Siyaset kişiler üzerine kurulu olduğu zaman, 'senin adamın, benim adamım' mantığı her zaman ön plandadır.
Her zaman genel merkezde kendisine yakın bir kişi bulan, seçim listelerinde de yer bulur.
Mantık ancak budur ve bu mantığın dışında yapılan her çalışma, siyaseten kimseye bir şey kazandırmaz.
Sadece yaptıklarınız ya da çalıştıklarınız ile kalırsınız!
Çabanıza ve yaptıklarınıza kimse ama kimse hiç itibar etmez!

CHP'de de mantık bu!
Yaşanan son olaylar, siyasetin kişiselleştirilmiş tarafını da ortaya çıkarmadı mı?
Özellikle Milletvekili Murat Sönmez ile il başkanı Erman Gölet ile ilgili yorumlar, CHP'de dişlilerin ne denli bu yönde işlediğini ortaya seriyor.
Yani mantık şu;
'Genel Merkezden Önder Sav gitti, Sönmez ve Gölet'in siyasi gelecekleri de bitti!'
Çünkü parti içerisindeki yorumlara göre, her ikisi de Önder'e Sav'a yakın kişilerdi.
Eğer Sav partideki ağırlığını sürdürseydi, her iki isimde milletvekili listelerinde kendilerine yer bulacaktı!
Onlar dışında kimse CHP'nin vekili olamayacaktı.
Kişilere göre şekillendirilmiş siyaset mantığı işte!
Buna ucuz siyaset denmez de, ne başka ne denir ki?

Şimdiki yorumlar da, yine bu yönde bir siyasi zemin bulmuş durumda.
Özellikle Erman Gölet'in, Kılıçdaroğlu'nun partide kesin liderliğini ilan etmesinin ardından yaptığı açıklama eleştiri konusu oldu.
"Bekledi, bekledi, Sav gidince genel başkana olan sadakatini açıkladı" deniyor.
Ya da, taşlar yerine oturduktan sonra tarafını ortaya koydu deniyor.
Anlayacağınız;
Partide ana depremin olduğu anda, tarafını ilan etmeyenler adeta darağacına çekiliyor.
K K K
Biz bu yazıda kimseyi savunmak istemiyoruz.
Sadece CHP'deki siyasetin geldiği noktaya dikkat çekmek istiyoruz.
Kendi yönetim yapısını tamamen kişiler üzerine kurmuş;
Kişilerin gelecek beklentilerinden oluşan bir parti ortaya çıkmışken;
CHP'ye halktan gelecek teveccühün çokta fazla olmasını düşünemezsiniz.
Yarın sandık başına gidecek halkın, 'Kendileri için siyaset yapanlar, bizim sorunlarımıza nasıl bakar?' düşüncesi olan biteni yaşarken, sokakta konuşulanların farksız şeyler olduğunu da söylemek mümkün değil!
Çünkü CHP'de zihniyet, en başta da dediğimiz gibi, kişiler üzerine kurulmuş biçimde.
Bugün Sav gitti, onunla birlikte taşradaki isimlerde gitti!
Yarın Kılıçdaroğlu gidecek, onunla birlikte gelenler gidecek!
Ya CHP'deki bu kısır döngü ne zaman son bulacak?
Ne zaman halkın sorunlarını çözmek için çabalayan kadrolar bu partiye hâkim olacak?
Öyle görünüyor ki, bu çok zor!
Baksanıza Murat Sönmez ve Erman Gölet'in kalemi iki günde kırıldı.
Suçları ise genel başkana bağlılıklarını ilk gün ilan etmemek!
Kılıçdaroğlu ile gelenler de, sert bir rüzgârla geçip gidecek!
Ne kadar ilginç bir şey bu siyaset!

İktidar partisinden 10 yıldır tek bir çıt çıkmıyor ve her geçen yıl iktidardaki yerlerini güçlendiriyorlar.
Muhalif solda ise bakın kişiler üzerinden nasıl siyaset yapılıyor?
Ve sonra 'AKP bu ülkenin başından neden gitmiyor?' deniyor.
Ne acayip değil mi?