Cumhuriyet Halk Partisi'nde son yıllarda milletvekili olan isimlere bakın.
Örneğin Cevdet Selvi...
Petrol-iş Sendikası Genel başkanlığı yapmıştı.
Genel merkezde görev aldı.
Eskişehir'e daha çok ailesini görmek için gelirdi.
Tepede yapılan tanzimle liste başı ve Eskişehir milletvekili oldu.
Vedat Yücesan, Ticaret Odası Başkanıyken Odalar Birliğinin talebi doğrultusunda listeye alındı. O güne kadar sol görüşlü olduğu biliniyordu ama, CHP liliği pek yoktu. TOBB olmasa, Milletvekili olması imkânsızdı.
Mehmet Ali Arıkan, listede para harcayacak kişiler olsun diye 3 ncü sıradan Milletvekili oldu.
Tayfun İçli, gezmek için bile Eskişehir'e gelmiş bir isim değildi. DSP ile CHP seçim öncesi işbirliği yaptı, o da kendini Eskişehir Milletvekili olarak buldu.
Murat Sönmez; dönemin Genel Sekreteriyle aynı yöre insanı olmasının avantajı ile 2 nci sıraya getirilip, milletvekili seçildi.
Süheyl Batum, Eskişehir ile uzaktan yakından alakası olmayan, 12 Haziran seçimleri öncesinde birden CHP'li olup, sonra da kendini Eskişehir liste başında bulun bir isimdi. Halen Eskişehir milletvekilliği yapıyor.
Kazım Kurt, bu işe yıllarını verdi. 30 yıl Milletvekili olmak için uğraştı. Büyükerşen ricacı olmasaydı, belki de bir 30 yıl daha uğraşması gerekecekti.
Şimdi durup dururken bunları niye anlattık.
CHP de ne yaparsan yap, milletvekili olabilmen ya bazı kişilere olan yakınlıkla, ya da bazı olağanüstü olayların gelişmesiyle mümkün olabiliyor.
Ne kadar uğraş verirsen ver, eğer birileri sizin için ricacı olmuyorsa, işiniz de olmuyor.
Bakın şimdi CHP de kongre süreci var.
Partide hedef belirleyenler ve onların etrafında toplananlar kolları sıvayacak.
Büyük mücadeleler verilecek.
Zaman harcanacak, para harcanacak.
Kavgalar gürültüler kopacak.
Neticede...
Seçim gelip kapıya dayandığında, listeler birilerinin ricasıyla oluşacak.
Bu işe gönül ve emek verenler yerine...
Hiç hesapta olmayan insanlar köşe başına oturacak.
Hani derler ya "Karıncalar toplar, deve gelir yer" diye.
Aynen o misal...