Çok tuhaflıklarla dolu bir ülkede yaşıyoruz...
Hepiniz hatırlarsınız...
Telefon dinlemelerle ilgili olarak konunun yoğun bir biçimde tartışıldığı günlerde Barolar;
-"Hakimler dinleme ile ilgili kararları tetkik etmeden, hatta okumadan veriyor" demiş, bu açıklamanın hemen ardından bir hakimin, kendi telefonunun dinlenmesi ile ilgili kararı imzaladığı ortaya çıkmıştı.
Yani...
Hakim, kendisinin dinlenilmesi ile ilgili gelen evrakı, üzerinde ki isme bile bakma gereği duymadan imzalamıştı...
Böylece...
Baro'ların telefon dinleme ile ilgili söylediklerinin ne denli haklı olduğu çıkmıştı ortaya.
Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşanan şu son delegelik olaylarında ki gelişmeleri öğrenince, bu traji komik olay geldi aklımıza.
Çünkü...
CHP'de yaşanan olayın da, hakimin, kendisinin dinlenmesi için karar imzalamasından farklı olmadığı çağrıştı bizde.
Şöyle bir bakın CHP'de olup bitenlere...
Partinin Genel sekreteri bütün il Başkanlıklarına bir genelge gönderiyor...
Diyor ki;
-"Belirttiği adreste oturmadığını tespit ettiğiniz delegelerin, delegeliklerini anında düşüreceksiniz" diyor...
Yani bir başka değişle;
-"Herkes belirttiği mahalle ve köyde oturuyorsa delege olabilecek" demek istiyor.
Bunun üzerine, genelgenin gereği yerine getiriliyor...
Seçilen delegelerin, gerçekten delege seçildikleri adreste oturup oturmadığı inceleniyor.
Oturmadığı tespit olanların da delegelikleri düşürülüyor.
Eskişehir'de, adreste oturmadığı tespit olanların sayısı 19.
Bunun üzerine, adreste oturmadığı için delegelikleri düşürülen 19 kişi ile ilgili karar Genel Merkeze gönderiliyor.
Genel Merkez ise, genelgeyi "mutlaka uyun" diye gönderen Genel Sekreter aracılığıyla bu kararı bozup "Bu 19 kişinin delegelikleri düşmesin" diyor.
Kısacası...
Genelgeyi gönderen bizzat Genel sekreterin kendisi.
Genelgeye uyulmasını isteyen de bizzat kendisi...
Ancak...
Genelgesini yerine getiren bir kararı bozan da kendisi...
Ne diyelim?
Böylesi bir olay da ancak CHP'de yaşanır...