CHP içerisinde adı konulmamış bir soğuk savaş yaşanıyordu.
Herkesin birbirinden adeta kaçtığı, kızdığı, eleştirdiği bu kavga ortamında gerilim ise her geçen gün artıyordu.
Herkesin bildiği ama bir türlü dillendiremediği bu çekişmenin ortadan kaldırılması için CHP'de sorumluluk hisseden herkes bir şeyler düşünüyordu.
Pek çok kez bize gelen telefonlarda bu kavganın sona erdirilmesi için ne yapılması gerektiği yönünde görüş alınıyordu.
Bu türden gelen sorulara ise bizim cevabımız şu oluyordu;
"Öyle bir olay yaşanmalı ki, tüm CHP'liler birbirine sarılmalı.
İşte o zaman kişiler arasındaki sürtüşmelerde biter!"
***
Bahsettiğimiz türden bir gelişme yaşanmadıkça elbette ellerini ovuşturan taraf hep Ak Parti oluyordu.
Kişiler arasında tırmanan gerilim nedeniyle belediyelere göz diken Ak Parti, hep bu işten faydalanmanın yollarını aradı.
Mevcut atmosferde gidilecek bir seçimi kazanmaya yakın olduklarını biliyorlardı.
Ki; yaşanan çekişmenin adayların belirlenmesi sürecine daha çok etki edeceğini, CHP'lilerin kimin aday olacağı ile uğraşırken kendilerinin iyi bir seçim çıkaracağını düşünüyorlardı.
***
İşte bizim söylediğimiz türden bir olay tam da bu süreçte patlak verdi.
Külliye'nin bir anda kapatılması ve sonrasında başlatılan direniş tüm CHP'lileri bir araya getirdi.
Daha doğru bir tabirle aralarında soğuk rüzgârlar esen isimleri aynı alana topladı.
Herkesin bildiği CHP'nin lokomotifi o isimler bir anda omuz omuza verdi.
Ve bu bir iki günlük süre içerisinde de aradaki buzlar bir hayli eridi.
Hatta iş bir barış sürecine bile dönüştü.
***
Yani, bu külliye direnişi sadece esen soğuk rüzgârları dindirmekle kalmadı, birde üzerine yeni bir dayanışmayı çıkardı.
Kuşkusuz bu olay, CHP kurmaylarının yeniden bir bütün olarak bundan sonraki süreçte yol almalarına neden olacak.
İşte bu nedenle de dünkü yazımızda Kurşunlu direnişinin sıradan bir olay olmadığını ifade ettik.
İşte bu nedenle, ortaya konulan tavrın incir çekirdeğini hayli aşan bir olay olduğunu savunduk.
***

Kurşunlu meselesi, Vali Tuna'nın baktığı pencereden küçük bir olay gibi görünse de;
Siyasi yönden büyük sonuçları olan bir direniş olarak geride kaldı.
Evet, bugün külliye konusunda her şey üç gün öncesine dönmüş durumda.
Hatta bu saatten sonra külliye valiliğe bile teslim edilebilir.
Ve hatta valilik bu tarihi yapıyı kendi bünyesine bile katabilir.
Bunda CHP'li belediyeler adına artık bir sıkıntı kalmadı.
Çünkü CHP bu olayın ardından buzları eritti.
Belki de kaybetmeye başladıkları siyasi üstünlüğü yeniden derleyip toparlama aşamasına girdi.
Kısaca;
Bu iş her ne kadar incir çekirdeğini doldurmayacak bir görüntü verse de;
Adı bu olaya hiç karışmayan Ak Parti, yaşanan bu süreçten en zararlı çıkan taraf oldu.
Zaten sosyal medyada da pek çok Ak Partilinin bu konuda savunma yaptığını şimdiden görmeye başladık.
Bu işten sıyrılmak isteyen Ak Parti gönüllülerinin Odunpazarı Belediyesi'ne yönelik;
"Külliyeden önce Odunpazarı bölgesinde eksik işlere bakın" tarzı söylemlerinin arttığına dikkat ettik.
Belki de yazdıkları, gözlemleri ya da eleştirileri haklı olabilir.
Ancak bu saatten sonra CHP'nin yeniden diriline engel olamaz.
Kurşunlu olayının ortaya çıkardığı en net sonuçta bu...