözümler üretmeye yönelik olmalı. Bunu sağlamayan bir girişimin kalıcı, sürdürülebilir ve büyüyebilir olma şansı yok. İyi ve kötü örnekleri yakın ve uzak çevremizde görüyoruz.
Pek çoğumuz ailemizin veya aldığımız eğitimin yönlendirmesiyle devlete ya da büyükçe bir kuruluşa ‘kapıkulu’ olma zihniyetiyle yetiştirildik. Girişimci olmayı ne içimize sindirebildik ne de yakın çevremize kabul ettirip destek alabildik. Hâlbuki girişimcilik ciddi bir kariyer seçeneğidir.