Bir kasabada sevilen bir adam çok içiyormuş.
Arkadaşları vaz geçirmek için:
- "bak sen burada sevilen bir adamsın bu kadar
İçmesen bu kasabaya belediye başkanı bile olabilirsin"
Demişler. Adamda:
- "o da bir şey mi ben içince başbakan oluyorum"
Diye cevap vermiş.
Çok iyi biliyoruz ki, bu yazıyı yazdığımız için birçok CHP li bize kızacak.
Yine birçoğu bizim için "İçki düşmanı" hatta "AKP'li" yakıştırması da yapacak.
Şunu özellikle belirtelim ki; İçkili mekanlara da gideriz, içkiyi de içeriz.
Bunu yapıyor oldukları için kimseyi de eleştirmeyiz.
Hatta...
-"Yemesini, içmesini bilen insandan zarar gelmez" sözünün doğru olduğuna da kesinlikle inanır, adabıyla içip hiçbir zaman kendisini kaybetmeyenlere hayranlık da duyarız.
Bizim burada, dikkat çekmek istediğimiz başka bir konu var.
Bilindiği üzere...
Şu sıralar Cumhuriyet Halk Partisi'nde kongreler süreci yaşanıyor.
Delege seçimleri bitti, sıra ilçe ve il kongrelerine geldi...
Dolayısıyla da, parti içinde ki kulis çalışmaları hızlandı.
Şu sıralar hangi içkili mekana gitseniz, mutlaka birkaç masada CHP lileri görmek mümkün.
Nedendir bilinmez ama, CHP'liler de siyaseti içkili mekanlarda yapma ve tartışma alışkanlığı var.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun özellikle üzerine basa basa söylemesine rağmen, CHP liler birkaç kadeh tokuştururken siyaset konuşmayı çok seviyor.
O yüzden de bu alışkanlıktan kolay kolay vaz geçilmiyor.
Bir kahvehane, dernek lokali ya da parti binası gibi mekanlarda yapılmayan siyaset, çoğunlukla içkili mekanlara taşınıyor.
Her nedense...
Toplumda dikkat çeken ve eleştirilen bu durum, alışkanlığı terk etmemekte direnen CHP'liler için herhangi bir sıkıntı yaratmıyor.
Kim bilir?
Yukarıda anlattığımız fıkra misali, belki de CHP'liler gerçekte bir türlü gelemedikleri iktidara, sözünü ettiğimiz o içkili mekanlarda gelebiliyor.